8 Aralık 2013 Pazar

Bana Arkadaşını Söyle Sana Nasıl Bir Gay Olduğunu Söyleyeyim

Yine elele dergisi aralık sayısı sikkoluğunda bomboş ve tespitler yığını bir yazıyla karşınızdayım.Ne yapayım anacım kendimi bir plaza seksisi olarak ancak böyle görebiliyorum.

Gelin bu ay canımız ciğerimiz,içimiz göt siğilimiz arkadaşlarımızı inceleyim.Dertlerimizi paylaştığımız,çorabını donunu çaldığımız,iyi günde ve kötü günde (yersen) aynı tastan su içip ayrı düşmediğimiz,kimimize göre ailemizden bile üstün tuttuğumuz arkadaşlarımız bakalım bizi nasıl yansıtıyor?

1.KIZ KANKASI KELEBEK GAYLER:
Bu tip gayler genelde ortaokul ve lisede bu arkadaşlık biçimine doğru yönelir.Okul hayatı zalımdır.Hetero ergenler tarafından acımasızca dalga geçilen ve sosyal fobi yaratılan küçük gay arkadaşlıklarını kızlardan yana seçer.Okul bahçesi gezmeleri,beden eğitimi saatleri,sınıf içi oturma düzeninde falan kızlarla birlikte olmayı tercih eder.Kızlar bi nevi onun sığınağıdır.Onunla dalga geçmezler,onu severler,onu aralarına alırlar ve çoğu konuda ondan akıl isterler.Başta bu kelebeğimiz için hayat çok güzeldir.Onunla dalga geçen heterolar kızlarla arası müsmükemmel olduğu için bu kelebeğin götünü yalamaya başlarlar,işte efenimeee söyleyeyim çevresindeki herkes ona kıyafetin yakışıp yakışmadığını sorar hep bir düşüncesine önem gösterilir derken bu kelebek de insandır haliyle ve günün birinde kendinin de sorun ve sıkıntıları olduğunu anlar.Ama kız arkadaşlar konuya kendilerini öyle bir kaptırmışlardır ki bu kelebeğin ne derdini görürler ne de dinlerler yalnızca ''Offff Berk mesajjjj atmadı yhaaaa ne diyosun yorum yapsana kızımmm'' diye sürekli kendi hayatıyla alakalı yarrak kürrek sorunlarına tavsiyeler isterler.Genelleme yapmak istemem ama çoğu kız ''Ayyy olley gay kankam var bütün sıkıntımı ona anlatabilicem akıntılarımın günlerini bile söyleyebilicem'' diye havalara uçar.Neden??? Niye? Yazı benim yazım olduğum için bu konuda pek objektif bakamadan yazabilirim.Elbette her kız öyledir de demek istemem ama ben kız kankası kelebeklerden olmayı hiçbir zaman istemedim.Çünkü bir zaman sonra seni o homofobik tavırdan kurtarmaya çalışan kız gidiyor yerine tamamen ben merkezci bir arkadaşlık geliyor.Sürekli kızın duygusallığı,sürekli kızın ilgi alanları devamlı nasıl olduğunu bile bilmediğin vajina kanamalarını dinlemek bence intihar sebebidir.Ama yine de güzel yanları vardır tabii damsız almayan gece klübüne yanında 8 kızla gitmek,çevrende olup bitenlerle ilgili oturup dedikodu yapmak...Bunlar da işin pozitif yanıdır.Kız kankası kelebek gaylere benden öpcük...

2.HETERO ERKEK KANKASI GAYLER:
Bu tip gayler de okul yaşamında hetero erkeklerle vakit geçirmeye kendini zorlamıştır ilk başta.Ama daha sonra bu zorlama yerini keyifli arkadaşlığa bırakmıştır.Hetero erkeklere genel olarak baktığınızda birçok alıklık görebilirsiniz.Sanırım bunu genelleyebilirim.Sonunun ne olacağını düşünmeden pat diye yapılan dangalaklıklar,yalan söyleyememeler,stratejik olmayan bir akıl ve oldukça net kararları vardır.Mesela ben senelerdir hetero erkek arkadaşlarımın bir tane doğru dürüst sinsilik yapabildiklerini görmedim.Çünkü kafada bir plan program yapma,çeşitli kumpaslar kurma becerileri yok.İçlerindeki neyse çat diye onu söylerler.Ha bu bazen kırıcı olabilir çoğu zaman ''Oha ne öküzsün ya'' dediğim zamanlarda da herkesten çok kızıyorum ben onlara ama bu tip arkadaşları olan gayler genelde aşağılık kompleksine girmezler.Toplumdan uzak da yaşamazlar hatta toplumun bilinçlenmesinde bu tip gaylerimizin daha fazla rolü olduğunu düşünüyorum.Çünkü hetero biriyle aynı ortamda dahi bulunmak istemeyenler kalkıp ''Homofobiyi yenmeliyiz ağbieee ya'' dediğinde ortada bir imkansızlık söz konusu oluyor.Seni anlamasını istediğin insanlarla bir kelime bile konuşmamak homofobiyi engelleyemiyor.Neyse ne dediğim gibi hetero erkek kankası gayler çok yönlüdür.Yeri gelir bir kızın da bir erkeğin de nasıl düşündüğünü gözlemleyip kendine ona göre bir düşünce yapısı belleyebilir hayatta.Hetero erkek kankası gaylere benden bir kucak..

