14 Aralık 2012 Cuma

Grup Seksin Sağlığa Faydaları

İnsan istediklerini elde edemeyince bir süre sonra ne istediğini de unutuyor-Kezbanichtze

Selam.Evet başlığın aslında yazıyla hiçbir alakası yok.Soğuktan kafayı sıyırıciiiim sadece.Tekrar kırbaçımsı soğukların sırtımıza,yüzümüze,kulaklarımıza,burunlarımıza,alınlarımıza,enselerimize ŞIRAAANK diye patlatıldığı günlerden gutuntag.Götüm donuyor,kuşlar uçamıyor,kelebekler öldü,hayvanlar sokakta,balıklar yumurtalarını bırakamıyor,zebralar yasta,hipopotamlar grevde!Böylesi iğrenç bi mevsimin içinde hala ayakta kalabildiğimiz için hepimizi şapur şupur öpmeleri gerek.İNATLA kat kat giyinip oraya buraya gidiyoruz hala.Bence kış geldi mi herkes işten çıkmalı,okulu bırakmalı,4-5 ay hükümet elini eteğini herşeyden çekmeli,tvler açılmamalı,elektrik üretilmemeli,sadece yorganlar ve yastıklar olmalı ve de KÖMÜR SOBALARI! Tağam tağam abartıyorum.Ama sevmiyorum işte napayım? 10 kilo mont,5 kilo botlar,cüzdan,anahtarlık,sigara paketi,telefon cart curt derken oluyorum caddede yürüyen Balık Ayhan!!

Durum böyleyken yalnız ve erkeği olmayan bir metropol gayi olan ben napıyorum? GABİLEYE giriyorum sıcak sıcak ehehehe :D:D Şaka maka 3 gündür falan sekmeksizin gabilede çok eğlenceli vakit geçirmekteyim.Başta ''Iyy kekooooooooooğ'' dediğim tiplerin yanında artık ben bi traktörden farkız 50 bin kat kekolaşmış durumdayım.Adaptasyon sanırım bu!! Günlerdir kafamda sadece dönüp duran diyaloglar ''Slm...nrdn...asl?...msn?...cam?...ya sen nrdndi...ha evet...eee yaş?...bi dk nrdndi?...evt evt hatrldm...ii ya nlsun...efndim?...bişey sorcam ya nrdndi?...'' vb. olmaya başladığından beri de artık girmeme kararı aldım.Çünkü öyle ya da böyle orada geçirdiğim vakti gidip bi çocuğun eğitimine,bir köpeğin eğitimine harcasaydım Yetenek Sizsiniz'de 3 basamaklı sayıları akıldan çarpan bir çocukla,pipisiyle cirit atabilen bir köpeği 1.yapar paraları da çatır çutur yerdim.Ah kafam.:(( Neyse neyse bloğa da fazla bişeyler yazamadığım için bundan teee seneler seneler evvel yaşadığım bir GABİLE ANIMI postlamak istedim.Başlıyorum...

PİRENSES KEZBAN VE ATİLLA TAŞ BÖLÜMÜ:

Bundan 5 sene evvel benim tam bir PİRENSES (kendimi o sıralarada dünyanın,marsın,jüpiterin,galaksinin en harikalar harikası gayi zannederdim.Herkese ters ters konuşur olur olmadık yerde ağlamaya başlardım ki üstümdeki ilgi dağılmasın sürekli SEN SEN SEN SEN desinler falan klasik teenage kafası)olduğum günlerde,gabilede önüme gelene tripler,tafralar atarken bi yandan da msnde aşağıda 15 tane yanıp sönen sohbet pencerelerine cevap vermediğim zamanlarda biriyle tanışmıştım.Kendisi İzmir'de yaşayan,sanatla ilgilenen,spor yapan,mantı açan ve daha bir sürü şunu bunu yapabilen biri olduğunu ve benim tüm bu egolarıma,şımarıklıklarıma aldırmaksızın benimle tanışmak istediğini söyledi.O kadar aşamadan geçtikten sonra o dönem meşhur olan ''kıreyzi_kezban_bu_aşk_fazla_sana_şeboşebo33535@gatmayil.com'' hesabımı buna bin naz yaparak vermiştim.Karşılıklı ekleşmeler kabul gördükten sonra tanışmaya başlamıştık.''-Selam :) Zor kabul ettin ama sonunda tanışacağım seninle :) Merhaba ben Atilla :) <Kezban>:+Hıı mrb cnm eft tmm ATilla bn de kzbn tmm mı ? Gdr msn şurdan ya ahaha şka gel tamam ayy git istmyrm xD'' tarzı beyinsiz beyinsiz konuşmuştuk hatırladığım kadarıyla.Ve bu kadar zeka seviyesinin yerlerde olduğu bi ortamda kalkıp kamera açmıştık....Kamerayı açtıktan sonra benim bu şımarık,huysuz,huzursuz,pislik tavrım yerini sevecen,alçak gönüllü ve mütevazi bi tavıra bırakmıştı.Çünkü çocuk çok yakışıklıydı ve ben yakışıklılara kibardım ehehehe:D Gel zaman git zaman biz bu Atilla Taş'la günlerce,haftalarca,aylarca konuşmaya başladık.Okuldan gelir gelmez formamı çıkarmadan msni açıp ''Allaaam nolur onlayn olsuuuun lütfen allam please allahım please noğloooooooooooor'' diye pc karşısında ömrümü çürütmeye başladım.Ve sonunda bi gün belirleyip buluşma kararı aldık...

KEZBAN DÜŞTÜ YOLLARA BÖLÜMÜ:
Her ilk buluşmada olduğu gibi yine her yerlerimi heyecan basmıştı.Ama o zaman tabi böyle tanışmaları falan yeni yeni yaşadığımdan kalp krizlerine 5 kalaydım.Evde bi o yana bi bu yana koşup zırıl zırıl bağırıp gerginlikten salonda kasırgalar estiriyodum.Saçımı bir o yana tarıyıp bi bu yana tarayıp sivilcelerimi saklamak için mezdeke peçesi aramaya çalışıyodum.Kendime güvenim pirensesliğim,harikalığım sanki o gün gitmiş gibi hissediyodum.Çünkü çocuk çok yakışıklıydı:( Herneyse üstüme en iğrendiğim zamane modasından ''FAKYU'' yazılı iğrenç bi tişört geçirip koşa koşa buluşmaya gitmiştim.Daha toy bir bebe olduğumdan buluşma saatinden yarım saat önce orada olup beklemeye başlamıştım.Bekle allah bekle bekle allah bekle...Sürekli mesaj atıyorum ''Nerdesin Ati? Hadi Ati? Kamon Ati?'' gibisinden tacizliyorum.Bi süre sonra ''Tamam Kezban vapurdayım geliyorum'' diye mesaj alınca yüreğime sular sebiller serpilmişti...Az biraz daha bekledikten sonra vapur yanaştı ve ben iskelenin önünde heyecanla bekliyordum.Ayakta mı karşılasam,oturarak mı beklesem karar veremezken beklediğim şey göründü.....

BEN BİR İNTİHAR EDİP GELİYORUM BÖLÜMÜ:
Gördüğüm şey arada görünüyo,arada kayboluyodu.O sırada yüzlerce vapurdan inen insan bana omuz ata ata  geçerken ben ekranda görüp yazıştığım kişiyi gündüz gözüyle seçmeye çalışıyodum.Heh evet o yüzü görüyodum ama arada baktığım yerde de bulamıyodum.Allah allah bakıyorum bakıyorum yok... derken karşıdan bana doğru yüzünü gözünü kolunu gövdesini tanıdığım kişi topallayarak geliyo!!!! Ama öyle hafif bi topallama değil bu, bir bacağı gerçekten çok kısa ve küçük olan bacağının üstüne basarken kalabalığın arasında kayboluyo eğiliyo bükülüyodu.Karşımda belirip ''Merhaba Kezban ben Atilla :)'' dediği anı hiç unutmam.Nerdeyse yanımda duran denize atlayıp bütün yaşamsal deliklerimi tıkayıp boğularak ölmek istedim.Sakın yanlış anlamayın.Engelli insanlara yukardan bakmak adına yazmıyorum bunları.Haddime de değil.Kimsenin değil! Sadece 2-3 ay boyunca konuştuğun kişinin sana bunu söylememesi ve buluşmaya çağırıp yanına topallayarak gelmesi...Bu bence bi insanı sırtından vurmak gibi bişey.Ha bana akşam yediğin yemeğe kadar anlatıyosun ama bir bacağının diğerinden kısa olduğunu söylemeyi unuttun :))) TATLİŞKOSUN:))

