16 Mart 2013 Cumartesi

Banane Abi,Yanımda Oturmasın!

Şöyle uzun uzun yazmayalı ne kadar zaman olmuş yahu.Anca arada girip İpek Ongun'un ''Bir Genç Kızın Sikli Defteri'' tadında ezik ezik bunalımlı satırlar döşemişim buralara.Bana yakışmadı. Serra olabilmek haddime değil (bknz: Serra kim laaaan diyenler için) HAŞAAA!! Mesela bir günlüğüm olsaydı şöyle olabilirdi:
11 Mart 2013
Sevgili Günlük
Bugün de olmadı...

12 Mart 2013
Sevgili Günlük
Kulaklarımı küçülttürsem,yanaklarıma dolgu yaptırsam,10 kilo alsam ve akne tedavisi görsem bence ben yakışıklı olurdum.İyi geceler

13 Mart 2013
ALINACAKLAR
Salça
Bulgur
Soğan
Domates 

14 Mart 2013
Sevgili Günlük
Nrdn? Yr var mı? Foto yok mu? Bn ciddi ve hijyenik birini arıyorum günlük!VEEE yalana asla tahammülüm yok günlük feminemmmler de eklmesin günlük:(:( Ha günlük olur mu sence?

Tarzında uzayıp giden bol beyin falsolu bir defter olabilirdi.Ama yok.Günlük tutmayı beceremem ben,yaşadığım onca şeyi tekrar yaşarmışcasına kelimeler seçe seçe kağıda yerleştirmek falan ayhh anlatırken bile yoruldum bak.Ama şimdi yine son günlerde yaşadığım şeyleri yazacağım için de garip bi çelişkiye düştüm hani.Neyse süreklilik eylemini gerçekleştirmekten bahsetmiştim zaten.(kendisiyle tekme tokat kavga eden bi blogır hayal edin evet)

Kısaca anlatmak gerekirse buralarda olmadığım günler tekrar işe başladım ve sömürülebildiğim kadar sümürüldüğüm,çıkış saatime yakın patronumun gözlerinin dolduğu ''SEN IRGATSIN ÇALIŞACAKSIN KEZBAN!!!'' tınılı bir işyerinde çalışıyorum.İyi mi kötü mü karar veremedim.Yorulduğumu hissetmediğim günlerle baş başayım.Mesela eve geldiğimde bile türlü görevler ediniyorum falan.Ah ah vah vah zor bu çalışkan halim.Neyse uzatmadan başlayayım.Bundan 2 hafta önce patronumuz ofise gelip ''Size çok şeker bi stajyer getiricem,13 yaşında mis gibi bir delikanlı.Adı da Kerem.Böyle yanakları al al gözleri bal bal,pipisinden pamuk helva akıyo resmen.'' diye diye bize yeni IRGATInı övdü de övdü.Biz de ''Hee gelsin bakalım ne bokmuş bu ufaklık'' diye meraklara düştük haliyle.

Ofisin kapısında durup ayakta kahve içmeye bayılıyorum ben.Bigün birini çok fena haşlıcam ama bakalım ne zaman.Yanımdan zırt pırt geçenler ''Kez.....ban...bi saniye geçeyim....Kez..ba...n..müsadenle'' falan diyip diyip 10 dklık keyfimi piç ediyolar.Herneyse işte ben kapıda kahve zıkkımlanırken baktım tam karşımdan dizine kadar mavi botlu ve kotunu da botlarının içine sokmuş,kafasında beyaz güneş gözlüğü,taba rengi ceketli bir velet geliyo.Ama öyle bi geliyo ki totosunun bir o yana bir bu yana savrulduğunun bilincinde ve başı dimdik.Bendeki ''Bu kim ayol?'' etkisi devam ederken şaaak diye bizim ofisten içeri girdi.''Merabaaaaaaalaaaaaaaaaaaar geç kaldım k.bakmayın yaaa'' diye ipince bir ses tonu ile karşımızda bir Kerem duruyodu.

