Geçen hafta hayatını kendi arzusuyla sonlandıran Mehmet Pişkin için yazıyorum bunu. Olayın üstünden çok geçmese de köpürüp patlayan gündemlerden akıllarda yer yoksa hatırlatayım.Ölmeden önce videosunu paylaşan adam işte kısaca. Ölmeden video paylaşıp habersizce ölen onca insan varken onu bu insanlardan ayrı kılan ise haberli oluşuydu. Haberli ölüm vedalı gidimdi aslında. Nedense ölümlerde geriye kalana hep son kez konuşamayıp vedalaşamamak koyar ya hani... Mehmet vedalaştığı halde ayrı bir kedere sokuyor insanı.
Öldüğü günün sabahından beri günde 1 kere bu videoyu izledim bazı kelimeler artık beynime kazınmış halde.Ha şimdi şurada bunu diyecek burada gülümseyecek derken sonunda bir müzikle veriyor küsküyü beynime.Düşünüyorum da düşünüyorum durmadan didikliyorum.Tanımadığım,tanıyamayacağım,yaşa da tanışamayacağım biri için neden bu kadar melodramik bi sancı?

Korkuyorum umarım bir aksilik çıkmaz derken de umarım yanlışlıkla bu yaşamımdan daha kötü bir koşulda yaşamaya devam etmek zorunda kalmam diyor işte.Felç kalırsam,kör olursa,bitkisel hayatta makineye bağlı bile nefes alırsam bu videoyu kafama kafama çakın diyor bi nevi.Ölememekten korkmak bu olmalı.Ya gidemezsem diye içi pır pır ederken acaba belki de gitmem dur bakalım fikri içini ferahlatıyor muydu? Bilmiyorum bilemiyoruz bilememeliyiz!
Yakılmak istiyorum,balıklara verilmek istiyorum ya da kadavra olayım derken bile geride kalan vücudu için geriden direktif verecek kadar da dominant.Vasiyet her zaman korkutucu gelmiştir zaten benim için o yüzden cümle kurmuyorum ya ölüm konusu açılınca.Rahmetli şöyle isterdi lafının gizli öznesi olmak bile rahatsız eder beni.
Yazıyı neden yazdım? Yukarda nelerden bahsettim? İntihar mı edicektim? Etmeye cesaret edememek
klavyede tuşlara vurup cümle kurmamı mı sağlıyor? Son şarabım olacak mı? En son dinlediğim müzik önemli olmamalı.Bugün kafayı vurup yatıcam.İçimdeki Mehmetler şimdilik hazır değil.
Uykuuuu
KEZBAN ÖPER