KAFEDE IZDIRAPLI LATTE KEYFİ BÖLÜMÜ:
İskeleye en yakın kafeye oturduk.Ben hala şoku atlatamıyodum.Kafamda  ''Woiiiiii woiiiiiiiiii woiiiiiii'' ses dalgaları artarak çoğalıyodu.Konuşmalarımızı düşünmüştüm.Hiç söylemeye çalışmış mıydı? Yooo!!.Sadece bi kere ''Kalksana bi ayağaa vaaay uzunmuşsun Kezban sen'' falan demişti.Aklıma hemen o geldi.Ahh o gün ben niye ''Sen de bi kalkıp kaka kakali kakali kalika yapsana ''demedim diye içlenip durdum.Ve kinlenmeye başladım.''Vayy amın oğluna bak benim engelim var mı yok mu diye beni kaldırtıyo kamera karşısında ama kendini saklıyo puşt.Demek ki engelim olsa buluşmucaktı benle...ohh ya kezban sana ohh olsun amk hadi şimdi git o kısa bacağı götüne sok ceza olarak'' falan diye de kendime ayar çekiyodum içerden.Bu sırada Atilla Taş durdu durdu ''İnsanlar çok sığ Kezban''dedi. Ve konuşmasına ''Biliyo musun aşk kafada başlar,anlaşmak bi ilişkiye başlamak,bağlanmak ve sevmek...bunlar engel tanımaz ve çoğu kişi ben topalım diye bu sığlıkta yaklaşır bana'' diye devam etti.Konuyu böyle direkt açmasına da ayrıca şok olmuşken sözünü bölüp ''Evet insanların çoğu sana böyle yaklaşmış olabilir ve bu onların ayıbı bence.Ama sen de onlar öyle yaklaştı diye keşke yeni tanıştığın insanlara da kartlarını açık oynasaydın be Aticim'' gibisinden göndermeler yaptım.Ama yine salağa yattı.Çocuğa gitgide sinir olmaya başlamıştım.Özürü kabahatinden büyüktü.Açıklamasını yaparken bile bana ''Eğer benle görüşmezsen bundan sonra sen de SIĞSIN'' göndermeleri yapıyodu.Ne münasebetti? Kendine gelmeliydi! Kalkıp şaaaaağkkk şuuuuğk diye tokat sallamalımıydım? Elbette hayır!Hiçbişey olmadı.Sadece samimiyetsiz bi sohbet ve benim akabinde gelen şımarıklıklarım baş göstermeye başlamıştı.Hem kızgındım hem de bana sinir olmasını istediğim için bi sürü konuda muhalefet olup delirtmiştim çocuğu.Bi ara Saddam Hüseyin'i bile savunduğumu hatırlıyorum ehehee.Günün sonunda bana bi de ''Biraz yürüyelim mi?:)))))'' demesiyle sinirden iç organlarımın sıkıştığını hissetmiştim.Ve direk ''Annem bekliyo,ödevim var'' tarzı bi yalan sallayıp eve topuklamıştım.

Evet engeller ne aşka,ne sevgiye ne de arkadaşlığa engel olur ama yalan bence hepsini kökten siker gibime geliyo....

Bu olayın üstünden yıllar da geçse hala arada tanıştığım kişilerinde bi zaman sonra beyinden engelli olduklarını görüyorum işte en acısı da bu...İyi ya da kötü internet üstünden artık kimseyle de tanışmayı sevmiyorum ve tanışamıyorum da.Sanki herkes vapurdan indiğinde karakteri,kişiliği,tavrı ve düşünceleri engelli olacakmış gibi.Geçen gün ''Anlatsam Bir Bok Olmaz'' bu konuyla ilgili duygularımı çok güzel bir 5 cümleyle anlatmış hatta.Bilmiyorum yazının en başında da dediğim gibi insan istediklerini elde edemeyince bir süre sonra ne istediğini de unutuyor...HADİ GİTTİM BEN!