3.SADECE GAYLERLE ARKADAŞ OLURUM TARZI GAYLER
Bu tip az önce bahsettiğim olayla alakalı aslında.Homofobiye aşırı derecede maruz kalmış ve hetero kız ya da erkekle aynı odada bile bulunmak istemeyen heterofobik gaylerimizdir.Nedense kendi dünyasında ve izole yaşamanın çok sağlıklı olduğunu düşünüp bu izole hayattan da yine şikayet duymaktadırlar.Kim ne derse desin nerde çokluk orda bokluk sözü boşuna söylenmemiş zamanında.Özellikle bir topluluğun içinde giz olarak yaşamak ve kalabalık kalabalık koloniler halinde gezmek bi zaman sonra gay life dediğimiz olayda dejenerasyona uğruyor.Bakın bakalım ''sadece gaylerle arkadaş olurum'' diyen gaylerimizin 10 kişilik arkadaş grubunda kaçı kaçının eski sevgilisi? Ben ahlakçı biri değilim yanlış anlaşılmasın.İsterlerse 10'u grup yapsınlar ne hoş bir manzara olur hatta.Fakat arkadaşlık ve dostluk kelimelerini ele alırsak aralarında cinsellik,aşk ve ihtiras olamayan,genelde hayatındaki çoğu iyi ya da kötü şeyi paylaşan ve birbirine sevgi besleyen 2 insan olarak tabir edebilirim.Ama bu sadece gaylerle arkadaş olurum düşüncesini yaşayanların çoğu arkadaşı eski sevgilisidir veya biri hala sevgili olmak isterken diğeri buna yanaşmayıp arkadaş olarak takılmaya devam eden tiptir.Yine genellemenin dibine dibine vurmayayım tabi.Şimdi bana ''Ulan mal kezban 2 gay hiç mi arkadaş dost olamaz allahın beyin fakiri?'' vb.. yorumlarda bulunmayın.Elbette bu istisnaları da yok sayamam.Seni en iyi anlayacak olan insan senin gibi hisseden insandır sonuçta.Nitekim çoğu ilişki mevzularımda genelde gay arkadaşlarımdan akıl alırım ki heteroların bu konuya beyni basmaz.Yani kendi yolundan örneklerle sana yol gösterirler ki bu da sağlıklı değildir.Ama bu başlığın altında bahsettiğim sadece gaylerle arkadaş olurum tarzı gayler gettolaşmanın başlangıcıdır.Onlara burdan selam mucuk

4.BEN KİMSEYLE ANLAŞAMIYORUM YAA TARZI GAYLER
Bu tip canımcımlar çoğu zaman karşımıza çıkıyor.Zaman zaman değişen psikolojilerimizle bizim de bu tipe büründüğümüzü söyleyebilirim.İnsan her zaman aynı değil.Duygular erekte olmaya benziyor.Bi zaman bakmışsın havalardasın herkesle canım cicim anlaşırken bir zaman da bakıyorsun sönük balon gibi herkesten nefret etmişsin resmen.Kimseyle anlaşamadığını düşünen gayler genelde kendini spora,kitaba,filme,diziye,sosyal ağa verir.Yapılan bütün eylemlerin tek başına olması onları mutlu kılar ama çoğu zaman da mutsuz.Kronik bir depresyon başlangıcı olan ''ben kimseyle anlaşamıyorum ya'' tarzı gayler mesleklerinde çok başarılı olabilir,bol bol para kazanabilir fakat yine de tatmin olamazlar.Burdan onları da öpüyorum benimle anlaşsınlar ben onları anlıyorum

