Artık bütün gaylerden sıkılmış bulunmaktayım.Kendim de dahil.Bi sürü laflar küfler,ayrılmalar barışmalar,''sen daha önce şunun sevgilisiydin di mi?'' diye fırlayan zıpçıktılar..Kendime kafa atmak istiyorum aslında.Şu sıralar gayet babaanne sessizliği tadında giden hayatım vardı ki....
AYRILIK İNSANIN KIÇINA GİREN BİR TEKME BÖLÜMÜ:
Ayrılıktan sonra kendimizi işe güce,derslere kitaplara veriyorsak bu ülke kalkınıyo demektir.Aşk acısı denen pipi tüccarı olmasaydı nereye giderdi bu ekonomi,bu pazar,bu çalışan yurdumun namuslu insanları?Bara giderdi lan ehehe!Evet biliyorum.Siz de yatağınızda böğüre böğüre ağlamak yerine haftada 8-9 kere dışarı çıkıp ''Oluuum işte ben hala ölmedim sepseksi geziyorum nihahaha'' demişliğiniz vardır.Ama bu sadece yoğun bi çöküşün ayakta durmaya çalışma taktikleri...Veya evde durup dururken temizlikler yapıp,ipe bamyalar dizip,kanaviçe işleme isteklerinizi kontrol altında tutmaya çalışmak...Ah...zor...acı...berbat....Şahsen yağlı boya tablo yapma isteğiniz geldiyse doğruca gidip bi parmak atın o poponuza.(orta olanını atın, o çokzel )
Ayrılık insana bambaşka bi enerji veriyo orası kesin.Hani sevgilin varken sahip olsan o enerjiye belki gider 2.haftanın sonunda Hacıbektaş Belediyesinin vermiş olduğu yetkiyle kıyarsın nikahı.Allahın emri ve peygamberin kavliyle kendimi kınıyorum şuanda!( not: yarın en yakın sokak köpeğine gidip kendini ısıttırıyosun Kezban!)Beni istemeyen biri için hala böyle köylü köylü hayaller kuruyorum ya kendime nasıl acıyorum.Cidden bazen kendime ''yazıkkk kız,öylee deme kızzz,ayyy kıyamam kızzzz'' diye bi veryansınlarda bulunuyorum ki oturup kendi üzüldüğüme üzülücem...(üzüntü içinde üzüntü insepşın gibi herifim anacım allah için)Birini unutmak kolay olmuyo.Unutmak istedikçe özlemek,özledikçe unutmak istemek...böyle bi kısır döngü içinde bakıyosun beynin olmuş bebelak başlangıç maması.Hee varsan baksan unutmaya çalıştığın kişiyi 2 sene sonra hatırlayınca ''uhahaha bu ne lan tipe bak'' diye diye şenlenir bi o kadar da utanırsın.Neyse ne...
BEN GALİBA BİŞEYLER YAPTIM BÖLÜMÜ:
Maalesef ben kendine hakim olamayan,ruhu hastalıklı ve sıkoç bırayt beyinlinin teki olduğum için yeni almış olduğum telefon numaramla eski sevgilime mesaj attım.''Selam sen beni hatırlamazsın ama ben seni çok beğeniyorum'' diye kocaman kocaman yazıp yolladım.İlgiyi gören her atyarraaa gibi bu boş durmadı cevap attı.Başlarda ''Kimsin?Beni rahatsız etme terbiyesiz,seni anneme söylerim hıh'' vb namuslu mesajlar daha sonra yerini ''Hahaha yerim seni ya delüüü kimsin ki sen?'' tarzı yayık ayran mesajlarına döndü.Ulan valla var ya gizli olan kazanıyo...Normalde bana 5 saatte cevap atan herife şimdi ''Bok'' yazsam ''Noldu?Kırdım mı?Pardon :('' diye saniyesinde yanıtlar falan veriyo.Bu duruma bi yandan içlenirken bi yandan da hala onunla konuştuğum için sevinçliydimBiliyorum bana içinizden ''Lan bu ruh hastası kaç kaç kaç'' diyosunuz.Ama bunu anlayabilecek insanlarda vardır elbet.Sadece onunla konuşmak önemliydi belki.Belki de kendimi tatmin ediyodum gizli kişiliğimle azına yüzüne sıçabiliyodum.Eğer ''Ben Kezbanım :)'' yazsaydım kesinlikle cevap gelmezdi.Benim eski numaramı ''Allah belasını vere avea,allah belasını vere ev'' diye kaydetmiştir eminim.Ama arada bi ''Lan söylesem mi ki dur dur bişey söyliim çaksın'' diye düşünmedim değil.Ama maalesef öküzün torunu hiçbir ipucunu anlamadı.Aradan geçen 1-2 günden sonra mesajlaşmalarımız devam etti.Ama ben bu 1-2 gün bile diken üstünde hissetmekten öldüm.Çok rahatsızdım.Hatta daha fazla üzgündüm.Önceden en azından ''Hala beni düşünüyo mudur ya offf?'' diye kendime sorardım.Ama bu sefer onun unuttuğum yavşağımsı yüzüyle karşı karşıyayadım.Ve çok tuhaftır ki kendimi kendimden kıskandım.Allahım deliriyo muyum neyim?İyicene contayı sıyırdım ya hayırlısı.Kendimi Sarp ismiyle tanıttığım için,düşüncelerimde Sarp'ı kıskandım.İçimden ''Tabi tabi Sarpla siz gidin gezin tozun beni hiç hatırlama godoşşş'' diye diye helak oldum.O an Sarp'ı bulup saçını başını yolup atmak istedim.Ama Sarp nedense bendim!LAN!!!!Ciddi ciddi bi klinik vakaya dönüşeceğimden korkmaya başladım.Ve bu piç kurusu geçen günlerle ''Hadi buluşalım'' mesajları atmaya başladığı için korktum.Buluşmaya kim gidicekti?Sarp mı?Ben gidicem...Sonra... yine sarp sarp eve dönerdim.Bu hatalı,acılı ve bi o kadar mantıksız olaya bir an önce son vermeliydim.Yoksa eski sevgilim Sarp'a aşık olucak,ben tımarhaneye yatıcaktım.Sarp ne yapardı? onu bilemiyorum tabi :( Biz olmayınca o da gider benim yeni telefon numaramı herkese dağıtır,faturayı götüme kol gibi sokardı.Hay allah kahretmesin ya hem de hastanedeyim ödeyemem falan,direk icra!!!!Herneyse saçmalarım bi tarafa...Hattı çıkardım ve artık kullanmamaya karar verdim.Çünkü o Sarp'ın numarası oldu artık.Ha arada tabi ki kontrol etmek için 2-3 kere açtım telefonu.Her an mesaj gelir de üzülürüm korkusuyla ''KAPAAAAAAAAT'' tuşunu kökledim.Kendimi kendimden de kıskandım ya ölsem de gam yemem artık.Piç kurusuna gelirsek hala özlüyorum.Yapacak bişey yok maalesef...Mesafelerin ve gururun azına sıçayım...
SARP ÖPER:) AYY PARDON KEZBAN ÖPER:)
30 Ocak 2012 Pazartesi
22 Ocak 2012 Pazar
Beni Dinden İmandan Çıkarın
Şeytan diyo; atla bir buluta git.Olmadı Heri Potır'dan al ''nimbus 2000'' markalı uçan süpürgeyi,önce balkonu yıka sonra teee uzaklara sür...Hep edecek bi isyan buluyorum sanırım.Mesela ''isyan dükkanı'' açsam diyorum.Eş dost gelip benim dükkanda etse isyanını.Küçük yalıtım sistemli bi oda yaptırsam.Girsin müşterim içeri bağırsın çağırsın saç baş,etek,ceket yolsun atsın kendini ordan oraya.Ve sadece 5 liraya!!!!Zamanında ''kavga etmelik sevgili kabini'' fikrime benziyo biraz.Sokakta baktın konu büyümeye başladı.Direk geliceksin benim kabine.Dışarı ses vermez,duvarlar yastıktan falan...Başla sevgilinle kavga etmeye.Özel konuları bile haykıra haykıra konuş.Ağlarsan çık kabinden bana sarıl...Haa ama kafa göz dalmak isterseniz özel ''kavgalık suma kıyafetleri'' almak zorunda kalıcaksınız.Tükkanımda öyle kan felan istemiyorum çünkü.Kırılmış dişlerinizi giderken yerden toplatırım tek tek!Allahım şu girişimci ruhumu gör artık!!!Ben ne projelerlen,ne bilimsel staloptik sentrinoz deneyleriylen dolu biriyim.Hayır NASA'da çaycı olarak başlasam biliyorum yükselirim 2-3 aya.Aya yükselirim hatta ehehehehhohofofofododod....EROR.
Geçen gün şırın şırın yağmurda eve tıkıldık bi arkadaşımla.Ona da bazı sızıklarımdan bahsettim.Şikayetim var lan benim bu dünyaya.''Abi beni anlamıyosun sen,dedim.Kalıbıma dar gelir oldu bu hayat.Bişeyler yapmam lazım artık.Adımı,imzamı atmam lazım altına altına.Gitmem lazım bu şehirden,uzaklaşmam lazım.Yeni hayatlar,yeni bir koltuk,yeni bir yaşam pıhtısı...''diye dertli dertli içimi dökerken.''Yani pardon da Kezban anasının amı.Kaç saattir içerden kolayı getirmiyosun sen,nereye gidiceksin bu uyuşuk götünle?'' diyerek ambiansın azına sıçtı oracıkta.Ama sonradan düşündüm.Cidden haklıydı,herşeye üşenen,sonraya bırakan biri olup çıktım.Geceleri yatmadan ''Yarın şunu yapıcam evet evet oraya da gidicem sonra tak tak tak oraya koşarım heh oldu o zaman en son da buraya uğrarım'' diyip yatıyorum.Sabah kalktığımda ise çişimi yaptırması için birini bekliyorum resmen.Kucaklayıp tuvalete götürse veya direk pipimi 5 dklığına önümden alsa...Biliyorum berbat bişey üşengeçlik.Günde 7 derse girip,çıktığında işe giden ve akşam arkadaşlarıyla takılan insanlara zaten uzaylı gözüyle bakıyorum.Neyim eksik benim onlardan?Kendime kızayım diyorum ama bunu sonradan düşününce ''Aman şimdi kim uğraşcak kızmayla falan uzun işler onlar Kezban'' diyip ayaklarıma bakıyorum.Allah oturanı sevmezmiş ya hani?Cidden kaç senedir acaba onun için mi anlaşamıyoruz bi türlü?Ölürsem de kapıda meleklerin yanında otururum.Üşengeçlikten içeri falan giremem ben.