BİR OFİSTE İKİ GAY OYNAMAZ BÖLÜMÜ:

Kerem'in bu giyinişine,ses tonuna ,konuşma tarzına şokla bakan çalışma arkadaşlarım birbirlerini dürtükleyip ''Ehe ehe ipneee sanırım yaa ahaha çok komik'' tarzında sırıtmalarla birbirlerine kaş göz yaptılar.Homofobik bi ofiste çalıştığımın o gün farkına vardım ciddiyim.Hele en çok anlaştığım X kişisi kalkıp mutfakta bana ''Ayyy iğrenç ya allah korusun allah annesine babasına sabır versin'' dediği an Kerem'i de kendimi de ofisten çıkarıp,tam ortaya molotof kokteyli atmak istedim ne yalan söyleyeyim.Neyse konumuz mutfak fayanslarına kafasını çarpa çarpa öldürdüğüm iş arkadaşım değil.Onu başka bi yazıda anlatırım ehehehe :D:D 

Derken patronum kalktı bu minik kediciği benim yanıma oturttu.''Kezban'ı izle,bişey isterse yardım et,soru sor,öğren'' falan filan diye 50 saat çocuğu doldurup benim üstüme saldı.Hayır zaten çocuk sevmediğimi az çok biliyorsunuzdur.Bi de çalışırken sürekli ''PEKİİ BU NEEEEEEEEEEE'' diye başımda öten bişey istememiştim.Ama işin rengi değişti.Kerem kronolojik olarak 13 yaşında olabilirdi.Ama beyni ondan bi 10 sene önce falan doğmuş olmalıydı.Aman allam hayatımda gördüğüm en akıllı,en sinsi,en paranoyak çocuk diyebilirim.Lan ben 13 yaşımda pipimi sadece çiş yapmak için kullanılan bi uzuv olarak görürken,bu velet kalktı bana ''Ayyy bu maillerde de hep büyütücü spamları geliyo de mi Kezban abi?Bi de işe de yaramıyolarmış şaka gibieeeeğğ'' dedi.Ulan spam? büyütücü? mail? sen kimsiniz? Ben başta bu küçük kediye ''Eee kaça gidiyosun? Okul nasıl? Haa afferim'' sorularımla ortalama bi çocuk gibi yaklaştım.Ama çocuk gitgide ortama da alıştıktan sonra başıma Armağan Çağlayan kesildi amk!

BEN BU ÇOCUĞU MOUSELA DÖVERİM BÖLÜMÜ:
Hiçbirşeyi beğenmeyen ota boka yorum yapan sürekli ''Alooooooo efendiiiiiiim aşkaaaaaaam'' diye telefonunu açan küçük bi çocukla tam 6 saat geçirdim.İlk başta iyi niyetle sorduğum ''İmac kullanmayı biliyo musun peki?'' soruma da ''Eeee heraldee biliyoruzzzz windows kullanacak kadar ölmedik bebeyiiiiiiiim'' falan diye cevap verince dedim içimden ''Ben seni sikerim çocuk!!'' (Yazının bundan sonrası ağır pedofili içeriyor ehehe)

Derken ertesi gün bu ''allah anasına babasına sabır versin'' diyenin yanına oturtuldu.Ahahaha çok da iyi oldu ha :D Bi de Kerem buna ''Senin niye bu kadar çok siyah noktan var?'' diye sormuş ihihihih.Neyse hepimizin yaptığı işi tek tek incelesin konuyu kavrasın diye hergün birimizle vakit geçirsin dedik.Amaaa peheeeey sikinde bile değildi yaptıklarımız.Bütün gün twitterdan  burç yorumlarını okudu ve yapılan her işe ''çok kötü olmuşş'' dedi.Öbür gün de başka biriyle dışarda çalışmaya çıktı.Ama geri döndüklerinde yine suratı asık olan yetişkin iş arkadaşımdı.Çocuk resmen zehirli sarmaşık gibi.Gelip gidip bizi eleştiriyo,sürekli laf sokup kaçıyo,durduk yere Selena Gomez çalıyo son ses.Kendimi birine karşı yenilmekten daha çok bi çocuğa karşı yenildiğim için üzgün hissediyodum.Çünkü başta sevmiştim.Herkesin dalga geçtiği,her hareketinden sonra masanın altına saklanıp güldüğü için üzülmüştüm belki de.Bi nevi kendimi onun yerine koymuştum.İlkokulda da benimle de çoğu zaman alay ederlerdi.Çok kibardım öğretmen tahtaya kaldırdığında bile teşekkür ederdim hatırlıyorum :D:D 