Şimdilik bu kadarını kategorize edebildim.Hangisi daha iyi? Neye göre daha iyi? Hangisi sağlıklı? Bunlar kişiye göre değişir.Ama genel olarak bakarsak ne olursa olsun sosyal olmak gay veya hetero kız veya erkek önemli bir hadise.Mesela ben tiftiklenmekten helak olmuş yeleğimle 1 haftadır kıçımı kaldırmayıp soğuklara isyan ediyorsam ve bloğa bu kadar kipkişisel görüşlerimi sayfa sayfa taşıyorsam son zamanlarda asosyalim demektir.BANA MANDALİNA VERİN!!! EHEHE

ASOSYAL KEZBAN ÖPER:)

9 Kasım 2013 Cumartesi

Meraklıdır Meraklı,Ne De Olsa İnsan Aklı

''Bir şeye inanmak için kuşkulanmak yeter'' -Kezban

Merhaba eyy ahali.Gün geçmiyor ki madiliğimden ve gerzekliğimden kalkıp bir olayın peşine düşmeyeyim.Yine yaptım.Ne mi yaptım? Dedektiflik.Pişman mıyım? NASLAAAAAAAA

Geçenlerde yakın bi arkadaşımın anasıylan babası kalktı gitti 2 aylığına başka şehire.Evi de buna bıraktılar.Yesin,içsin,sıçsın,dağıtsın amaaaaan sabahlar olmasın diye.Mesela aynı şey bana yapılsa yemin ediyorum ki o ev 2 ayda kerhane tatlısına döner.İzmir asayişinden plaket alır mapuslara atılırım.Ama benim arkadaş saf salak biraz da çekingen.Kalktı dedi ''Oof ben nasıl yalnız kalırım geceleri de uyuyamam bu ev bana büyük geliyo'' diye.(arkadaşım hetero bir herif)He dedim tamam ben gelip kalayım ara sıra.Diğer günlerde de başka arkadaşlarını çağır devr-i daim seni pişpişleriz tosunum.Bu sevindi tabi havalara uçtu.Ooo yemekler yaparız içeriz,filmler izleriz,danslar ederiz diye de planlar yaptı.Herneyse ilk kalışımda o kafamızda kurduğumuz harika gece yatısı gece 12de sona erdi,kömüş gibi uyudu itoğlusu.Ehh dedim misafir umduğunu değil bulduğunu uyur ben de yattım bir odada kıvrılıp.

SABAH SEKS SESLERİ BÖLÜMÜ:
Sabahleyin yattığım odanın yan duvarından.DAN DAN DAN DUN DUN DAN DUN sesler geliyo.Uyandığımda aşırı aksi olan insanlardanım ben de.Bir kere gülerek gözümü açtığım görülmemiş.Çocukken sabahleyin babama tekme atmışlığım bile vardır uyandırdı diye.Yapım böyle,kendim uyanmalıyım.Gerçi ona bile kızıyorum ama neyse işte....Amma velakin bu sefer kendi evimde olmadığım için sinirlenmeden önce olayın ne olduğunu çözmek istedim.Ay dinliyorum dinliyorum bu ses ne sesi anlam veremiyorum.Daha sonra bu DAN DANların yanına ''ahhh ohh'' lar da eklenince dedim ''Heh tamam bir yerlerde seks yapılıyor''.Ama ben ne zaman yataktan kalkıp koridora çıksam ses kesiliyo.Hani kapımın açılış sesi olayı durduruyo sanki.Arkadaşıma seslenmek istiyorum ama vazgeçip odama dönüyorum falan.Tam kafamı yastığa koyuyorum yine DAN DAN DAN DAN sesleri!!Ayy çükün düşesice ayyy yumurtalıkların düğümlenesice diye kendi kendime söylenip duvara kulağımı dayadım.Başta acaba osbir mi çekiyo acaba? diye düşündüm.Ama hangimiz çavuşu tokatlarken kendimizi duvarlara vuruyoruz ki? Ayrıca o ''ahhh lar ohhh lar'' nedir?Bu kadar mı yüksek kendinle performansın? Göt kadar odada kafayı yedim allam bu çocuk napıyo içerde? diye.Kalktım mesaj attım.''NAPIYON LAN'' şeklinde.Mesajımın iletildiği sesi duyduktan bir 6 saniye sonra DAN DAN da kesildi ah oh da..