Hayır çok cennete gitme meraklısı değilim.Din dersinde cenneti anlattıklarında ilk tepkim ''Ayh çok sıkıcıymış yaa'' olmuştu.Ama kimse kusura bakmasın yani türlü türlü meyvelerin olduğu,nehirlerin ırmakların şelalelerin şakır şakır aktığı çimenlik alanda ben napayım?Kitap yok,internet yok,müzik yok,telefon yok!!!Hadi onu geçtim erkeklere HURİ veriyolarmış.Hiç yoktan kalk bu gay halinle cennette 4 tane karıyla gez.Ne güzel HEPSİ grubu gibi oluruz..Sonra Gülçin bizi terkeder falan..Öfff ne sıkıcı.Adamların hepsi zaten şakirt tiplidir,böyle dindar sakallı göbekli....Hem geceleri napıcaz?Çayırda 4 karıyla oturup ağda mı yapıcaz,aman aman sıkıntıdan gebermelik tam.Bi daha ölme hakkımız da yok sonuçta.Bi kere ölmüşüz oraya gitmişiz bok varmış gibi..Ordaki ağaca assam kendimi fayda yok...Zaten ip bulamayız sanırım.Uçabiliyo muyduk peki?Offf çok fazla Sihirli Annem izliyorum amına koyayım..Bütün sanatçılar cehennemde Demet Akalın dinleyip kopuyolar kazanlarda.Gay life var aşağıda.Haa ne kadar izin verirler parti yapmaya bilmiyorum.Ama belli kafa adamlar orda.Hadi Hristiyan oldum diyelim.Yine cennet itici.Yok şaraplar,İsa'yla yenen yemekler.Herşeyi topluca yapmak zorundayız,ayinler falan,klasik müziğin dibine vuruyoruz çimenlerin üstünde.I-ıh cıks!!Ben cennet insanı değilim kardeşim...Haa ama eğer cennete düşersem cehennemde ki eski sevgililerime gidip hava atarım.''Ayh canıms napıyosunuz ya?Şey işte bizde okaliptus yağı sürdük yukarda ehehehehe siz valla kararmışsınız...Aaa Bora'ya bak saçları kalmamış ehe ehe..Ben nasılım ama beyazlarla süperim di mi?Yani bize özel dikiyolar bunları fakir piçler sizin gibi çıplak değiliz eheheheh''diye gidip görgüsüzlüğün allahını yaparım valla.Sonra yanıma kanatlı götü gözüken bebek şeklinde melek gelir ve ''Sevgili Kezban yaptığımız incelemeler sonucu cennette hatalarınızı tespit ettik,hazır siz ziyarete gelmişken soyunun burda kalıcaksınız'' der hemen...Ayh REZİLLİK tam.Rüşvet falan da kabul etmez kıçı başı açık bebekimsi şey..Vallaha sıçarım oracıkta.Soyunucak olmam sevindirici gibi aslında hem Demet Akalın da o sırada konsere başlar falan.İçlerinde daha yanmamış bembeyaz popolu tek ben olurum.Ohhh o akşam kaç herif kaldırırım ordan ehehehehe...
Bunları düşünmek için henüz erken olduğunun farkındayım.Ama tedbirimi almak istedim şimdiden.Ve bi an önce artık köy ekmeği şeklindeki götümü yerinden kaldırıp,cehenneme yol almak için yeni şeyler yaşamam lazım.Ama önce mutfaktan kolayı almam gerek...Siyuuuletırrrrs
KEZBAN ÖPER:)
Geçen gün şırın şırın yağmurda eve tıkıldık bi arkadaşımla.Ona da bazı sızıklarımdan bahsettim.Şikayetim var lan benim bu dünyaya.''Abi beni anlamıyosun sen,dedim.Kalıbıma dar gelir oldu bu hayat.Bişeyler yapmam lazım artık.Adımı,imzamı atmam lazım altına altına.Gitmem lazım bu şehirden,uzaklaşmam lazım.Yeni hayatlar,yeni bir koltuk,yeni bir yaşam pıhtısı...''diye dertli dertli içimi dökerken.''Yani pardon da Kezban anasının amı.Kaç saattir içerden kolayı getirmiyosun sen,nereye gidiceksin bu uyuşuk götünle?'' diyerek ambiansın azına sıçtı oracıkta.Ama sonradan düşündüm.Cidden haklıydı,herşeye üşenen,sonraya bırakan biri olup çıktım.Geceleri yatmadan ''Yarın şunu yapıcam evet evet oraya da gidicem sonra tak tak tak oraya koşarım heh oldu o zaman en son da buraya uğrarım'' diyip yatıyorum.Sabah kalktığımda ise çişimi yaptırması için birini bekliyorum resmen.Kucaklayıp tuvalete götürse veya direk pipimi 5 dklığına önümden alsa...Biliyorum berbat bişey üşengeçlik.Günde 7 derse girip,çıktığında işe giden ve akşam arkadaşlarıyla takılan insanlara zaten uzaylı gözüyle bakıyorum.Neyim eksik benim onlardan?Kendime kızayım diyorum ama bunu sonradan düşününce ''Aman şimdi kim uğraşcak kızmayla falan uzun işler onlar Kezban'' diyip ayaklarıma bakıyorum.Allah oturanı sevmezmiş ya hani?Cidden kaç senedir acaba onun için mi anlaşamıyoruz bi türlü?Ölürsem de kapıda meleklerin yanında otururum.Üşengeçlikten içeri falan giremem ben.
Hayır çok cennete gitme meraklısı değilim.Din dersinde cenneti anlattıklarında ilk tepkim ''Ayh çok sıkıcıymış yaa'' olmuştu.Ama kimse kusura bakmasın yani türlü türlü meyvelerin olduğu,nehirlerin ırmakların şelalelerin şakır şakır aktığı çimenlik alanda ben napayım?Kitap yok,internet yok,müzik yok,telefon yok!!!Hadi onu geçtim erkeklere HURİ veriyolarmış.Hiç yoktan kalk bu gay halinle cennette 4 tane karıyla gez.Ne güzel HEPSİ grubu gibi oluruz..Sonra Gülçin bizi terkeder falan..Öfff ne sıkıcı.Adamların hepsi zaten şakirt tiplidir,böyle dindar sakallı göbekli....Hem geceleri napıcaz?Çayırda 4 karıyla oturup ağda mı yapıcaz,aman aman sıkıntıdan gebermelik tam.Bi daha ölme hakkımız da yok sonuçta.Bi kere ölmüşüz oraya gitmişiz bok varmış gibi..Ordaki ağaca assam kendimi fayda yok...Zaten ip bulamayız sanırım.Uçabiliyo muyduk peki?Offf çok fazla Sihirli Annem izliyorum amına koyayım..Bütün sanatçılar cehennemde Demet Akalın dinleyip kopuyolar kazanlarda.Gay life var aşağıda.Haa ne kadar izin verirler parti yapmaya bilmiyorum.Ama belli kafa adamlar orda.Hadi Hristiyan oldum diyelim.Yine cennet itici.Yok şaraplar,İsa'yla yenen yemekler.Herşeyi topluca yapmak zorundayız,ayinler falan,klasik müziğin dibine vuruyoruz çimenlerin üstünde.I-ıh cıks!!Ben cennet insanı değilim kardeşim...Haa ama eğer cennete düşersem cehennemde ki eski sevgililerime gidip hava atarım.''Ayh canıms napıyosunuz ya?Şey işte bizde okaliptus yağı sürdük yukarda ehehehehe siz valla kararmışsınız...Aaa Bora'ya bak saçları kalmamış ehe ehe..Ben nasılım ama beyazlarla süperim di mi?Yani bize özel dikiyolar bunları fakir piçler sizin gibi çıplak değiliz eheheheh''diye gidip görgüsüzlüğün allahını yaparım valla.Sonra yanıma kanatlı götü gözüken bebek şeklinde melek gelir ve ''Sevgili Kezban yaptığımız incelemeler sonucu cennette hatalarınızı tespit ettik,hazır siz ziyarete gelmişken soyunun burda kalıcaksınız'' der hemen...Ayh REZİLLİK tam.Rüşvet falan da kabul etmez kıçı başı açık bebekimsi şey..Vallaha sıçarım oracıkta.Soyunucak olmam sevindirici gibi aslında hem Demet Akalın da o sırada konsere başlar falan.İçlerinde daha yanmamış bembeyaz popolu tek ben olurum.Ohhh o akşam kaç herif kaldırırım ordan ehehehehe...
Bunları düşünmek için henüz erken olduğunun farkındayım.Ama tedbirimi almak istedim şimdiden.Ve bi an önce artık köy ekmeği şeklindeki götümü yerinden kaldırıp,cehenneme yol almak için yeni şeyler yaşamam lazım.Ama önce mutfaktan kolayı almam gerek...Siyuuuletırrrrs
KEZBAN ÖPER:)
19 Ocak 2012 Perşembe
Amca Size ''İbne'' Diyebilir Miyim ?
Akraba ve aile ilişkileri sağlam insanları her zaman kıskanmışımdır.Böyle topluca gidilen pikniklere özenirim hep.Enişte,hala,dayı,teyze ve bi ton daha akrabayla birlikte yenen bol kahkahalı sevimli küçük yemekler...Ama bu hayalimi hiç bi zaman yaşayamadım ve sanırım yaşamam da.Anne tarafının %90'ı zaten ölmüş.Baba tarafında %50'lik kısım yaşıyo.Ama değil yemek dondurma yemeye bile gidilmez onlarla....
Geçen gün feysbuktan gelen arkadaş talebiyle şok oldum.İtinayla nefret ettiğim amcam evine 19,90TL'ye bağlattığı internetiyle kendine feysbuk profili edinip ilk olarak beni eklemiş.Kendi kendime ''Ne alaka lan alla alla?'' diye sorarken bastım ''kabul''e.Baktım bu onlayn hemen çevrim dışı olup iletişim kurmasını engelledim.Küçüklüğümden beri birbirimizi sevemiyoruz bi türlü.O genelde HAYATI yalayıp yutmuş tavırlarıyla herkese bişeyler vermeye çalışır.Herkesin onun istediği yoldan gitmesini ister.Hayır çok mu bok kendisi?Kesinlikle bir bok değil!Bu hayatta sahip olduğu 3 memeli bi karısı ve ırgat gibi kullandığı 2 tane Sindrellası var..Mesleği falan da boktan.Ama narsistin,megolomanın,sıyırığın teki işte.Kelin merhemi olsa... lafı boşuna söylenmemiş de mi amk?Zaten bayramdan bayrama ya görüşürüz ya da görüşmeyiz.En hayırlısı da bu oluyo..Herneyse mutfaktan bi su alıp ekran karşısına geri geldim.Baktım amcam bi fotoğrafıma yorum yapmış.''VAYY BE YEĞENİME BAK SEN SİGARASI ELİNDE FOTOĞRAFLAR ÇEKİLMİŞ,ALKOLE DE BAŞLAMIŞ...YAZIK YAZIK GENÇLİĞİNE SENİN...AMA BUNLARI DUYMAK HOŞUNA GİTMEZ TABİİ...BİZDE EVLAT BÜYÜTÜYORUZ AMA SENİN İPİNİ TUTAMADILAR ASİ BİŞEY OLDUN ABİMLERİN BAŞINA.SEN BENDE OLUCAN VAR YA...''diye devam eden 350 karakterlik bi yazı.Hayır duyan da zanneder sanki ben bali çekip,şarap şişeleri arasında fotoğraf çekilip saçlarımı kırmızı yapmışım.Ulan ne var herkesin dışarı çıktığında çekildiği klasik facebook fotoğrafları işte....İnanamadım direk yorumu kaldırdım.Ama tam o sırada başka bi fotoğrafa atlayıp çoktan yorum yazmış bile.''O SAÇLAR DÖKÜLECEK ZAMANLA GÜVENME,HEM ERGENLİĞİN BİTMEDİ Mİ SENİN?O SİVİLCE NE ORDA KEZBAN?YOKSA ÇOK FAZLA MI YÜKLENİYOSUN ANLADIN SEN ONU:D:D:D HADİ BELİNE KUVVET'' diye 2. travmatik yorum geldi.Tam onu da silerken ''X adlı kişi sizi bi gönderide etiketledi'' diye yeni bi bildirim.Sigara ve alkole HAYIR!lı bi fotoğraf paintle çizilmiş iğrenç bişey..Nerden bulmuşsa artık.Yoğun bi sinir yamışması sonucu delirdim bütün duvarımı,fotoğraflarımı vs vs... bu özürlü ruhluya kapattım.Ama sorunu çözebildim mi?HAYIR!...
