
Ben çocukluğumdan beri zayıf bi bedene sahibim.Hiçbir zaman 60 kiloyu tam anlamıyla görmedim.Oraya erişmek sanki bi ölüm,sanki bi kudret,sanki bi nimet anasını satayım.Nasıl desem hani insan hiç başka birinin bira göbeğine bakıp ''bende niye yok yıaaa'' diye eve gelip orayı burayı dağıtır mı? Ben dağıttım.Sanırım bu düz saçlı insanların kıvırcık saçlılara,kıvırcık saçlıların da düz saçlılara özenip ''perma ve fön piyasasının'' kalkınmasına sebep olan psikolojik bi durum.Sende olmayanı istemen gibi bişey.Mesela düşündüğümde ben hiç benim tipim değilim.Zaten kaç senedir bu tiple karşılaşıyorum sabah akşam aynada,yatakta,bayırda,çayırda...Napayım ben aynından bi tane daha Kezban'ı?Git aynayla öpüş daha iyi.(bunu hayatımızda hepimiz bi kere yapmışızdır elbette ehehehe)Bazı sabahlar uyandığımda kendimden korkuyorum.Aynada kendimi görür görmez ''Eüzübillahimineşeytanirraciiim bu ne laaan?'' diye tam çığlığı basacakken durumu fark edip ''Heee sensin anam o korkma'' diyip özgüvenime özgüven katıyorum...
BEN BİRAZ ŞANS ALAYIM BÖLÜMÜ:
Geçenlerde bizim ara sokaktaki eski kitapçıya aylık ziyaretimi yaptım.Sahibi desen zaten bal şeker,lokum.Bayılıyorum o adama.(indirim yapmasaydı nasıl ana avrat sayardım burda siz düşünün orasını ehü)Hah işte o bana ''Ya Kezban nasıl böyle zayıf kalabiliyosun allasen?'' diye sordu.Ben de ''Valla özel olarak yaptığım bişey yok sümüğüme kadar bulduğum herşeyi yiyorum,spor desen ekmek almaya zor gidiyorum,uyku düzenim zaten pilotlardan beter..Yani aydontnov anacım'' dedim.Bunun üstüne bana ''Ne diyim o halde çok şanslısın bak ne güzel zayıfsın hep'' dedi.Bu laf yol boyunca kafamda zonkladı.''ŞANSLI....BAK....NE....GÜZEL....ZAYIF.....ŞANSLI....ZAYIF....ŞANS...ZAYIFLI...ZANS...
ŞAYIF...AYY NE ZİYON ŞEN?..'' diye kısa sürekli iç dünyamın dışkısal pöykürüsüyle yoğurulduktan sonra canım sıkıldı.Ben ''Zayıf'' olmak istemiyorum ki ''Şanslı'' olmak istiyorum lan.Haa şans kotamı bu salak özellikle doldurduysam bedevi kotamı neyle doldurdum?Mesela ben küçükken anneme sorardım ''Ben büyünce nasıl olucam?'' diye.O da bana ''Sen kendini nasıl hayal edersen öyle olursun'' demişti.Bu benim gibi hayal dünyası uçsuz bucaksız bi çocuğa söylenebilecek en son cümleydi.O günden beri ben hergün kendimi farklı hayal ederdim.Bazı günler ''Mavi gözlü,sarı saçlı,uzun boylu ve balık etli'' düşünürken ertesi gün ilk gördüğüm Özcan Deniz klibine kendimi kaptırır ve kendimi çarpar,toplar,böler,çıkarırdım.(Özcan Deniz'in estetiksiz zamanları ne güzeldi ya patlıcan burnu ilk onda gördü bu ülke ehehehehehe töbeee töbeee)Büyümeye başlamamla gitgide uzayan boyum ve yerinde sayan kilomla bir kombin yapınca ben oldum İğne Ayşe.