DEDEKTİF KEZBAN İŞ BAŞINDA BÖLÜMÜ:
Neyse baktım bizimkinin ayak sesleri yaklaşıyo benim odaya doğru hemen böyle saçı başı dağıttım tamamen uykulu bir aptalmışım triplerine girdim.Kapımı açtı ''Aaa Kezban uyandın mı? Günaydın'' diye.''Heee uyandım  bu ne lan dürrük dan dan bam bam sabah sabah kafa bırakmadın be hayy sıçayım seksine yeterr yaa yeteeer ben gidiyorum'' cümleleri aklımdan geçerken ben yine ''NAPIYOSUN İÇERDE?''  dedim.Arkadaşım da ''Kitaplığım çökmüş onun raflarını takıyodum uyandırdım mı yaa kusura bakma Kezban'' dedi.Fakat bu sırada içerde 2-3 tıkırtı oldu falan sanki sokak kapısı kapandı.Ben hemen fırladım yataktan ''Ayyy kim var evde baak parçalarım seni yalan söyleme bana,seks yapıyosan seks yapıyosun olum ne var?'' falan diye odasına falan gittim ama baktım yerde kitaplar var,yatağında sperm yok ve oda seks kokmuyo.Ama eminim yani o bi 10 dk önce ahhhhlarr ohhhlaar duydum.Deli olacam.Elli kere ağzını arasam da bişey söylemedi.''Sana öyle gelmiş,seks yapsam söylerim yahu'' falan diye de güven verdi bi de..

ARAŞTIRMA GİDEREK TUHAFLAŞTI BÖLÜMÜ:
Bir hışımla kalktığım yatağa bi daha yatamadım.Sonra başladık kahvaltı hazırlamaya falan derken kapı çaldı.Baktım bizimki böyle hafif sarımtırak koştum açtım kapıyı.Bunun okuldan arkadaşının sevgilisi Sinem diye bi karı (adı sinem değil ama tam sinem tipi var) çattadanak girdi.''Seeeelaaaaaam günayyydııııın'' diye.Arkadaşım da ''Aaa hoşgeldin naber''falan diye karşıladı.Ben de samimiyetsiz bi gülümseme attım sonra gittim domatesleri bıçaklamaya başladım.O sırada düşünüyorum ''Alla alla bu Sinem karısı niye tek geldi? Sevgilisi nerde ve bu saatte kızın burda ne işi var? Hatta bu saatte uyandığımızı nerden biliyo? Belki evde yoktuk? Bunla mı yattı acaba? Hiiiiiiiii çocuk duysa arkadaşımı da keser kızı da doğrar sonra ben de mezarlarına gidip kitaplık rafı bırakırım :(('' tarzında eksterem tenakuzlar içerisindeyim.Herneyse kahvaltımızı ettik falan ama ben habire ikisine bakıyorum acaba bişey yakalayabilecek miyim diye? Kız ara sıra ''İhihihih verin size çay katiiim,ekmek getireyim'' diye hamaratlıklar yapıyo.Ben de kaş göz ediyorum arkadaşıma ''NEAYAK BU'' şeklinde.Arkadaşım da bana ''NE NE AYAK KEZBAN NE DİYOSUN ALLAŞKINA MAL MISIN'' şeklinde bakışlar atıyo.Kıza bakıyorum o bakış makış atamıyo.Çünkü salak!

Herneysem günün gecesinde kendi evime gittim baktım kızın sosyal ağlarına gayet de check-in falan atmış gündüz öyle gizli saklı gelmemiş sevgilisinden.Ara sıra göt göt aşk twitleri atıyo falan.''Hee yanlış düşünüyorum ya ben'' diyip olayın üstüne kocaman bir battaniye serdim.