DAHA FAZLA ACI BÖLÜMÜ:
Aradan 1-2 gün geçti.Baktım sohbette bile olsa bana bulaşmıyo.''İyi bari'' dedim.Hayır ona 25 sayfalık ''Senin allah belanı versin çünküğğğ...''temalı bi mesaj atabilirim ama yine de aynı kanı taşıyoruz diye böyle bişeyi yapmak istemiyorum.Yarın öbür gün diyelim hasta olurum belki bana ilik falan gerekir.Belki verir iliğini...ehehehe şaka lan!!Bu kadar derin düşünemem zaten.Hem bişey olursa siz verirsiniz bi ilik canım allah allah...bi iliğin lafını yapmayın bana!!...Herneyse 1-2 gün sonra baktım diğer aile üyeleri de beni eklemeye abanmışlar.'' Ahh Kezban mangalın közleri üstünde tecavüze uğrayasın,pipin tıkansın da sidik torban patlasın boğazlarına kadar kendi çişinle boğul inşallah!!'' diye türlü beddualar ettim kendime.Tabi artık diğer akrabalara ne anlattıysa ''Abooww abimin oğlu dağıtmış dağıtmış böyle alkolik zil zurna manyağın teki facebookta tonla fotoğraf koymuş rezil pezevenk bişey olmuş hem alkol hem sigara!!! aynı anda 100 sigarayı da götüne sokuyomuş hem de anam anam anam...inanmazsanız girin bakın''demiştir kesin....Mecburi diğerlerini de kabul etmek zorunda kaldım.Hemen bi tanesi gelip bi video beğendi,diğeri koşa koşa gitti ''Bu kız kim ihihih?Anlayalım yani;)'' diye bi fotoğrafa yorum yaptı,öbürsü kalktı duvarıma ''Kezban amcamın yorumunu bulamadım ben ?yazmış sana uzun uzun @amca nereye yazdın?'' diye bişeyler zırvaladı.Amcam da yorum olarak ''Ben niye giremiyorum fotoğraflara Q'nın dediği kız kim?ben görmedim...yorumumu sildin mi?'' diye zeka yoksunu diyologlar kurmaya başladılar.Ayrıca bi de bana arkadaş önermiş tanımam etmem...Heralde arkadaşının arkadaş sayısını falan arttırmaya çalışıyo.... İnternetten resmen o an nefret ettim.İnterneti de bu kadar amcık gibi kullananları ilk defa gördüm.Ve hepsi benim akrabam :(((Artık dayanacak gücüm kalmadı,pc başında sinirden 2 paket rulokat yedim.Her biri sohbetten ''Şiiişşt,Piiişşşt eheheh'' yazıyo...Evli olan bi tanesi ''Bebeğimin albümlerini ben nasıl öyle senin gibi şeyedebilirim büyük büyük bi baksana Kezban'' diyo.En sonunda geldi gelenler ''eeeeeeeehhh yeter lan sikerim sizin kan bağınızı amın feryatları!!!'' diyerek hepsini tek tek sildim.Yorumlarını da beğendikleri videoları da kaldırdım.İmkanım olsa Mark Zuckerberg'i arayıp ''Gözünü seveyim tatlım kapa şu sikimsonik şeyi '' diye yalvarabilirdim...
Onun için artık kalabalık akşam yemeği hayalimi rafların en tepesine kaldırmış bulunmaktayım.Hatta rafa bile değil Kuzey Kore'ye ışınlıyorum o hayali..Aman aman iyi böyle.Gayet hoş.Ve sosyal ağlarda akrabalıkların sonu cinayetle bitebilir bence.Duyarsam şaşırmam.Hatta ölene üzülmem,öldürene ''Naaptı?Sinir etti de mi?Yorum yazdı de mi?Neyse üzülme ben sana içerdeyken her hafta kartonla sigara yollacağım bebeğim :('' derim...Bakalım belki benimkiler 2-3 güne ''KEZBANI KINAYACAK 1.000.000.000 KİŞİ ARIYORUZ'' diye grup falan kurarlar o zaman kiralık bi katil falan edinirim kendime..:(
KEZBAN ÖPER:)
Geçen gün feysbuktan gelen arkadaş talebiyle şok oldum.İtinayla nefret ettiğim amcam evine 19,90TL'ye bağlattığı internetiyle kendine feysbuk profili edinip ilk olarak beni eklemiş.Kendi kendime ''Ne alaka lan alla alla?'' diye sorarken bastım ''kabul''e.Baktım bu onlayn hemen çevrim dışı olup iletişim kurmasını engelledim.Küçüklüğümden beri birbirimizi sevemiyoruz bi türlü.O genelde HAYATI yalayıp yutmuş tavırlarıyla herkese bişeyler vermeye çalışır.Herkesin onun istediği yoldan gitmesini ister.Hayır çok mu bok kendisi?Kesinlikle bir bok değil!Bu hayatta sahip olduğu 3 memeli bi karısı ve ırgat gibi kullandığı 2 tane Sindrellası var..Mesleği falan da boktan.Ama narsistin,megolomanın,sıyırığın teki işte.Kelin merhemi olsa... lafı boşuna söylenmemiş de mi amk?Zaten bayramdan bayrama ya görüşürüz ya da görüşmeyiz.En hayırlısı da bu oluyo..Herneyse mutfaktan bi su alıp ekran karşısına geri geldim.Baktım amcam bi fotoğrafıma yorum yapmış.''VAYY BE YEĞENİME BAK SEN SİGARASI ELİNDE FOTOĞRAFLAR ÇEKİLMİŞ,ALKOLE DE BAŞLAMIŞ...YAZIK YAZIK GENÇLİĞİNE SENİN...AMA BUNLARI DUYMAK HOŞUNA GİTMEZ TABİİ...BİZDE EVLAT BÜYÜTÜYORUZ AMA SENİN İPİNİ TUTAMADILAR ASİ BİŞEY OLDUN ABİMLERİN BAŞINA.SEN BENDE OLUCAN VAR YA...''diye devam eden 350 karakterlik bi yazı.Hayır duyan da zanneder sanki ben bali çekip,şarap şişeleri arasında fotoğraf çekilip saçlarımı kırmızı yapmışım.Ulan ne var herkesin dışarı çıktığında çekildiği klasik facebook fotoğrafları işte....İnanamadım direk yorumu kaldırdım.Ama tam o sırada başka bi fotoğrafa atlayıp çoktan yorum yazmış bile.''O SAÇLAR DÖKÜLECEK ZAMANLA GÜVENME,HEM ERGENLİĞİN BİTMEDİ Mİ SENİN?O SİVİLCE NE ORDA KEZBAN?YOKSA ÇOK FAZLA MI YÜKLENİYOSUN ANLADIN SEN ONU:D:D:D HADİ BELİNE KUVVET'' diye 2. travmatik yorum geldi.Tam onu da silerken ''X adlı kişi sizi bi gönderide etiketledi'' diye yeni bi bildirim.Sigara ve alkole HAYIR!lı bi fotoğraf paintle çizilmiş iğrenç bişey..Nerden bulmuşsa artık.Yoğun bi sinir yamışması sonucu delirdim bütün duvarımı,fotoğraflarımı vs vs... bu özürlü ruhluya kapattım.Ama sorunu çözebildim mi?HAYIR!...
DAHA FAZLA ACI BÖLÜMÜ:
Aradan 1-2 gün geçti.Baktım sohbette bile olsa bana bulaşmıyo.''İyi bari'' dedim.Hayır ona 25 sayfalık ''Senin allah belanı versin çünküğğğ...''temalı bi mesaj atabilirim ama yine de aynı kanı taşıyoruz diye böyle bişeyi yapmak istemiyorum.Yarın öbür gün diyelim hasta olurum belki bana ilik falan gerekir.Belki verir iliğini...ehehehe şaka lan!!Bu kadar derin düşünemem zaten.Hem bişey olursa siz verirsiniz bi ilik canım allah allah...bi iliğin lafını yapmayın bana!!...Herneyse 1-2 gün sonra baktım diğer aile üyeleri de beni eklemeye abanmışlar.'' Ahh Kezban mangalın közleri üstünde tecavüze uğrayasın,pipin tıkansın da sidik torban patlasın boğazlarına kadar kendi çişinle boğul inşallah!!'' diye türlü beddualar ettim kendime.Tabi artık diğer akrabalara ne anlattıysa ''Abooww abimin oğlu dağıtmış dağıtmış böyle alkolik zil zurna manyağın teki facebookta tonla fotoğraf koymuş rezil pezevenk bişey olmuş hem alkol hem sigara!!! aynı anda 100 sigarayı da götüne sokuyomuş hem de anam anam anam...inanmazsanız girin bakın''demiştir kesin....Mecburi diğerlerini de kabul etmek zorunda kaldım.Hemen bi tanesi gelip bi video beğendi,diğeri koşa koşa gitti ''Bu kız kim ihihih?Anlayalım yani;)'' diye bi fotoğrafa yorum yaptı,öbürsü kalktı duvarıma ''Kezban amcamın yorumunu bulamadım ben ?yazmış sana uzun uzun @amca nereye yazdın?'' diye bişeyler zırvaladı.Amcam da yorum olarak ''Ben niye giremiyorum fotoğraflara Q'nın dediği kız kim?ben görmedim...yorumumu sildin mi?'' diye zeka yoksunu diyologlar kurmaya başladılar.Ayrıca bi de bana arkadaş önermiş tanımam etmem...Heralde arkadaşının arkadaş sayısını falan arttırmaya çalışıyo.... İnternetten resmen o an nefret ettim.İnterneti de bu kadar amcık gibi kullananları ilk defa gördüm.Ve hepsi benim akrabam :(((Artık dayanacak gücüm kalmadı,pc başında sinirden 2 paket rulokat yedim.Her biri sohbetten ''Şiiişşt,Piiişşşt eheheh'' yazıyo...Evli olan bi tanesi ''Bebeğimin albümlerini ben nasıl öyle senin gibi şeyedebilirim büyük büyük bi baksana Kezban'' diyo.En sonunda geldi gelenler ''eeeeeeeehhh yeter lan sikerim sizin kan bağınızı amın feryatları!!!'' diyerek hepsini tek tek sildim.Yorumlarını da beğendikleri videoları da kaldırdım.İmkanım olsa Mark Zuckerberg'i arayıp ''Gözünü seveyim tatlım kapa şu sikimsonik şeyi '' diye yalvarabilirdim...