Kerem gün geçtikçe şımardı da şımardı.Başta patronum sonra 1-2 tane de göt yalakası yüzünden çocuk oldu başımıza yargı mercii.Ayrıca arada bir ''Şu falanca şarkıcı gaymiş iğreeeeeenç yaa'' demesi de cabasıydı.Biliyorum onun yaşında bi çocuk ''evet ben eşcinselim'' diyip olayı kapatamıyo.Ve kendini saklaması için de ona buna ''GAY BUNLAR İĞRENÇ''diyo.Ama ''Sen nesin ha sen nesin peki ufak lubuş!'' dememek için kendimi zor tuttum.Neyse geçen akşam otobüsünü kaçırmış bu, durakta otururken gördüm.Beni görünce sevindi el salladı.Ben de yanına gittim.''Napıyosun? Niye gitmedin daha evine?'' falan dedim.Sonra oturup durakta bi sigara yakaym dedim.Aniden ''Bana da bi tane verir misin sigara Kezban abi? Ben de içiyorum normalde ama ofiste çekiniyorum'' dedi.Şok oldum.Etrafıma baktım insan var mı diye.El kadar çocuğa sigara uzatırken biri gelip ''Napıyosun allaaaaaaşkına'' dese cevap veremezdim cidden,utancımdan da ölürdüm.Neyse bu sigarasını yaktı bacak bacak üstüne de attı.Ve muhabbet etmeye başladı.''Aslında modayla alakalı bişey yapmak istiyorum yani ama Türkiye 'de değil.Burda hayat çok saçma bence.Özgürlükler kısıtlı'' falan dedi.Allah allah yoksa bana açılıcak mı dedim.Yok lan daha 3-4 gündür ofiste gördüğü birine niye desin? Ama herşeyi bekliyodum çocuktan ne yalan söyleyeyim.Bana kız arkadaşımın olup olmadığını sordu.Ben de vardı ama bitti falan dedim.Şaka gibi yaaa koskoca Kezban kalkıp bacak kadar boka hetero taklidi yaptım.Kendimden ayrıca utanıyorum bunun için.

Son olarak otobüsü gelmeden ne zaman işe başladığımı falan sordu,geleceğimle ilgili düşündüklerimi sordu.Vallaha bak yazarken bile ezik hissediyorum ama çocuk resmen böyle sorgu sual yargı infaz modunda yani.İster istemez ciddiye alıyosun yani.Laf arasında ''Çıkmayı düşünüyo musun?'' demişti.Ben de ''Zaman ne gösterir bilinmez ki evlat belki 1 ay belki 2 ay belki de 2-3 sene çalışırım falan'' demiştim.Bu da otobüsü geldiği için beni öpüp gitti.

ÇOCUKTAN AL KÜSKÜYÜ BÖLÜMÜ:
Ertesi gün işe geç gittim.Hay gitmez olaydım.Herkes bana karşı bi soğuk böyle ekşi ekşi.Ne sorsam yarım ağızla cevap veriliyo.Anlam veremedim ama oturdum pc başına öyle.Patronum geldi.''Kezban biraz konuşabilir miyiz?'' dedi.Şaşırdım sabah sabah noluyo diye.Yanına gittim.''Evet buyrun ne vardı?'' dedim.''Valla Kezban başta böyle konuşmamıştık seninle biz,ben dönemlik çalışıcam demedin bana'' dedi ben de ''Evet zaten hala demiyorum öyle bişey pardon da nerden çıktı bu şimdi?'' dedim.''Dün Kerem'le konuşmuşsunuz Kezban abi 1-2 aya sizi terk edicekmiş işi bırakıcak haberiniz olsun dedi'' diyince topuğumdan östeki boruma kadar yükselen bi sıvı hissettim.Sinirden önce patronumu duvara fırlatıp sonra ofisin tam ortasına kakamı yapıp eve dönebilirdim.!!Neyse 2-3 dkya toparlayıp dünkü diyaloğun nasıl geliştiğini anlattım ve artık Kerem'in çocuk olduğunun farkına varmasını rica ettim.Adam da göt oldu açıkçası.Ve söyledim ''Lütfen benim yanıma da oturtmayın ben çocukları hazetmiyorum'' dedim.''Ha anladım olabilir tabi saygı duyarım ama Kerem'in davranışları biraz homo gibi diye bunu söylüyosan üzülürüm,insan ayırma yani''dedi.ULAN BANA MI DİOSUN BUNU!! BANA BANA BİHTERİNE???? Neyse o konuyla da ilgili görüşlerimi belirttikten sonra konuşmamız bitti masalarımıza dağıldık öylece.

