Seni eskisi kadar sık kullanamasam da göynümde hep yerin farklı öncelikle bunu bilmeni isterim.Hani derler ya geçmişe baktığında iyisiyle de kötüsüyle hatırlayıp mutlu oluyorsun diye.Gerçekten de öyle.Dün ilk yazdığım yazıdan son yazdığım yazıya kadar didik didik okudum kendimi.Aslında 1-2 yıl önce yazdığım yazılara bakınca kendimden utandım.Hani ergenlik fotoğraflarımıza bakarken ''ayyy ben böyle mi yapıyomuşum saçımı'' deriz ya.Aslında o günlerde özgüvenimizi tavana vurduran şeyler bugünün utancıdır.İşte bu tarz hisleri yaşattın bana.Hatta ''oha evet böyle olmuştu ya ahaha şu olay ne komikti'' diye bugün sorsan hatırlamayacağım şeyleri de tekrar zihnimde canlandırdın alacağın olsun.
Neyse kendimi okumayı sevmem ben hatta liseden mezun olduğum gün bütün defterlerimi çöpe ihraç ettim anısıyla tatlısıyla.Günlüklerimi bi zaman sonra ''ben napıcam ki bunları ya atayım bari'' diyip yine hayırlı bir işe vesile oldum zamanında.Yaşadığımız şeyler çok mu önemli? Hiç sanmıyorum.Bakarsan sefillik,acılar,ağlaklı bir topan ekmekle geçen günleri okusam ne olur okumasam kanser olmam.Yok benim için içine sıkıştırdığım notlar,resimler,cartlar curtlar değerli olmadı hiçbir zaman.Neticede olayın içinde kendim geçiyor ve ben kendime hiç katlanamıyorum.İçsel boksun ardı arkası kesilmezken ve şöyle bir nostaljik şölen yapmışken haydi dedim.Hatırlamaktan gurur duyduğum televizyon deneyimli bir anımı anlatayım dedim...
SENİ KÜÇÜK ÜN DÜŞKÜNÜ FAHİŞE BÖLÜMÜ:
Hangi ünlüye sorsan”Soktuğum hiçbir borudan pişman değilim”ler ”Yaptığım herşeyi alnım ak yaptım”lar.Bir delikanlılık,bir ne taşşaklı kadın laaanlık durumlara sahne olmuştur bu televizyon senelerdir.Bir gece önce Pazar Kuşunda gördüğümüz XX’le YY’nin balgam şapanak öpüşmüşlü görüntülerini,ertesi hafta ”biğğ sağğniyee arkadaşlar çok seviyeliydik bittııığğğ yakşağğğmlarr” sevimsizliğinde kaşık kaşık yedik çocukluğumuzca.
Mahallede o dönem ”haydii kızlar siz pinar altuk olun bizde sizi aldatak” gibi türlü şebekliklere hiç girmiyorum bile.Gel zaman git zaman benim televizyona çıkma aşkım doğmuş bulundu küçükken.Her kumandaya basışım da ”ahh anasını satayım ben niye ibo show’a çıkmadım bu hafta laağğn gözünün übrüğünü satayım,çemende ezilip mındar edilene kadar kaşıklanayım eyy zalımlar ey hayınlarrrrr” mavraları çekip durdum 1-2 sene.Bu içe gömülmüşlük,bu hayattan zevk alamamaca durumlarımı annem fark etmiş olmalı ki,beni öğretmenim aracılığıyla TRT 1 de yayınlanan ”şeker misin Popo mu?” adlı bir programa o günün konuğu atadılar…(Programın ismini hatırlamamakla beraber annemin de hatırlayamamasıyla evde bifiil münazalar çıktı onun içün ben böyle uygun gördüm..)