Onun için artık kalabalık akşam yemeği hayalimi rafların en tepesine kaldırmış bulunmaktayım.Hatta rafa bile değil Kuzey Kore'ye ışınlıyorum o hayali..Aman aman iyi böyle.Gayet hoş.Ve sosyal ağlarda akrabalıkların sonu cinayetle bitebilir bence.Duyarsam şaşırmam.Hatta ölene üzülmem,öldürene ''Naaptı?Sinir etti de mi?Yorum yazdı de mi?Neyse üzülme ben sana içerdeyken her hafta kartonla sigara yollacağım bebeğim :('' derim...Bakalım belki benimkiler 2-3 güne ''KEZBANI KINAYACAK 1.000.000.000 KİŞİ ARIYORUZ'' diye grup falan kurarlar o zaman kiralık bi katil falan edinirim kendime..:(
KEZBAN ÖPER:)
16 Ocak 2012 Pazartesi
''Alış''mak ''Veriş''mekten Daha Zor Geliyor
Göt kesici soğuklarla birlikte sokağa çıkarken ''Ne giyicem ulaaan?'' sorusunu haftada 25642 kere sormaya başladım.Dolabıma baktığımda 5 kamyon kıyafet var ama ben nedense 4 parça şeyi giyip duruyorum.Bazı tişörtler en altta kalmış hiç giymemişim bile...''Yatarken giyilir'' bu diye ayırdığım o saçma salak eşofmanlara bi kere bile elim gitmedi.Orta okuldan kalma süveterimi bile saklamışım lan :( Kullanmadıklarını vermeye kıyamayan ninelere on basar sekize katlarım yeminle!''ALIŞVERİŞ YAP'' diye gelen vahiyden sonra,gidip ölümüne kasalara koşmayı kendime görev edindim.Yakın arkadaşımı da alıp ''Outlet'' diyarlara göç ettik...
MAĞZAAAA MAĞZAAAA MAĞZAA BÖLÜMÜ:
Alışveriş yaparken biri video kameraya kaydetse beni National Geographic'te ''Yerlilerin Medeniyeti Keşfetmesi'' belgeseli diye ödül alır.Kazak reyonunun önünde ''Aaa ''V'' yakası güzel bunun hem ''S''beden ama laciverti var ki evde... Kırmızı mı alsam?Kırmızı bişeyim yok ki benim!Siyahı çok güzel ama dolap siyah dolu Kezban yeter artık..Hem bunun altına bot alırım lacivert bi tane.Ama ikisini mi giyicem sürekli?Baklavalısı da varmış ama bordo çizgili...Hayır ceketim zaten siyah...spor olarakta giyemem...Hem pantolonu da açık renk alıcam dedim..Koyu renk mi alsam ama koyu rengi var bende...Eskitilmiş modellerde güzel...Bak şapkalara bakıyodum bu gözlük daha iyi gibi...Ama çok ibne işi mi bu pembe...Hem ne var?Burak giymiş geçen bunun gibi...orda niye bi kalabalık var ki?İndirimden alayım 3 tane haftaya gelir bunu tek alırım....bu ikisini alırsam şu kaça gelir...yüzde 70 bunun için geçerliyse öbür kotu neden alayım ki..ama beğendim sanki'' gibisinden travmatik konuşmalar yaparken,herşeyi bırakıp ''Başka mağazaya gidelim'' dedim ve çıktık.Kararsızlık en büyük özelliğim benim ama bu alışveriş faslında iyicene gerizekalılığın dibine vuruyorum.Arkadaşım da zaten ben bişeye bakarken ''Kezbaaaaaaaan bak buna'' diyip dikkatimi dağıtıyo.Tam onun dediğine bakarken başka yere koştura koştura gidip ''Kezbaaaaan bak bu da güzelmiş'' dediği an ''Ulan amına koduğum düdük makarnası hani bu güzeldi :('' diye sinir krizi geçiriyorum mağazanın orta yerinde.
SATIŞ TEMSİLCİLERİ BÖLÜMÜ:
Şu hayatta itinayla nefret ettiğim şeylerden biri de şu ''Satış Temsilcileri''.Hayır görevleri tamam anladık.Ama gezinirken annesinin eteğine yapışan 2 yaşındaki veletler gibi davranmaları beni öldürüyo.Tam bişeyi elliyorum yanıma gelip ''Onun bedeni var ehi ehi'' diyip hevesimi sikiyo oracıkta.Uzaklaşıyorum başka bişeye bakıyorum ''Bunlara mı bakmıştınız hihihi'' diye yine dibimde.''Yok canım ananın amının termometrik defüzyonuna bakmıştım'' diyesim geliyo,ama susuyorum.Haa normalde kabinde ölsem gelip bakmaz.Bi keresinde ulan alt tarafı bi beden küçüğünü istedim 45 saat gelmedi geri.Kemerimle kendimi asıcaktım kabinde.Bi de o kabinler çok küçük.Zapzayıf olduğum halde bana bile dar gelen o minco kadar yere 150 kilo adam gelip ne denesin.Lan kalp krizi geçirir insan kendi nefesiyle boğuluyo resmen.Bi de kabinden çıkar çıkmaz o bozulmuş saçlarla,kızarmış kulaklarla en güzel kıyafeti bile alsam tam bi ''ibiş'' oluyorum.Tabi çıktığımı gördüğünde hemen geliyo dibime ambiti başlıyo ''Çok giseeeeeeeeeeeeel olmoooooooooş'' falan demeye.Lan karı görmüyo musun?Sünnetlik gibi oldu pantolon.Sanki Tarık Akan'ın bacak boyu var bende.Bütün pantolonlar öyle bi uzun ki zannedersin ülkemizde herkes İbrahim Kutluay...Ha ayrıca bu mağazalardaki aynaları hangi aynacı takıyosa Allah onun da bin belasını versin.Lan yolda apartman camından bile baktığımda daha tatlı duruyorum.Burdaki aynalarda bildiğin Mahmut Tuncerim.:(.. Pantolonlardaki o soldaki potluk hep olsun zaten tamam mı?Rengini sevdiğim kotu alıyorum kabine giriyorum.Altımdakini çıkarıyorum bu arada ayakkabılara basıyorum onlar da götüme benziyo sayemde.Ha ayrıca ayak kokusu ve bileğime dolanan bağcıkla oracıkta çığlık çığlığa çıkıp ''Beni siken yok muuuuu emmileeer?'' diye inleyebilirim sinirden.Arada bi onu da düşünüyorum aniden kabin yıkılsa ben çıplakken nolur diye...Sahiden berbat olur rezilliğin daniskasını yaşarım.Günlük olarak giydiğim ''seher yıldızı'' markalı boxerla nereye koşarım ne yaparım hiç bilmiyorum.Tut ki kabin üstüme yıkıldı.Adamlar kurtarırken erekte olur muyum?Ayhhh hep dert hep dert.Onun için kabine girmeden iyice bi sallıyorum şöyle.Belki yıkılır diye.Bide o askılıkları daha az yapsınlar tamam mı?.3 tane askılık koyuyolar kabinlere.Bak 1 kendi kotum,2 montum,3 kazağım...yani 3ünü asıyorum diğer denemeye çalıştığım pantolonları yere mi atayım?Hemen omuzuma alıyorum 1-2 şeyi...O sırada telefonum çalıyo misal bulamıyorum telefonu hemen, daha da terliyorum.Bildiğin beleş sauna lan deneme kabini :(
AYAKKAPÇI BÖLÜMÜ:
Arkadaşım ayakkabı hastası.Zevkine güvendiğim için onu yanıma aldım.Ama o gün ne olduysa zevkini sikmişler sanırım.Normalde yolda o ayakkabıyı giyeni görsek dalga geçeriz.Bana önerdiği kahverengimsi bokçuk rengi çişik tipli ayakkabıyı ''Ayyy Kezban bunu allllllllll'' diye diye aldırttı.Eve gelene kadar yolda durup durup kutudan çıkarıp baktık.''Falla çok güsel olmmmmmmm'' dedi ama içim rahat etmedi.Ertesi gün gidip değiştirdim.Onun bundan haberi yok tabi.Herneyse kendi seçtiğim ayakkabı da benim gibi keçi çıktı.Daha evde 10 dk giymeme rağmen topuktan vurdu.Annem ''açılır o zamanla açılır'' dedi ama sanmıyorum.Yaralı topuklarla yolda ölen birini görürseniz işte o benimdir!Gelin yardım edin tağam mı?...Ulan ne bahtsız bedevi biriyim ben.Aldığım kazağın bi tanesini de elektrik faturası yatırmaya giderken kırmançi bi çocuğun üstünde gördüm.Biliyodum haram bana!!!!!Öyle ya da böyle dolabıma 2 çaput girmiş oldu,artık 4 parça değil 6 parça şeyi dönüp durucam.Tek arzum YAZ GELSİN...Gerçi yaz gelince de şort,terlik,tişört,tiril tiril pantolon alışverişine çıkmak zorunda kalıcam.En iyisi kıyafetler ÖLSÜN.Çıplak gezelim..:) Ama önce bi 5 kg falan alıp Gym merkezinde vücut yapmam lazım..Neyse benim eksiklerim bitmezz..Nerem tam ki?