İlkokul yıllarımı hatırlıyorum mesela öğretmen bizi hep fakir zannederdi.Yanıma gelip gelip ''Babam ne iş yapıyo demiştin çoççuuuuum?'' diye sorup dururdu lan! Ruh hastası resmen!! Bende o zamandan anlardım o gözle baktığını ''Bizim evimiz var,arapamız var,oyuncaklarım var,senin çocuğunun bile yoktur o kadar oyunçağı kızaaaaaaam'' bakışı atardım...Ay hayır yani kaç tane hurdacının götlü göbekli çocuğu var biliyo musunuz ?(yarın hemen araştırayım bunu) Hadi orta okul dönemine bakarsan sınıfta zaten 3-4 tane ip gibi çocuk olduğundan pek problem teşkil etmedi bu durum.Rahattım en azından.Sınıf bildiğin ''fashion one'' ben Adriana Lima zaten ;);) Taa ki ''sünnet mevsimi'' gelip kapıyı çalana kadar.Anaaaam sınıfta sikini kestiren 2 ay sonra tostoparlak oldu çıktı.Ben erken yaşta sünnet olduğum için onlarla bir kilo artışı gösteremedim.Bu sefer bigün babam tuttu kolumdan götürdü beni doktora.Yoğurt kaplarına sıçtırtıp,bokumda kurt aradı evdekiler.Aradılar taradılar yok yok yok! Ona rağmen önlemini almak için eşşek kadar kurt ilaçlarını içtik sülalecenek.Ama sonuç HALA SIFIR BEDEN! Lise yıllarımda okulda biraz popülerdim,eziklik yaşamazdım mutluydum.Ama yine herkes bileklerimi sıkıp sıkıp ''Ayyyyyy ne incee'' diyerek kendilerinden geçiyolardı.Mezuniyetimde bile en küçük bedenden aldığım gömleğe gidip arkadan pens attırdım amına koyayım.O kadar mı belin yok,o kadarcık da mı etin budun yok godoşistan seni! İşte kendime sadece bu konuda bu kadar kızgın olabiliyorum,diğer tüm konularda sonuna kadar haklıyım.(hem ufak götlü hem narsist)
İLERDE ALIRSIN BÖLÜMÜ:
Bu derdimi kime can-ı gönülden anlatmaya kalksam ''Amaaaaan ilerde zaten alcan kızzz boşver yi gari istediğini'' diyerek lafı götüme tıkayıveriyo.Ulan ben de biliyorum ilerde metabolizmam yavaşlayınca ister istemez kilo alıcam düdük.Ama ne anladım ben 40 yaşında gelen saadeti?Bu tam hayatının aşkını başkasıyla evlendikten sonra tanıman gibi bişey.İş işten geçmiş belediye nikahı kıymış,çoktan fidayda da angaralı fidayda oynanmış yani :( Geç olsun güç olmasın'larınızı alıp tırın önüne atasım geliyo vallahi.Ben işte tam bu zamanlarda hafif butlu,sevimli ve kısa şort giyebilen biri olmak istiyorum Şabanlar...Hee peki neden bu yazıyı yazdım?.Yahu nereye baksam kiloyla ilgili bi konuda hemen ''şişmanlık'' ele alınıyo.Yarışması bile başladı ZITAR TV'de .Hatta yemek yiyemiyolar diye hüngür hıçkırık ağlamalarına bizzat şok oldum.Tamam biliyorum ''obezite'' bi hastalık.Ama ''zayıflık'' ta kendi arzumuzla bize verilen bişey değil.Nasıl şişman birine ''AYIIIIIIII HİHOHOHHAHAH'' dememeliysek,zayıflara da ''KÜRDAN,KRAKER,İĞNE'' vb...benzetmeler yapmamalıyız.Yoksa 40 yaşıma geldiğimde taş gibi vücudumla karşısınıza dikilir,her organınızla ayrı ayrı 20'şer saat dalga geçip sizi ağlama krizine sokarım!!Ona göre!!
ZEĞERLİ SARNAŞIK KEZBAN ÖPER!!KIPS;)