İÇİM DURMADI BÖLÜMÜ:
Aradan 2-3 gün geçti ben yine bu arkadaşta kalıcam.Dedim olum Kezban gözlerini dört açıyosun bu sefer de DAN DAN DAN duyarsan kaçarı yok odaya dalacaksın.Herneyse o akşam oturduk arkadaşımla biralar,şaraplar içtik.Öyle komikli videolar izledik falan derken baktım facebooku açık bunun.Off bu yaptığım çok iğrenç bişey siz yapmayın sakın ama ben biraz özel mesaj kurcalamayı severim ehehe.Neyse kızla konuşmalarını okudum.Amaaan hep ''Nbr +İyi -Ben de iyi +İyi bakalım -Sen napıyosun'' tarzında mesajlar öfff o kadar sıkıcı ki!!!Mesela benim facebook mesajlarımı kurcalasanız yemin ederim aşiretli maşiretli kavgalar çıkar deli destanlar yazılır,ülke bölünür,çok sayıda kan dökülür.Amaan dedim mesajlarda da bişey yok.Neyse gece oldu ben yine bunun yan odasına geçtim kıvrıldım ama tam dalıcam bi ses duyuyorum hemen dikeliyorum yatakta.Duvarı dinliyorum yok efenimee söyleyeyim kapı deliğinden bakıyorum falan.Resmen hetero arkadaşımın sik bekçisi kesildim.Ama olay şu ki merak ettiğim o gün seks mi yapıldı? Yapıldıysa da bu Sinem'le mi yapıldı? YOK YOK YOK ses mes yok.Ayy valla sevgililerimi bu kadar didiklemedim ben.Ama gel gör ki bu olay kafamdan çıkmadı bi türlü:(( Ha bi de bi ara tam ses geliyomuş gibi olucak dışarda çöp arabası DARDARDARDARVIRVIRVIR gitmek bilmedi bi türlü.En sonunda pencereden sarkıp ''Ayyyy bi saniye ama ben burda seks sesiiiiii bekliyorum sizin yüzünüzden kaçırıyorum!!Toplamayıver 1 gün çöp yarın alırsınız hepsini hadiiiiiiiiiiii oyalama beni'' diye bağırasım geldi yani.Ama yok o da gitti ev sessizliğe büründü.Çişim falan geldi ama odadan çıkmadım muhakkak Sinem'le benim arkadaş seks yapacaklar diye kurdum da kurdum.Hayır maddi imkanım olsa odaya kamera sistemi falan kurdurtacaktım o kadar taktım mevzuyu kafama.Ama sonunda eski yöntemi denemeye karar verdim.BLÖF ATMAK ehehe


Ertesi sabah yine arkadaşımla kahvaltı ediyoruz ben hemen lafa girdim ''Ya geçen geldiğimde ben Sinemle sizi duydum aslında saklamana gerek yok'' falan dedim.Bu bi kızardı bozardı.''Yaa abi ne bileyim işte kız kimseye söylemeyeyim diye ağladı resmen zaten sevgilisi de var ama yaptık artık napalım?'' falan diye döküldü bizimkisi.HAA ŞÖYLEEEEEEE!! O esnada kafamda ''BİLİYODUUUM BİLİYOOODUM SEKS SESİYDİ O BİLİYODUUM OLLEEEEY BEN KAZANDIM'' sesleri eşliğinde konfetili şenlikli bir düğün oluştu.Sonra hemen normale dönüp ''Ayy yani ne diyim 2nizin bileceği iş ama dikkat et yani hem sevgilisi olan kızla niye yatıyosun aptal?'' falan diye azarladım.Gerçi bazen bana da evli erkekler çok çekici geliyo (itiraf) ama ben arkadaşım zarar görmesin diye ona kızdım yoksa ahlakçılığımdan değil.Hem banane Sinem'in biciklerinden de kukuşundan da öğyk..

İşte bir sır perdesini de böyle araladım.Zaten arkadaşımın ailesi de döndü.Hep birlikte sonsuza kadaar musmutlu yaşadılaaar.Gökten üç elmaa düş........tamam tamam sustum.

DEDEKTİF KEZBAN ÖPER :)
MUAH

21 Ekim 2013 Pazartesi

Böyle

Olmamazlık halinin tatmin olunuşu mutsuzluk.Olamayışlılık.Olmamışsınız.Olmuyorlar.Nerde? Ne zaman? Nasıl? olduğunun önemi olmadan eksi sonsuzdan artı sonsuza kadar mutsuz.İliklerine kadar mutsuz.Topuğundan başlayıp kaşlarının ortasında birleşen mutsuzluk..

Ne bir özlem var öyle,ne bir sevgi?Bilinmeyen kişiler var içimizde.Ne bir suçluluk duygusu ne bir vicdan sancısı.Bilinmeyen kişiler var.Bilinmediler.Bilinmiyorlar.Bilmiyorlar.Bilmem..Çok mu edebi? Çok mu şairsel? Bence tamamen aşırı sefil.Afilli kelimeler kullanmadan da mutsuz olunur yoksa.Düz ve yalın mutsuzluk.Sade ve sıradan.Gelene öylesine tekme atar gibi mutsuz.Boş teneke kutuyla gol atar gibi.