KEZBAN ÖPER:)
MAĞZAAAA MAĞZAAAA MAĞZAA BÖLÜMÜ:
Alışveriş yaparken biri video kameraya kaydetse beni National Geographic'te ''Yerlilerin Medeniyeti Keşfetmesi'' belgeseli diye ödül alır.Kazak reyonunun önünde ''Aaa ''V'' yakası güzel bunun hem ''S''beden ama laciverti var ki evde... Kırmızı mı alsam?Kırmızı bişeyim yok ki benim!Siyahı çok güzel ama dolap siyah dolu Kezban yeter artık..Hem bunun altına bot alırım lacivert bi tane.Ama ikisini mi giyicem sürekli?Baklavalısı da varmış ama bordo çizgili...Hayır ceketim zaten siyah...spor olarakta giyemem...Hem pantolonu da açık renk alıcam dedim..Koyu renk mi alsam ama koyu rengi var bende...Eskitilmiş modellerde güzel...Bak şapkalara bakıyodum bu gözlük daha iyi gibi...Ama çok ibne işi mi bu pembe...Hem ne var?Burak giymiş geçen bunun gibi...orda niye bi kalabalık var ki?İndirimden alayım 3 tane haftaya gelir bunu tek alırım....bu ikisini alırsam şu kaça gelir...yüzde 70 bunun için geçerliyse öbür kotu neden alayım ki..ama beğendim sanki'' gibisinden travmatik konuşmalar yaparken,herşeyi bırakıp ''Başka mağazaya gidelim'' dedim ve çıktık.Kararsızlık en büyük özelliğim benim ama bu alışveriş faslında iyicene gerizekalılığın dibine vuruyorum.Arkadaşım da zaten ben bişeye bakarken ''Kezbaaaaaaaan bak buna'' diyip dikkatimi dağıtıyo.Tam onun dediğine bakarken başka yere koştura koştura gidip ''Kezbaaaaan bak bu da güzelmiş'' dediği an ''Ulan amına koduğum düdük makarnası hani bu güzeldi :('' diye sinir krizi geçiriyorum mağazanın orta yerinde.
SATIŞ TEMSİLCİLERİ BÖLÜMÜ:
Şu hayatta itinayla nefret ettiğim şeylerden biri de şu ''Satış Temsilcileri''.Hayır görevleri tamam anladık.Ama gezinirken annesinin eteğine yapışan 2 yaşındaki veletler gibi davranmaları beni öldürüyo.Tam bişeyi elliyorum yanıma gelip ''Onun bedeni var ehi ehi'' diyip hevesimi sikiyo oracıkta.Uzaklaşıyorum başka bişeye bakıyorum ''Bunlara mı bakmıştınız hihihi'' diye yine dibimde.''Yok canım ananın amının termometrik defüzyonuna bakmıştım'' diyesim geliyo,ama susuyorum.Haa normalde kabinde ölsem gelip bakmaz.Bi keresinde ulan alt tarafı bi beden küçüğünü istedim 45 saat gelmedi geri.Kemerimle kendimi asıcaktım kabinde.Bi de o kabinler çok küçük.Zapzayıf olduğum halde bana bile dar gelen o minco kadar yere 150 kilo adam gelip ne denesin.Lan kalp krizi geçirir insan kendi nefesiyle boğuluyo resmen.Bi de kabinden çıkar çıkmaz o bozulmuş saçlarla,kızarmış kulaklarla en güzel kıyafeti bile alsam tam bi ''ibiş'' oluyorum.Tabi çıktığımı gördüğünde hemen geliyo dibime ambiti başlıyo ''Çok giseeeeeeeeeeeeel olmoooooooooş'' falan demeye.Lan karı görmüyo musun?Sünnetlik gibi oldu pantolon.Sanki Tarık Akan'ın bacak boyu var bende.Bütün pantolonlar öyle bi uzun ki zannedersin ülkemizde herkes İbrahim Kutluay...Ha ayrıca bu mağazalardaki aynaları hangi aynacı takıyosa Allah onun da bin belasını versin.Lan yolda apartman camından bile baktığımda daha tatlı duruyorum.Burdaki aynalarda bildiğin Mahmut Tuncerim.:(.. Pantolonlardaki o soldaki potluk hep olsun zaten tamam mı?Rengini sevdiğim kotu alıyorum kabine giriyorum.Altımdakini çıkarıyorum bu arada ayakkabılara basıyorum onlar da götüme benziyo sayemde.Ha ayrıca ayak kokusu ve bileğime dolanan bağcıkla oracıkta çığlık çığlığa çıkıp ''Beni siken yok muuuuu emmileeer?'' diye inleyebilirim sinirden.Arada bi onu da düşünüyorum aniden kabin yıkılsa ben çıplakken nolur diye...Sahiden berbat olur rezilliğin daniskasını yaşarım.Günlük olarak giydiğim ''seher yıldızı'' markalı boxerla nereye koşarım ne yaparım hiç bilmiyorum.Tut ki kabin üstüme yıkıldı.Adamlar kurtarırken erekte olur muyum?Ayhhh hep dert hep dert.Onun için kabine girmeden iyice bi sallıyorum şöyle.Belki yıkılır diye.Bide o askılıkları daha az yapsınlar tamam mı?.3 tane askılık koyuyolar kabinlere.Bak 1 kendi kotum,2 montum,3 kazağım...yani 3ünü asıyorum diğer denemeye çalıştığım pantolonları yere mi atayım?Hemen omuzuma alıyorum 1-2 şeyi...O sırada telefonum çalıyo misal bulamıyorum telefonu hemen, daha da terliyorum.Bildiğin beleş sauna lan deneme kabini :(
AYAKKAPÇI BÖLÜMÜ:
Arkadaşım ayakkabı hastası.Zevkine güvendiğim için onu yanıma aldım.Ama o gün ne olduysa zevkini sikmişler sanırım.Normalde yolda o ayakkabıyı giyeni görsek dalga geçeriz.Bana önerdiği kahverengimsi bokçuk rengi çişik tipli ayakkabıyı ''Ayyy Kezban bunu allllllllll'' diye diye aldırttı.Eve gelene kadar yolda durup durup kutudan çıkarıp baktık.''Falla çok güsel olmmmmmmm'' dedi ama içim rahat etmedi.Ertesi gün gidip değiştirdim.Onun bundan haberi yok tabi.Herneyse kendi seçtiğim ayakkabı da benim gibi keçi çıktı.Daha evde 10 dk giymeme rağmen topuktan vurdu.Annem ''açılır o zamanla açılır'' dedi ama sanmıyorum.Yaralı topuklarla yolda ölen birini görürseniz işte o benimdir!Gelin yardım edin tağam mı?...Ulan ne bahtsız bedevi biriyim ben.Aldığım kazağın bi tanesini de elektrik faturası yatırmaya giderken kırmançi bi çocuğun üstünde gördüm.Biliyodum haram bana!!!!!Öyle ya da böyle dolabıma 2 çaput girmiş oldu,artık 4 parça değil 6 parça şeyi dönüp durucam.Tek arzum YAZ GELSİN...Gerçi yaz gelince de şort,terlik,tişört,tiril tiril pantolon alışverişine çıkmak zorunda kalıcam.En iyisi kıyafetler ÖLSÜN.Çıplak gezelim..:) Ama önce bi 5 kg falan alıp Gym merkezinde vücut yapmam lazım..Neyse benim eksiklerim bitmezz..Nerem tam ki?
KEZBAN ÖPER:)
13 Ocak 2012 Cuma
Ben Komşunun Zeki,Çevik Ve ''Seksi'' Olanını Severim
''Uzun süre ara verdiğim ''blogger'' hayatıma kaldığım yerden devam ediyorum.Öncelikle yazamadığım süre zarfında yok ''Kezban'ı köye kaçırmışlar'',yok ''eski sevgilisi bunu ondan önceki sevgilisiyle basmış da sonra Antonio gelmiş bahçıvan da olayı görmüş,Rosalinda intihar etmiş'' diye söylentiler çıkarının kıçında düğüm düğüm örgüler çıksın yareppim.HAYIR!Ben halen namısımlan yaşayıp ailemden aldığım süper ötesi terbiyemlen evimde yorgan dikip sobanın üstünde kestane kızartıyorum!''
Gün geçmiyor ki bizim osuruklu mahallede bi olay,bi ekşın,bi pembe dizi yaşanmasın.En son yapılan apartman yöneticisi seçimlerinden sonra sakinliğimiz bozuldu.Tam 5 senedir apartmanımızda kuş uçurtmayan ''Yeşil pamucak yelekli teyze'' kod adıyla mahalleye ün salmış ''Güner Abla'' açtı ağzını yumdu gözünü.Meğer ne çok tuvalet kağıdı atıyomuşuz biz tuvalete lan :( Alt komşunun çöplerini kapıya çıkarıp 2 gün atmaya üşendiğini öğrenince kriz masası oluşturuldu falan..Ahh ahhh vahh vahhh Güner Ablam benim FBA ajanı mübarek....Seçimleri bu sene kazanamayınca ''yeleği teslim töreni'' yapmak zorunda kaldı.Dile kolay 5 senedir giydiği yelekten ayrılmak kolay olmadı ki,çıkarırken hafiften bi hüzün sezdim.Ama elindeki evrakları masaya fırlatırken ''Amaaaan siz alın uğraşın gayrı zatı sinir sistemım çöktı kaç yıldır pef püf'' diye hırçınlaşması gözlerden kaçmadı..Yolun açık olsun Güner Abla...Seni Unutmayacağız :(
YENİ KİRACI BÖLÜMÜ:
Bu kadar olaydan sonra kapıya yanaşan nakliyat arabasını gören komşular çılgına döndü.Annem olayla yakından ilgilendi.Günlerdir tv başında oturmaktan kıçı düzleşen ben ise uzaktan seyirci kalıp reklam aralarında kıçımı eski haline getirmeye çalıştım.Aradan 1 gün gibi kısa bi süre geçtikten sonra annem aileyle ilgili tüm verileri elde etmiş şekilde salona geldi.''Kadın iyi gibi,adam biraz alkolik,memurmuş Kezban bu ikisi de,ama çocukları çok efendi'' cümlesini bitirdikten sonra ''Bi de senin yaşlarında'' dedi......
KOMŞU KOMŞU BAKSANA BÖLÜMÜ:
Bu ayrıntıyı duyduktan sonra gözlerim fal taşı gibi açıldı.Benim eskiden beri hayalimdir.Bi komşumuz sevgilim olsun mesela.Düşünsenize aynı apartmandasınız.Özlediğin dakikada şappadanak git zillerini çal içeri gir otur odasına gir falan.Mesajına cevap vermediği dakika al vileda sopasını tak tak tak vur duvarına kendine gelsin it sıpası.Haa mesela aç son ses müziğini şarkı yolla sevdiceğine desin ki ''Vay aşkım Kezban'ım benim için açtı''..Dakikasında cevap veren bi şarkı açsın.Geceleri eve kaçta geldiğini gör,sabahları kaçta çıktığını bil.Off nefis süper ötesi bi durum.Hatta ilerde bi kat boşalsın geç sen otur sevgilinle.Yukarda onun annesi babası,onun üstünde benim annem babam ohh misss.Al sana ASMALI KONAK al sana SEYMEN AGA!!AĞAAAAM!Neyse her durumun olduğu gibi bunun da kötü yanları olurdu tabi.Diyelim sabah o sıçamık tipinle açtın kapıyı bi baktın sevgilin.Evde hep şık,tatlı,sevimli olamazsın haliyle.Ha ayrıca arada annenle bağır çağır kavga ettin..Şak bi mesaj ''Niye annene öyle diyosun?'' tarzı karışmalar böyle Müge Anlı'lıklar hoş değil.Ama olsun yine de bu hayalime engel değildi.Direk kafamın üstündeki toz bulutlarını silkeledim ve ''Komşu Oğlu''nu görmeye gittim....