Ertesi hafta evde bir koşuşturmacadır gidiyor tabiii…Ben yeşil gömleğin altına morcivert kotumu giyip salonda ağlak ağlak koşturuyorum.E heyecan var tabi. Annem ocağı siliyor,ne bileyim efendim işte balkonu yıkıyor falan(aslında onun ki heyecan değil zerre sikinde değilim desem yeridir)Programın çekileceği stüdyoya giderken yolda bana afakanlar basıyor.Sızlanıyorum ”istemeeeeem yeeeeaa gitmeyek,bi saniye eve dönelim oyumcağım kaldı şaka şaka gidelim ama ben gelmeden gidelim ehehe”gibisinden sanatçı afrası tafrası yapıp şöföre devr-i teslim ediyorum afakanları.Şöfer bey bir ara bunalım geçirip araba hareket halindeyken kendini arabadan atıyor falan.Öyle sızılı sancılı bir şekilde varıyoruz stüdyoya
Stüdyo da küçük mü küçük çirkin dekorlarla kaplı ve havasız.Arkada şirin babaya hiç benzemeyen bir şirin baba,önümde hiç kadına benzemeyen bir kadın ve hiç adama benzemeyen bir adam beni bekliyolar.”Merhaba ben Tayyar” diyo erkek olanı..”Bende Nur ihihihi” diyo kadın olanı…(Ordaki ihihi’yi ben ekledim çünkü ikiside gereksiz bir sevin, bir neşe pınarı silsilesi,bir tipitiplik halindeler)
Herneyse programı yapmaya başlıyoruz.Bant yayın olacak.Ara ara durdurup mola veriyoruz.Ben gidip şirin babayı sökmeye çalışıyorum falan.Şuan pek hatırlayamasamda gerizekalı konular hakkında konuşuyoruz programda da…”Diğ miğğ Kezbaan trafik kurallarına uymalıyııııııızz??”gibi sorulara ”Evet!” gibisinden muhteşem yaratıcı cevaplar veriyorum ben de.Sonra bana basket attırmaya çalışıyorlar işte atınca kitap hediye ediyorlar salak salak ''sırada mıstık ile kıstık var'' diyorum kameraya.Bilirsiniz TRT'nin böyle sıkıcı çocuk programları vardı.Şimdikiler şanslı en azından Peppe falan filan derken öyle bilgiç abilere ablalara lüzum kalmıyor.Ama ben diyorum şimdi TRT'den başlayayım kariyere haftaya Kanal D arar sonra ver elini MTV kirıstina egulera leydi marmelat klibi huh süper!!!!! Neyse program iğrenç bir neşeyle devam ettikçe ediyor ediyor da allah ediyor.Tabii bana para ödememişler falan ay yüzlü çocuk bulmuşlar habire bişeyler yaptırıp yüzümü kullanıyor pislik televizya patronları :(:(
Herneysem sonunda program bitiyo ve ben çok mutlu olmuşum haliyle.”Pardon” diyorum ”Tayyar abiyle Nur abla nerde bi öpüp kokliyim onları teşekkür edeyim onlar benim kankam zaten program yaptık görmediniz mi lan düdükler”gibisinden çıkışlar yapıyorum stüdyo çalışanlarına.Bana kulisi gösteriyolar.Kulisin kapısını açıyorum Tayyar’ın elinde bir telefon var,diğer elinde de sigara.”Yahu yavşak yavşak konuşma ahahaha ne diyosun olum ense traşını siktirtme orospu çocuğu hahaha oraya gelirsem seni mıhlarım amına korum…”falan filan tarzı daha hatırlayamadığım bi düzine küfürlü şakalaşmaları arkadaşıyla diyolog halinde gerçekleştiriyo Tayyar.Ben yıkılıyoruum!!!!Korkuyorum Tayyar abiden ve beni görmeden hemen ordan uzaklaşıyorum koşa koşa.
Resmen yıkılıyorum düşündükçe!!”Tayyar abiğğ??” diyorum içimden.Allahım ben nasıl bir yere düşmüşüm lağn olum kimse insan değil mi lan bu dünyada'' falan diye iç sesimle kendimi destekliyorum.Çocuk aklı işte eve gidince anneme ”iyiydi ya bi daha çıkmak istemiyorum ama” falan diyorum konuyu kapatıyorum.Bir hafta boyunca gece yatmadan evvel hep aklıma gelip duruyo…”Yavşak dedi bi de bişi bişi çocuğu dedi Tayyar:((:(:(
O saatten sonra hep kumanda elimde ne izlersem izliiim.”Ulan bunlar arkada ne işler pişiriyolar peeeh yermiyim ben bunları kanal görmüş insanım” diyip zapping yapıyorum….Tayyar mı???Onu bi daha hiç görmedim:(
ÜNLÜ KEZBAN ÖPER:)))