Kalbin ritmleri azami,düşünceler asgari.Minik minik insan yüzleri gelip gelip gidiyorlar.Geldiler.Gelmişler.Durmadan gidiyorlar.Gitmek azami, beklemek asgari.Beklemek çok nötr.Beklemek faydalı faydasız.Biraz zamana ihtiyacım var derken,zamanı biraz geri alsak keşke diyeceğin kadar seri ve küstah.Beklemek neyi beklediğini unuttuğunda beklemek oluyor.O zaman beklediğini tekrar beklemek için bekliyorsun.Beklemek sabit ve ağır.Ağır eşyalar kadar ağır.Salon büfeleri kadar kullanışsız, bir o kadar zevksiz ve dantelli.

Farkındalık en kötüsü.Bile bile lades.Fark ede ede farkedilemeyiş.Fark ettin mi?Çok mu edebi oldu bu? Çok mu şairsel? Bence tamamen aşırı beyhude.Boşa sarmadan da fark edilir yoksa.Düz ve yalın.Sade ve sıradan.Anlamadan yaşayanlara özenecek kadar farkında.Anlamamışları kıskanmak kadar farklı.Anlamışları anlayamayacak..Anlamıyorlar.Anlaşamıyor.Anlaşılmamış ki hiç

Seni duymuyorlar.Seni dinlemiyorlar.Kimse önemli değil.Onlara göre ya sen konuşmuyorsundur ya da onların kulaklarına gitmeyecek kadar güzeldir sesin.Sessizliği duyamayacak kadar kirlidir kulakları.Sarı sarı iltihaplı ve sesliliğin büyüsüne kapılmışlardır.Pili bitmiş kumandalar kadar işlevsiz.Arkasına vura vura kanal değiştirilenlerden..Seni yargılamıyorlar,eleştirmek sadece zevk için.Kendi doğrularında kaybolup gidiyorsun kıyas yaparken yüksek yargı merciilerinde.

Haklı olmak veya olmamak umrunda değil.Sen mutsuzsun.Nerde? Ne zaman? Nasıl? olduğunun önemi olmadan meridyenler arasında sonsuz mutsuz.İliklerine kadar mutsuz.Kasığından başlayıp parmaklarının ucunda atan tarzda mutsuzluk..




13 Eylül 2013 Cuma

Fikirsi Fakirliğin Hayalsi Zenginliği

Usssssuzun bir zaman sonra merhaba.
Neredeydin?
Naptın?
Niye yazmıyorsun?
Öldün sandık
Kocaya mı kaçtın?
Orospu yaz artık yeter!!

Tarzında çok cici mesajlarınızı aldım.Okudum ama cevap vermedim.Ekrana göz ucuyla baktım şöyle iki satır döşedim ama kaydetmedim.Taslaklara yazdım ama yayınlamadım.Gösterdim ama elletmedim.Seviştim ama sevmedim.Sevdim sevilmedim.Seveni sevemedim.Canımdan öyle bezdim amaaaaaaaaaaaaaaan.(Kezban
Erçetin)

Gezi Parkı olaylarından beri keyifsizim şahsen.Ve bu keyifsizliğimi de burda ''LÖNÖT ÖLSÖN BÖN ÇÖK DOYORLOYOM'' tadında yaşamak istemedim.Hepimiz keyifsizdik hepimiz uykusuz.Ülkenin ağzına sıçılıyordu ve biz evlerimize giderken suçluluk duyuyorduk.Her sabah kalkıp twittera bakmak,işe gitmek,iş çıkışı direnişe katılmak ve sabaha kadar gaz bombası yemek.Uzaktan bakınca ''nasıl bir bokun içindeyiz lan biz?'' diyorduk.Bütün arkadaşlarımızı tek tek arayıp ''iyi misin?'' diye sorduğumuz nadir günlerdendi sanırım.Toplum psikolojisi pert oldu.Çöktük.Her konuda çöktük.Maddi anlamda bakarsak maaşımı hergün düdüğe,vuvuzelaya,berelere,sargılara,limonlara yatırmaktan helak oldum.Manevi anlamda ise tamamiyle kimseye güvenemeyen kıçından uyuz üstüme doğru koşarak gelen birine bile ''SİVİL SANIRIM'' diyip topukladığım yoğun anksiyete nöbetleri geçirdiğim günlerdi işte.Neyse konuyu özetlemeye çalışıyorum sadece yoksa ''Aıyy şöyle dayak yedik böyle direndik...Bakın bu da fotolarım yha bhen çok kıreyzi ve isyanqar bi karıyım'' şeklinde kendimi anlatmak için yazmadım.Aslında çoğunuz direniş fotoğraflarına baktığında beni görebilir ehehe.Ünlü oldum birazcık.Hani bir kırmızılı kadın değilim ama ben de o direniş sembollerinden biri oldum.Fotoğrafı çekenden allah razı olsun bütün eski oynaştıklarım patır patır döküldü yani mesajlar attılar falan.Ün böyle bişi.LANED OLSUN ŞÖYRET