AZİM,HIRS,BOK BÖLÜMÜ:
Belediyenin dağıtmış olduğu ''yeşil adidas'' eşofmanımı altımdan çıkardım.Gittim bi duş aldım.Dişlerimi 25-30 kere fırçaladım.Hani belki ''Apartmanımıza hoş..gel..mmmm..muahh..mmmmkkssss'' diye kapının eşiğinde öpüşmeye başlarız neme lazım.TAMAM ABARTIYORUM!Herneyse tipime biraz çeki düzen verdikten sonra merdivenlerden aşağa inmeye başladım.Taşınılan dairenin kapısı açık içerde sesler var.Ama napıcam ki?Birden içeri girip ''Heyyy ahali hanginiz benimle aynı yaşta ve sevişgen bakalım'' diye bi çığlık mı atıcam?Tam düşünürken kapıya göz altı torbaları 20 kg ağırlığında bi amca çıktı.Ahanda işte annemin dediği ''alkolik memur''...Neyse içimden dedim''Kezban o senin kayınpederin olucak ayıp lan eheheh''.Adam beni gördü gülümsedi.Ben de ''Hayırlı olsun amcacığım inşallah maşallah'' gibisinden bi pamuk kalplilik yaptım.Teşekkür edip beni içeri davet etti.Hemen koşa koşa girdim.O sırada kadını da gördüm annemin tabiriyle ''iyi gibi'' biriydi.Sırada ''benim yaşlarda efendi evlat'' vardı.Alkolik olan nerden geldiklerini falan anlatırken ben odaları gezmeye başladım..Deli gibi ''komşu sevgilim''i arıyorum.Arada bi de ''Haa bu odayı ne güzel şeyetmişiniz ehehe'' diye gaz veriyorum.Baktım baktım oğlan yok.Mutfak raflarına bile baktım yok yok YOK!''Ulen madem doğurdun bu çocuğu nereye koydun be kadın?'' diye çemkirmemek için kendimi zor tuttum.Uzunca samimiyetsiz bi sohbetten sonra eve çıktım.....
KARŞILAŞMA BÖLÜMÜ:
Ertesi gün hava yağmurluydu.Dışarda süprüntü gibi gezen ben şemsiye almadığım gibi kapşonumu da takmamışım (montlarda fermuarlı kapşonlar var ya hah o işte).Tam apartman kapısını açmaya çalışırken biri yanıma geldi.Apartman girişi loş olduğu için pek seçemedim.Ulan zaten biri dibime kadar gelip kafa atsa anca burnum kırılırken görücem kişinin yüzünü.Göz doktorları duyun beni!Apartmana girdikten sonra lambayı yakmamla bir ne göreyim.Bir çocuk!!!Evet bi oğlan çocuğu ama Lise 1 bilemedin Lise 2 öğrencisi..Üstünde okul forması var lan kravatı bile bordo!!!İçimden ''Yoksa? Yok yok len..Annem senin yaşıtın dedi olum saçmalama..Bu değildir'' diyodum.Dayanamayıp ''Siz yeni kiracı mısınız?'' diye sordum.O çatallı ergen sesiyle ''Eğiivöööeeeğğt'' tarzı iğrenç melodik bişey söyledi.Oracıkta kurduğum hayallere baktım.Lan benim aynı apartmanda bi sevgilim olacaktı.Kızımız olacaktııı!!KÜÇÜĞÜM!Evet bildiğin küçüğüm bu :( Çocuk mal mal baktığımı görünce kendime geldim.Dedim ''Bende çok Öss kitabı var hazırlanırken yardımcı olur gel bi ara al onları kazan biyerleri,sıkı giyin,yemeğini ye,derslerine çalış YAKŞAMLAR''...Koşa koşa merdivenleri çıktım.Eve girip kendimi yatağa attım ağla....ehehehehehe YOK ARTIK LAN ŞAKA!
Yani böyle hayallerimde için için arzuladığım ''komşu oğlu'' bi lise bebesi çıktı.Görmeyen gözlerimin genetik olarak anagil tarafından de-ne-am'da varolduğunu anlamış bulunmaktayım.Ah anne vah anne :( Geçen gün bi de utanmadan kitapları almaya gelmiş bu bebe.''Bunlaaeeeğğğğrrr eskiiğğğee sistaaaeeğm'' diye o iğrenç sesiyle beni göt etti..Puşt!
KEZBAN ÖPER:)
Gün geçmiyor ki bizim osuruklu mahallede bi olay,bi ekşın,bi pembe dizi yaşanmasın.En son yapılan apartman yöneticisi seçimlerinden sonra sakinliğimiz bozuldu.Tam 5 senedir apartmanımızda kuş uçurtmayan ''Yeşil pamucak yelekli teyze'' kod adıyla mahalleye ün salmış ''Güner Abla'' açtı ağzını yumdu gözünü.Meğer ne çok tuvalet kağıdı atıyomuşuz biz tuvalete lan :( Alt komşunun çöplerini kapıya çıkarıp 2 gün atmaya üşendiğini öğrenince kriz masası oluşturuldu falan..Ahh ahhh vahh vahhh Güner Ablam benim FBA ajanı mübarek....Seçimleri bu sene kazanamayınca ''yeleği teslim töreni'' yapmak zorunda kaldı.Dile kolay 5 senedir giydiği yelekten ayrılmak kolay olmadı ki,çıkarırken hafiften bi hüzün sezdim.Ama elindeki evrakları masaya fırlatırken ''Amaaaan siz alın uğraşın gayrı zatı sinir sistemım çöktı kaç yıldır pef püf'' diye hırçınlaşması gözlerden kaçmadı..Yolun açık olsun Güner Abla...Seni Unutmayacağız :(
YENİ KİRACI BÖLÜMÜ:
Bu kadar olaydan sonra kapıya yanaşan nakliyat arabasını gören komşular çılgına döndü.Annem olayla yakından ilgilendi.Günlerdir tv başında oturmaktan kıçı düzleşen ben ise uzaktan seyirci kalıp reklam aralarında kıçımı eski haline getirmeye çalıştım.Aradan 1 gün gibi kısa bi süre geçtikten sonra annem aileyle ilgili tüm verileri elde etmiş şekilde salona geldi.''Kadın iyi gibi,adam biraz alkolik,memurmuş Kezban bu ikisi de,ama çocukları çok efendi'' cümlesini bitirdikten sonra ''Bi de senin yaşlarında'' dedi......
KOMŞU KOMŞU BAKSANA BÖLÜMÜ:
Bu ayrıntıyı duyduktan sonra gözlerim fal taşı gibi açıldı.Benim eskiden beri hayalimdir.Bi komşumuz sevgilim olsun mesela.Düşünsenize aynı apartmandasınız.Özlediğin dakikada şappadanak git zillerini çal içeri gir otur odasına gir falan.Mesajına cevap vermediği dakika al vileda sopasını tak tak tak vur duvarına kendine gelsin it sıpası.Haa mesela aç son ses müziğini şarkı yolla sevdiceğine desin ki ''Vay aşkım Kezban'ım benim için açtı''..Dakikasında cevap veren bi şarkı açsın.Geceleri eve kaçta geldiğini gör,sabahları kaçta çıktığını bil.Off nefis süper ötesi bi durum.Hatta ilerde bi kat boşalsın geç sen otur sevgilinle.Yukarda onun annesi babası,onun üstünde benim annem babam ohh misss.Al sana ASMALI KONAK al sana SEYMEN AGA!!AĞAAAAM!Neyse her durumun olduğu gibi bunun da kötü yanları olurdu tabi.Diyelim sabah o sıçamık tipinle açtın kapıyı bi baktın sevgilin.Evde hep şık,tatlı,sevimli olamazsın haliyle.Ha ayrıca arada annenle bağır çağır kavga ettin..Şak bi mesaj ''Niye annene öyle diyosun?'' tarzı karışmalar böyle Müge Anlı'lıklar hoş değil.Ama olsun yine de bu hayalime engel değildi.Direk kafamın üstündeki toz bulutlarını silkeledim ve ''Komşu Oğlu''nu görmeye gittim....
AZİM,HIRS,BOK BÖLÜMÜ:
Belediyenin dağıtmış olduğu ''yeşil adidas'' eşofmanımı altımdan çıkardım.Gittim bi duş aldım.Dişlerimi 25-30 kere fırçaladım.Hani belki ''Apartmanımıza hoş..gel..mmmm..muahh..mmmmkkssss'' diye kapının eşiğinde öpüşmeye başlarız neme lazım.TAMAM ABARTIYORUM!Herneyse tipime biraz çeki düzen verdikten sonra merdivenlerden aşağa inmeye başladım.Taşınılan dairenin kapısı açık içerde sesler var.Ama napıcam ki?Birden içeri girip ''Heyyy ahali hanginiz benimle aynı yaşta ve sevişgen bakalım'' diye bi çığlık mı atıcam?Tam düşünürken kapıya göz altı torbaları 20 kg ağırlığında bi amca çıktı.Ahanda işte annemin dediği ''alkolik memur''...Neyse içimden dedim''Kezban o senin kayınpederin olucak ayıp lan eheheh''.Adam beni gördü gülümsedi.Ben de ''Hayırlı olsun amcacığım inşallah maşallah'' gibisinden bi pamuk kalplilik yaptım.Teşekkür edip beni içeri davet etti.Hemen koşa koşa girdim.O sırada kadını da gördüm annemin tabiriyle ''iyi gibi'' biriydi.Sırada ''benim yaşlarda efendi evlat'' vardı.Alkolik olan nerden geldiklerini falan anlatırken ben odaları gezmeye başladım..Deli gibi ''komşu sevgilim''i arıyorum.Arada bi de ''Haa bu odayı ne güzel şeyetmişiniz ehehe'' diye gaz veriyorum.Baktım baktım oğlan yok.Mutfak raflarına bile baktım yok yok YOK!''Ulen madem doğurdun bu çocuğu nereye koydun be kadın?'' diye çemkirmemek için kendimi zor tuttum.Uzunca samimiyetsiz bi sohbetten sonra eve çıktım.....
KARŞILAŞMA BÖLÜMÜ:
Ertesi gün hava yağmurluydu.Dışarda süprüntü gibi gezen ben şemsiye almadığım gibi kapşonumu da takmamışım (montlarda fermuarlı kapşonlar var ya hah o işte).Tam apartman kapısını açmaya çalışırken biri yanıma geldi.Apartman girişi loş olduğu için pek seçemedim.Ulan zaten biri dibime kadar gelip kafa atsa anca burnum kırılırken görücem kişinin yüzünü.Göz doktorları duyun beni!Apartmana girdikten sonra lambayı yakmamla bir ne göreyim.Bir çocuk!!!Evet bi oğlan çocuğu ama Lise 1 bilemedin Lise 2 öğrencisi..Üstünde okul forması var lan kravatı bile bordo!!!İçimden ''Yoksa? Yok yok len..Annem senin yaşıtın dedi olum saçmalama..Bu değildir'' diyodum.Dayanamayıp ''Siz yeni kiracı mısınız?'' diye sordum.O çatallı ergen sesiyle ''Eğiivöööeeeğğt'' tarzı iğrenç melodik bişey söyledi.Oracıkta kurduğum hayallere baktım.Lan benim aynı apartmanda bi sevgilim olacaktı.Kızımız olacaktııı!!KÜÇÜĞÜM!Evet bildiğin küçüğüm bu :( Çocuk mal mal baktığımı görünce kendime geldim.Dedim ''Bende çok Öss kitabı var hazırlanırken yardımcı olur gel bi ara al onları kazan biyerleri,sıkı giyin,yemeğini ye,derslerine çalış YAKŞAMLAR''...Koşa koşa merdivenleri çıktım.Eve girip kendimi yatağa attım ağla....ehehehehehe YOK ARTIK LAN ŞAKA!