SIĞ KEZBAN ÖPER :))))

13 yorum:

  1. Oow :/ bayağı kötü olmuş :(

    YanıtlaSil
  2. evet sana söylememesi ayıp olmuş,

    şu son 1 hafta 10 gündür birisi ile gay sosyal ağlarında yazışıyoruz. yüzündeki ifade hoşuma gittiği için ben mesaj atmıştım buna. "buluşalım, istemezsen söylemen yeterli" dedim o da bana "asıl sen söyle, sağ kolumdan doğuştan engelliyim" dedi... ben de başta bi şaşkınlık, üzüntü sonra da "olsun yine de buluşalım, sonuçta hepimiz engelli adayıyız" dedim... başta karşılıklı zamanlarımız uyuşamadı; şimdi ise 1 haftadır onun işlerinin hafiflemesini bekliyorum yüzyüze tanışmak için :/ yoksa onun da bi farkı yok mu diğer ipnelerden? normalde 3. kez birisine sormazdım buluşmak için biraz da karşı tarafın ilgi göstermesini beklerim... ona biraz sabır gösteriyorum sanırım engelinden ötürü?

    tanımak lazım, biraz da zaman; hayat bize ne getirir bilemeyiz. şafak pavey'in başına gelenleri biliyorsundur... etraf ta "beyin engelli" dolu olunca bedensel engelliler çok masumane kalıyor ^^

    zaten gay'liğini farkedenlerin ilk uğrak yeri gabile olsa gerek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yani bilmiyorum benim fikrimce kimseye engelinden ötürü daha hassas davranmak zorunda değiliz ve davranıyosak da engeli olan kişi en azından bunu bizi üzmek için kullanmamalı.zaten bu da karakter meselesi sanırım engel meselesi değil..

      evet hayat ne getirir bilemeyiz doğru.hepimiz birer engelli adayızız o da doğru.ve şafak pavey'i çok severim ayrıca

      gabile meselesine gelirsek orası da ayrı bi kültür mozaiği ya şimdi yazarsam onunla ilgili bişey bi post çıkar yani.ehehe ne zamandır yoktun bu arada yorum attın sevindim :)

      KALPÇİK KARA KEDİCİK

      Sil
  3. Kezbannn sen İzmirli miydin canikom şimdi öğrendim bak bunu.Boşuna kaynamamış kanım sana:)
    Bu tipleri çok iyi bilirim ben çiçeğim,acıtasyonla karışık ukala tavırları vardır ki insanı çileden çıkartır valla.Ohh olmuş o kılkuyruğa iyi ki postalamışşın.Ayrıca hakikaten çok soğuk götümüz başımız isyanlarda:( öpüldün

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eveeet İzmirliyim :D Yılmaz Özdil yazısı yazıcam yakında zaten ''simite gevrak,çekirdeğe çiğdem'' vb.. temalı ekimozacım ehehehe:D

      Yani evet bu kişi için bunu söyleyebiliriz bence de.Çünkü beni vicdanımla denemeye çalışmıştı.Bu gerçekten sinir bozucuydu.

      Soğuklar için ise LANEDOLSUN! demek istiyorum Ekimozacım :((( Ellerim no frost oldu yeminlen ühühühüh :'( öperim soğuk soğuk yanaklarından

      Sil
  4. tolerans göstermek kullanıldığı anda en iğrenç kullanılma hissini ve nefreti körükleyen bişey haline dönüşüyor geçmiş olsun

    YanıtlaSil
  5. Ama sen zaten pirenses perisin ki ;)

    ayrıcana İzmir de yaşayınca insan soğuğa hiç dayanamıyor ya. Ben yıllardır eksi dereceler de yaşıyorum İzmir de 9 dereceye dayanamıyorum :/

    yorgan altından çıkmayalım, herkes bir mikrofonabiber bir yorgan alsın hiç yaşamayalım kış geçsin çıkarız ortaya :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ayy çık tişikkirlir ihihihi :) (şımardım)

      evet yaa izmirin soğuğu bence de çok çirkin:( o yorganlardan alalım nerde satılıyosa bigaycim :(

      Sil
    2. intinittin aldık annemle.. microfiber ince hafif ve ısıtıcı :D

      Sil
  6. süpersin yaa.. bir bu yazını okudum gül gül öldüm.. herkesin başına gelmiştir benzer birşey:))
    not: emine.

    YanıtlaSil