Neyse işte bunlar haricinde türlü türlü sıkıntılar da son gaz gelmeye devam ediyor.İşten çıktım yine YEEEEEYYY ne zamandır yapmıyodum bunu? Ama bu seferki daha uzun sürdü ha farkındayım ben de kehkehkeh.Sonrasında ablamı verdik ayol.Şaka maka siz beni kocaya kaçtı zannederken,ablamı 2 bileziğe 3 baklavaya verdik.İstemeye geldikleri gece evde bulunamamam ve eve gece 1'de gelip ''Noldu naptınız şimdi kesin verdik mi?'' tarzında yüzsüz sorular sormamla birlikte canım AYLEMin tepkilerini de çektim.Neyse sonra aramız düzeldi düzelmesine ama ben düğünde giyeceğim abiyeleri düşünmekten uyuyamaz oldum.Ehehehe ay düşünüyorum da şöyle derin yırtmaçlı bir elbise ve bol simli bir topuz yaptırıp ablamınkilerle tanışsam naparlar acaba? Diğer oğullarına da beni mi isterler yoksa ablamı bize geri verip üstüne 5 bilezik daha mı verirler? Ay zor valla ya zor anacım heteroseksist düzende yaşayıp düğünlere derneklere katılmak çok zor.Şimdi benden kayınçoluk falan da bekleyecek damat kişisi ya gerçekten rezillik.Ben pazar günleri onlarla birlikte pikniğe gidip mangal başına kurulup ''Enişteğğğğ ehehehe aplamı üzme sakın haa sikerim seni ehehehe'' tavırlarına bürünemem ki!! Ben resmen baldız olmak için yaratılmışım.Etiketimde bile ''BALDIZ OLARAK KULLANINIZ''yazıyor.Pamukluyum ben ve 40 derecede yıkanmalıyım.Siyahlarla karıştırılmamalıyım!

Tüm bunların haricinde çevremdeki herkes deli gibi sevgili yapıp,nişanlanıp,sözlenip,evlenip,beşik kerttirip,sevişirken ben hala ama hala hala hala ve hala YALNIZIM.Çok kırılıyorum böyle olunca gerçekten.Ben ilişki yaşarken cümle alem bekar gezip,gözümün içine soka soka eğleniyor ve ben bekar olduğumda gelsin kınalar gitsin halaylar,aşklar meşkler.Yemin ederim tam dayaklıksınız.Neyse bişey demiyorum yine de(küfür etti).


Şu sıralar rüyamda sürekli eski sevgililerimi görüyorum bir de.Ay aynı rüyada 4 farklı eski sevgili olur mu amk? Hadi birinin başına bişey mi geldi düşünmeye kalksam ve 4üne birden ''Sini riyimdi gırdım yii:) İyi misin?'' diye sorsam direkt horrozzpooo pişman geri dönmek için ayak yapan pislik durumuna düşücem.Ayrıca 4'üyle birlikte yeniden başlasam falan ehehe acayip entrikalı ve kanlı biterdi mesela.Neyse ya gerçekten 4'ü de sikimde değil ama niye rüyamdalar onu çözemedim? Geçen işte yine gördüm artık ne kadar gelmişse gelenler,bi tanesini durdurup ''Ya ne işiniz var burda hem nerden tanışıyosunuz ki siz? Gitsenize burdan ben ata bincem'' diyip yürüdüm.Amaaaaaa sonuç.CIK! Gitmediler 5'imiz ata binip dağda bayırda dolaştık.Ayh rezillik ya gerçekten insan rüyasında o kadar adam görüyo bari grup seks yapar de mi? Ben hala at,avrat,silah kafalarındayım.Bilinçaltıma sokayım afedersiniz..