Yani böyle hayallerimde için için arzuladığım ''komşu oğlu'' bi lise bebesi çıktı.Görmeyen gözlerimin genetik olarak anagil tarafından de-ne-am'da varolduğunu anlamış bulunmaktayım.Ah anne vah anne :( Geçen gün bi de utanmadan kitapları almaya gelmiş bu bebe.''Bunlaaeeeğğğğrrr eskiiğğğee sistaaaeeğm'' diye o iğrenç sesiyle beni göt etti..Puşt!
KEZBAN ÖPER:)
7 Ocak 2012 Cumartesi
Dürüstlük Bazen Öldürür!
Herkes gibi onun da hayalleri,umutları,acıları,korkuları vardı bu hayatta.Zaten şu kıç kadar kalbimize sığdıramadığımız şey yok...Kısacık zamanda tonlarca duygu,hatıra,bağlılık,fikir bırakıp gidiyoruz bilinmeyen bi yere...Ama o biraz erken gitti.Hem de onun dünyaya gelmesini sağlayan kişi tarafından....
KISACA:
Ahmet Yıldız 26 yaşında bir üniversite öğrencisiydi. 15 Temmuz 2008 gecesi kimliği belirsiz kişilerce öldürüldü.Gazete haberlerine göre ''eşcinsel'' olduğu için ailesinden ölüm tehditleri alan Yıldız savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.Cinayetin ardından ailesine haber verildi.Ama Yıldız'ın ailesi cenazeyi kabul etmedi.Daha sonra olaylar değişik bir hal almaya başladı.Babasının bir tanıdığından aldığı araçla olay yerine gittiği ve dört veya beş el ateş ederek oğlunu öldürdüğü gerçeği ortaya çıktı.Babasının kullandığı araçta deliller bulundu.Fakat baba bulunamadı.Bir süre sonra Kuzey Irak'ta saklandığı belirlendi.Davalar açıldı,yurtdışında ''eşcinsel cinayeti'' başlıklarıyla çoğu medya kuruluşunda haber olarak yer aldı.Türkiye'de Milliyet gazetesi,Kaos Lgbtt,Medya Faresi,Bianet tarafından olay yakından incelendi.Diğer kanal ve kuruluşlar bu olaya pek yaklaşmadı.Ahmet Yıldız'ın sevgilisi davayı üstlendi.Almanya'da yaşamasına karşılık bütün oturumlarda yer aldı.Adalet istedi.Hala istiyor.Dava kapanmadı ama Ahmet Yıldız'ın babası bulunamadı.Belki de çok çaba harcanmadı bilemiyorum.4 senedir devam eden bu dava için Onur Yürüyüşlerinde Ahmet Yıldız'lı pankartlar açıldı.İlk eşcinsel töre cinayeti değildi...Ama ilk duyulan bu olmuştu..
Gelgelim Ahmet Yıldız'a ithafen bi film yapıldı..Nefret cinayeteni anlatan ''töre'' temalı bir Türk filmi gibi gözükse de büyük bi adım Zenne.48.Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden de ödülünü aldı.13 Ocak'ta da vizyona giriyor.Büyük bi gişe patlaması yaşayacağını düşünmüyorum.İzleyen herkeste garip bi aptallık yaratacak biçimde iyi çekilmiş.Fragmanını izlerken bile hüzünlenebiliyorsunuz.''Yaşanmış bir hikayedir'' tarzı filmlerinin hepsinde olduğu gibi olaylar izleyicide daha derin izler bırakıcak.Filmin fragmanında ''Dürüstlük bazen öldürür!'' repliğini okuduğumda bile kötü oldum.İzlerken nasıl bi triplere giricem hiç bilmiyorum.Ama filmden çıkanların ''demek böyleymiş vay anasını''diyeceklerine eminim.Oyunculuk açısından beklentim yüksek.Film ekibindeki çoğu kişi Ahmet Yıldız'ı gerçekten tanıyo.Bu bile insanı izlemeye teşfik etmeye yetiyo.Olayı bizzat yakından takip eden insanların yaptığı süper bi proje.Yani sonuç olarak herkesin izlemesi gereken bi film diye düşünüyorum.Hatta anne ve babayla gidilmesini şiddetle tavsiye ederim.
KEZBAN ÖPER:)
KISACA:
Ahmet Yıldız 26 yaşında bir üniversite öğrencisiydi. 15 Temmuz 2008 gecesi kimliği belirsiz kişilerce öldürüldü.Gazete haberlerine göre ''eşcinsel'' olduğu için ailesinden ölüm tehditleri alan Yıldız savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.Cinayetin ardından ailesine haber verildi.Ama Yıldız'ın ailesi cenazeyi kabul etmedi.Daha sonra olaylar değişik bir hal almaya başladı.Babasının bir tanıdığından aldığı araçla olay yerine gittiği ve dört veya beş el ateş ederek oğlunu öldürdüğü gerçeği ortaya çıktı.Babasının kullandığı araçta deliller bulundu.Fakat baba bulunamadı.Bir süre sonra Kuzey Irak'ta saklandığı belirlendi.Davalar açıldı,yurtdışında ''eşcinsel cinayeti'' başlıklarıyla çoğu medya kuruluşunda haber olarak yer aldı.Türkiye'de Milliyet gazetesi,Kaos Lgbtt,Medya Faresi,Bianet tarafından olay yakından incelendi.Diğer kanal ve kuruluşlar bu olaya pek yaklaşmadı.Ahmet Yıldız'ın sevgilisi davayı üstlendi.Almanya'da yaşamasına karşılık bütün oturumlarda yer aldı.Adalet istedi.Hala istiyor.Dava kapanmadı ama Ahmet Yıldız'ın babası bulunamadı.Belki de çok çaba harcanmadı bilemiyorum.4 senedir devam eden bu dava için Onur Yürüyüşlerinde Ahmet Yıldız'lı pankartlar açıldı.İlk eşcinsel töre cinayeti değildi...Ama ilk duyulan bu olmuştu..
Gelgelim Ahmet Yıldız'a ithafen bi film yapıldı..Nefret cinayeteni anlatan ''töre'' temalı bir Türk filmi gibi gözükse de büyük bi adım Zenne.48.Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden de ödülünü aldı.13 Ocak'ta da vizyona giriyor.Büyük bi gişe patlaması yaşayacağını düşünmüyorum.İzleyen herkeste garip bi aptallık yaratacak biçimde iyi çekilmiş.Fragmanını izlerken bile hüzünlenebiliyorsunuz.''Yaşanmış bir hikayedir'' tarzı filmlerinin hepsinde olduğu gibi olaylar izleyicide daha derin izler bırakıcak.Filmin fragmanında ''Dürüstlük bazen öldürür!'' repliğini okuduğumda bile kötü oldum.İzlerken nasıl bi triplere giricem hiç bilmiyorum.Ama filmden çıkanların ''demek böyleymiş vay anasını''diyeceklerine eminim.Oyunculuk açısından beklentim yüksek.Film ekibindeki çoğu kişi Ahmet Yıldız'ı gerçekten tanıyo.Bu bile insanı izlemeye teşfik etmeye yetiyo.Olayı bizzat yakından takip eden insanların yaptığı süper bi proje.Yani sonuç olarak herkesin izlemesi gereken bi film diye düşünüyorum.Hatta anne ve babayla gidilmesini şiddetle tavsiye ederim.
KEZBAN ÖPER:)
4 Ocak 2012 Çarşamba
Milletin Ağzı ''Cinsel Hastalık'' Değil Ki Büzesin
Sınırsız sayısız hicivler doluyum.Giydirmek istediğim o kadar olay,durum,şahıs,tipitip olmasına karşın....Öncelikle ''yılbaşı tantanası''nı geride bırakmanın verdiği huzurla selamlıyorum sizleri.Herkes nerde ne bok yemiş hepsini tek tek okuyup,buruşturulmuş selpak mendil koleksiyonuma yenilerini ekledim.Kısaca söylemek gerekirse ben 3 kilo mandalinamı alıp bilgisayar başında ''ver allah CEĞ vitamini'' diye diye karşıladım yeni yılı.Hayatımın turunçgiliyle bu sene tanışırsam sizin gittiğiniz eğlentilere osurarak güleceğim (dipnot:turunçgil yarim olursa çekirdeksiz olsun yüce rabbim)
Yeni yıla benim gibi evinde,yuvasında,kömür sobasının dibi dibisinde girmeyenler de vardı.Bi arkadaşım kimseye nasip olmayacak şekilde şevhetli ve coşkulu bi heyecanlara hikaye olmuş o gece.Ertesi gün beni arayıp durumu anlattı.Eğlence için gidilen yerde birini görüp geceye erosun oklarıyla devam eden bi çift insan.Yani şu ağlak zamanımda telefonu nereme sokacağımı bilemedim dinlerken.Kıskançlıktan öte imrenmeme imrendim hatta.Ama durumlar sonra biraz karıştı....
DOKTOR DOKTOR KALKSANA BÖLÜMÜ:
Sevgili arkadaşım,canım imrengeçim 1 ocak sabahı huzursuz bi şekilde kalkıp beni aradıktan sonra yetinmeyip kapılarımı kırarcasına çalmaya başladı.Ben her zaman ki gibi karşı komşunun küçük oğlu (''katil olcak bu büyünce pis terörist''diyorum ben ona kısaca) Bölücü örgüt başıdır diye yataktan kalkıp tırnağımı oynatmadım.Kapı daha fazla çaldıkça içimden ''Ulaan cünyır usema bin ladin iyice zıvanadan çıktın ha,en kısa zamanda bunlara gidip oyun kartlarını tekrar alıp saklamak farz oldu'' diye diye kendimle konuşurken,telefonda ''Açsana amcık!'' diye bi mesaj okudum.Yani arkadaşlarım bile o kadar kibar ve sevgi dolular ki...Sevgililerimden hala ne tür bi jelibonluk bekliyosam ben? Herneyse kapıyı açtım,yatağa geri döndüm.Bi anda başıma gelip ''KEZBAN KALK KALK ÇOK KÖTÜYÜM BEN,GALİBA YATTIĞIM KIZ HASTALIKLIYDI'' diye veryansınlara başladı bu.Şahsen bu zaman kadar vajinayla ilgili bi tecrübem olmadığı için bi anda ben de panikledim.Yani olayı elde tutmak için ''Kaç kere verdi sana?Şey peki rengi soluk muydu?Kanadı mı kızın şey?'' gibisinden çok mantıklı sorular sormaya başladım.Bilmiyorum anacım ben öyle pipisiz ficutları napalım?Ben bu sefer olayı ana kahramına sormalıyız diye düşündüm.Dedim ''Ara lan kızı otur konuş sor soruştur''....