Bana mı öyle geliyo bilmiyorum ama yeni nesil (eşcinsel olsun olmasın) çok bilmiş,burnu havada,ukala ve sinsi bi şekilde geliyo sanki.Tvlerde gördükleri entrikalar,o mükemmelliyetçi zengin villalı diziler ve twitterda habire aforizma görmekten ölmüş bir beyinle yetişiyolar belki de.Belki okula serbest kıyafetle gitmeleri bile götlerini kaldırmıştır.Ayh neyse son kez söylüyorum AY HEYT ÇOCUK!! Ayrıca bir gelsin o bakalım hafta içi o küçük sikini nasıl kesip kahvemin içine atıcam görücek o! Sonra da kapıda ayakta içicem ehehehe:)))


EZİK KEZBAN ÖPER:))

PS:Tumblr adlı sitedeki marjinalkezban ben değilim.Hangi ultra beyinsiz açmışsa artık öylee takılsın oralarda.Ama neden yazmıyosun falan diye sorduklarında da götünden bahaneler uydurmasın.SEVGİ.

11 Mart 2013 Pazartesi

Vatoz Etkisi

İçimdeki duman bulutu beynimle karışıp gıpgri bir ekran yarattı gözümün önünde.Düşünmemeyi diliyorum aylarca,haftalarca ''Kes artık sesini kendine de küs'' desem de her sabah,akşam,ikindi,yatsı kendimle çarpışıyorum.Kitaplarım yere düşüyor önce,ama toplarken ellerimiz birbirine temas edip hoşlantılı bi sonla buluşmuyor karşılaşmamız.Kendimden saklanıyorum..

Sürüyle liste hazırladım yine kendi kendime.Yapmak istediklerim,yapmamam gerekenler,asıl yapmam gerekenler ve yapamayacaklarım.Hepsi müsfette,hepsi birer tırışka.Ne kadar değerli olduğumuzu düşünürken bile ne kadar değersiz hissediyoruz.Allahım şebnem ferahımsı şeyler yazmak istemiyorum,beni engelle.Mesela sağ taraftan gelebilecek herhangi bi elektrikli süpürge darbesiyle bile işim bitebilir.Karamsar değilim,intihar etmeyi de düşünmüyorum.İntihar farklı bir eylem .İntihar hayata NANİK çekmek gibi.Siz beni kovamazsınız ben istifa ediyorum demek gibi ya da.Ben her zaman kovulana kadar beklerim sonuçta.Ruhum işçi.

Farkındalıklarımın farkına vardım sanki.Ne zaman ''neden olmuyo,napıcam ben,yapmam gerek,yapacaksın,şu olmazsa bu olur,şansını ZORLA!!!'' desem de ruh kabız olmuş bir kere.Ikınmaktan başka şeylere odaklanamadığımın farkına vardım bugün.Belki 3 belki 4 senedir istediklerimin hep aynı şeyler olduğunu düşününce,gerçekten isteyip istemediğimi düşündüm.Çoğu şeyden mahrum gibiyim.Kendimi şartlamışım ya bi kere diğer tüm dünyalara gözüm kapamışım,kulaklarımda anlamadığım bi şarkının nakaratını ezberlemek için zilyon kez dinliyorum gibi.

Hayal kurmaktan ibaret sanki hayatım.Ve hayalleri gerçekleşmeyince inim inim inleyip yeri tavanı tekmeleyen kudurmuş bi köpek gibi kendime saldırışım.Nasıl bu kadar saçma bi döngünün içine girdim hayret ediyorum.Genelde spor adı altındaki her yarışa götümle gülerdim ben.Madalya için,kupa için kulaç atacağıma koltuktan 55 gün kalkmaz şokella yerim derdim.Siksok bi kazanım için rekabet halinde olan herkese ve her şeye aptalca bakardım.Meğer ben her yarışın en ezik yarışmacısıymışım.

Kategoriye sokup değerlendirdiğim her şey toz olup uçup gitti diyebilirim.Genellemeler,analizler,insan sarraflığı,paylaşımlar ve idealler.Artık düşünmemeye başladım,gelişine vuruyorum toplara öylece.''Amaan banane''cilik oynadığım yepyeni günlere kapı açtım.Bu düşünceler aklıma üşüştükçe bile mutlu oluyorum.Zorunda hissetmediğim ve ''olursa ekime olmazsa sikime'' tavrıma bile aşık olabilirim.Umursamaz ve zamana bırakan yepyeni bir Kezban'dan...

KEZBAN ÖPER.