GİZLİ GİZLİ AJAN KEZBAN BÖLÜMÜ:
Arkadaşım kızla telefonda konuşurken,ben de o sırada onunla ilgili bütün sosyal ağlara ulaşıp bilgilerini bilgisayarıma davnluuudladım haliyle.Hani belki hastalıklıyımlanben.com'da sorular sormuştur,belki kukusuyla ilgili ani bi değişim görmüştür de doktor sitesinde adıyla soyadıyla bilgi almıştır (çünkü maldı kız çünkü salaktı di mi kezban ehehe) Herneyse elimde kayda değer bi delil olmayınca arkadaşın konuşmasını bitirmesini bekledim.Telefonu kapattı yanıma geldi ''Yani kontrollerini yaptırıyomuş ama bilmiyorum dedi abi,ben yine de bi hastaneye gidicem böyle şeyler şakaya gelmez''.Ve biz ertesi güne randevu aldık en yakın hospitıldan.Ertesi gün kırlangıçın bile ağaçtan götünü kaldıramadığı saatte bu dangaloz gitmiş randevu almış.İşim gücüm yok diye seviniyorum ben de bol bol uyumak hak getire peheeyyy...Herneyse gittik,bu içeri girdi kontrole.Ben kapıda otururken Allahın bile dönüp bakmadığı o iğrenç hastane afişlerini inceliyorum.''Hmmm anne sütü önemli de niye 10 yaşında çocuk koymuşlar postere?Yani acaba bu yaşa süt sayesinde geldi mesajı mı veriliyo orda?Hmmm yok yeaa anne memeli poster olsaymış.... bla bla...'' vb şizofrenik lokasyonlar gösterirken (ayh tıp dili konuşuyorum allahım şükür amin)arkadaş içerden çıktı.Tabii ki de hiçbişeyi yokmuş.Gayet sağlıklıymış....
HMMM ANLADIM O ZAMAN BY BÖLÜMÜ:
Arkadaşla gittik bi çay bahçesine.Sabah saatlerinin tek sevdiğim yanı da sıcak poğaçalar,başka bi sike faydası yok o saatin.Ben poğaçalara çay eşliğinde yumulurken dönüp arkadaşa ''Lan ne puştsun ha korkuttun,neyse kaşarlarla takılma oğlum boşver bak sonra böyle sorunlar çıkıyo ;)'' dedim.Ama bi anda arkadaşım dönüp ''Yani Kezban böyle kaşar falan demen hoş değil abi sonuçta ben o kızla özel bişeyler yaşadım ve sanırım hoşlanıyorum da'' diye namuslu pozlara bürünmesiyle poğaçalar bile sıcaklığını kaybetti...AHEY AHEY AHEY!!Benim ne kadar doğruyu şaaaak diye söylediği tanıyanlar az çok bilir.Bana herkes güvenerek derdini tasasını gönül rahatlığıyla anlatır...Ama bu bu bu bu..tuhaf bu...Bende dönüp ''Eee yani 2 gündür sikinde hastalık taşıdığını düşünen sensin şimdi ne bu tavrın'' dedim.''Ne demek istiyosun abi?'' diye sorunca da ''Eee yani az pezevenk değilsin''cümlemle birlikte oturumu kapatıp evlere dağıldık.İnsanlar yaşadıkları utanç verici olayları kapadıktan sonra tekrar o ''rahibe'' tavırlarına nasıl da dönebiliyolar...Bilmiyorum sanırım rezillikleriyle övünen 2-3 kişi tanıdım bu zamana kadar.Onun haricinde hemen bi yetkili kişi çıkıp ''Aile ve toplum açısından....vıdı vıdı'' diye konuşup yaşanmışlıkların üstüne bi battaniye atabiliyo.Halının altına süpürmeye çalıştığımız tozlar gün olur tümsek yapar ayağına takılır,düşersin.Kafan gözün kırılır sevgili yetkili...Amaan bilmiyorum işte herkesin çok doğru düzgün olduğu bi memleketten bu satırları yazıyorum.Hey sen!Çabuk o memelerini kapa!Biraz edep edep! ehehehe
KEZBAN ÖPER:)
Yeni yıla benim gibi evinde,yuvasında,kömür sobasının dibi dibisinde girmeyenler de vardı.Bi arkadaşım kimseye nasip olmayacak şekilde şevhetli ve coşkulu bi heyecanlara hikaye olmuş o gece.Ertesi gün beni arayıp durumu anlattı.Eğlence için gidilen yerde birini görüp geceye erosun oklarıyla devam eden bi çift insan.Yani şu ağlak zamanımda telefonu nereme sokacağımı bilemedim dinlerken.Kıskançlıktan öte imrenmeme imrendim hatta.Ama durumlar sonra biraz karıştı....
DOKTOR DOKTOR KALKSANA BÖLÜMÜ:
Sevgili arkadaşım,canım imrengeçim 1 ocak sabahı huzursuz bi şekilde kalkıp beni aradıktan sonra yetinmeyip kapılarımı kırarcasına çalmaya başladı.Ben her zaman ki gibi karşı komşunun küçük oğlu (''katil olcak bu büyünce pis terörist''diyorum ben ona kısaca) Bölücü örgüt başıdır diye yataktan kalkıp tırnağımı oynatmadım.Kapı daha fazla çaldıkça içimden ''Ulaan cünyır usema bin ladin iyice zıvanadan çıktın ha,en kısa zamanda bunlara gidip oyun kartlarını tekrar alıp saklamak farz oldu'' diye diye kendimle konuşurken,telefonda ''Açsana amcık!'' diye bi mesaj okudum.Yani arkadaşlarım bile o kadar kibar ve sevgi dolular ki...Sevgililerimden hala ne tür bi jelibonluk bekliyosam ben? Herneyse kapıyı açtım,yatağa geri döndüm.Bi anda başıma gelip ''KEZBAN KALK KALK ÇOK KÖTÜYÜM BEN,GALİBA YATTIĞIM KIZ HASTALIKLIYDI'' diye veryansınlara başladı bu.Şahsen bu zaman kadar vajinayla ilgili bi tecrübem olmadığı için bi anda ben de panikledim.Yani olayı elde tutmak için ''Kaç kere verdi sana?Şey peki rengi soluk muydu?Kanadı mı kızın şey?'' gibisinden çok mantıklı sorular sormaya başladım.Bilmiyorum anacım ben öyle pipisiz ficutları napalım?Ben bu sefer olayı ana kahramına sormalıyız diye düşündüm.Dedim ''Ara lan kızı otur konuş sor soruştur''....
GİZLİ GİZLİ AJAN KEZBAN BÖLÜMÜ:
Arkadaşım kızla telefonda konuşurken,ben de o sırada onunla ilgili bütün sosyal ağlara ulaşıp bilgilerini bilgisayarıma davnluuudladım haliyle.Hani belki hastalıklıyımlanben.com'da sorular sormuştur,belki kukusuyla ilgili ani bi değişim görmüştür de doktor sitesinde adıyla soyadıyla bilgi almıştır (çünkü maldı kız çünkü salaktı di mi kezban ehehe) Herneyse elimde kayda değer bi delil olmayınca arkadaşın konuşmasını bitirmesini bekledim.Telefonu kapattı yanıma geldi ''Yani kontrollerini yaptırıyomuş ama bilmiyorum dedi abi,ben yine de bi hastaneye gidicem böyle şeyler şakaya gelmez''.Ve biz ertesi güne randevu aldık en yakın hospitıldan.Ertesi gün kırlangıçın bile ağaçtan götünü kaldıramadığı saatte bu dangaloz gitmiş randevu almış.İşim gücüm yok diye seviniyorum ben de bol bol uyumak hak getire peheeyyy...Herneyse gittik,bu içeri girdi kontrole.Ben kapıda otururken Allahın bile dönüp bakmadığı o iğrenç hastane afişlerini inceliyorum.''Hmmm anne sütü önemli de niye 10 yaşında çocuk koymuşlar postere?Yani acaba bu yaşa süt sayesinde geldi mesajı mı veriliyo orda?Hmmm yok yeaa anne memeli poster olsaymış.... bla bla...'' vb şizofrenik lokasyonlar gösterirken (ayh tıp dili konuşuyorum allahım şükür amin)arkadaş içerden çıktı.Tabii ki de hiçbişeyi yokmuş.Gayet sağlıklıymış....
HMMM ANLADIM O ZAMAN BY BÖLÜMÜ:
Arkadaşla gittik bi çay bahçesine.Sabah saatlerinin tek sevdiğim yanı da sıcak poğaçalar,başka bi sike faydası yok o saatin.Ben poğaçalara çay eşliğinde yumulurken dönüp arkadaşa ''Lan ne puştsun ha korkuttun,neyse kaşarlarla takılma oğlum boşver bak sonra böyle sorunlar çıkıyo ;)'' dedim.Ama bi anda arkadaşım dönüp ''Yani Kezban böyle kaşar falan demen hoş değil abi sonuçta ben o kızla özel bişeyler yaşadım ve sanırım hoşlanıyorum da'' diye namuslu pozlara bürünmesiyle poğaçalar bile sıcaklığını kaybetti...AHEY AHEY AHEY!!Benim ne kadar doğruyu şaaaak diye söylediği tanıyanlar az çok bilir.Bana herkes güvenerek derdini tasasını gönül rahatlığıyla anlatır...Ama bu bu bu bu..tuhaf bu...Bende dönüp ''Eee yani 2 gündür sikinde hastalık taşıdığını düşünen sensin şimdi ne bu tavrın'' dedim.''Ne demek istiyosun abi?'' diye sorunca da ''Eee yani az pezevenk değilsin''cümlemle birlikte oturumu kapatıp evlere dağıldık.İnsanlar yaşadıkları utanç verici olayları kapadıktan sonra tekrar o ''rahibe'' tavırlarına nasıl da dönebiliyolar...Bilmiyorum sanırım rezillikleriyle övünen 2-3 kişi tanıdım bu zamana kadar.Onun haricinde hemen bi yetkili kişi çıkıp ''Aile ve toplum açısından....vıdı vıdı'' diye konuşup yaşanmışlıkların üstüne bi battaniye atabiliyo.Halının altına süpürmeye çalıştığımız tozlar gün olur tümsek yapar ayağına takılır,düşersin.Kafan gözün kırılır sevgili yetkili...Amaan bilmiyorum işte herkesin çok doğru düzgün olduğu bi memleketten bu satırları yazıyorum.Hey sen!Çabuk o memelerini kapa!Biraz edep edep! ehehehe
KEZBAN ÖPER:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)