Geçen çocukken harcadığım paraları düşündüm.Nerelere ne kadar para verip neler aldığımı falan? Acaba bu zamana kadar toplasak hayatta kaç sakız çiğnemişimdir bunu merak ettim.Gerçekten abartmıyorum ve oturdum hesaplama yaptım.İlkokulun sonuna kadar hergün 1 sakız yazdım belki bazı günler 2 sakız ama orta okul ve lisede ayda 10 sakızı geçmedim.Bugünlerde hele hiç sakız çiğnemiyorum.Neyse işte yaptığım hesaba göre ben çok sakız çiğnemişim.Şaka lan şaka oturup hesaplamadım elbette o kadar da kaybetmedik aklımızı.Ama bu konuyu enine boyuna düşündüm ciddi ciddi.Ve en uzun hangi ayakkabımı giydim şu zamana kadar onu hatırlamaya çalıştım.Siyah nayklar tam 8 seneyle 1.oldu.Niye böyle şeyleri düşünme gereği duyuyorum bilmiyorum ama bunlar beni rahatlatıyo işte.Kendimle ilgili herşeyi bilmek kesinlikle büyük huzur.

Mesela yolda tanımadığım insanlar gördüğümde benim gördüğümün gecesinde kaçı öldü.İşte istatistik olarak istiyorum bunları.Kaç tane ölecek yüze boş boş bakıp yanından geçtim hep merak bunlar.

Gereksiz bir not: Geçen yaşlı bir teyze beni arkadan kız zannetmiş.Ve bana ''Alınma evladım ama seni görünce öyle sandım ne kadar güzelmiş bahtı da güzel olsun dedim'' dedi. Demek ki arkadan bakılınca kız önden bakılınca erkek,yandan Perran Kutman tepeden bir topa benziyorum.Negzel..

Öyle işte iyi oldu yaa yine yazdığım.Çok harika bir post olmadı farkındayım ama aylardır birikmişleri kısaca özetleyeyim dedim.ARTIK BURLARDAYIM.ONA GÖRE AYAĞINIZI DENK ALIN!

KEZBAN ÖPER :):) (ÖNDEN)




11 Mayıs 2013 Cumartesi

Yürümek.

Evin kullanıma kapatılmış küçük tuvaleti gibiyim.İçime pazar arabası,bisiklet,vileda kovası,seccadeler,misafirlerin görmesini istemediğimiz tonla şey tıkılmış gibi.Küçük tuvaletleri sevmiyorum ,ruhumu darlıyo hepsi.İnce ve uzun bir dikdörtgen oda zaten orası.Aslında ne garip evimizin bir odasına sıçıyoruz hergün ama oraya tuvalet diyip işin içinden sıyrılıyoruz.Çok pisis ya da yalancı.Musluğun altında duran plastik maşraba gibi soğukkanlı olmalıyız.

Geçen gün çıktım öyle yürümeye.Yürümek güzel şey.İyi bişey yani.Pıtı pıtı ilerlemek falan.Öyle ayaklarını hareket ettirerek yapabildiğin bişey.Bi nevi uzaklaşma.Uzatayım mı daha da? Tamam kestim.Öyle işte baktım etrafa.Allahım ne çok etraf var şu etrafta? Her taraf dolmuş.Deli gibi çoğalmış.Katlana katlana büyümüşüz.Kredi kartı faizi gibiyiz.Yürürken bunları düşünemiyor tabi insan.Ben yürürken düşünemiyorum.Yürümeyi ondan seviyorum ya.Yürümek güzel şey.İyi bişey yani.Pıtı pıtı ilerlemek falan...Uzatayım mı daha da?

Hani üstünde kuru kafalı göt kadar elektrik trafoları var ya.Üstüne konser monser afişlerini yapıştırıyorlar.Hah işte onlardan bi tane buldum yolda.Gerçekten çok faydalı bişey.Üstüne oturdum direkt.Sokak koltuğu diyorum ben onlara artık.Altımda emre aydın vardı sanırım.Posteri vardı yani.Emre aydınla sevişmedim.Bilmiyorum.Sigara yaktım.Öyle püf püf püfledim.Gelenin geçenin suratına baktım.Ne çok surat var öyle.Ne çok da suratsız var.Surat kelimesi çok tuhaf bişey.Yüz desek onun yerine o da sesteş.Dil bilgisi konularını hatırlayınca yüreğim acıyor.Ben ilkokulu severdim.Keşke hep hayat bilgisi dersim olsaydı.

Sonra kalktım sokak koltuğumdan devam ettim yürümeye.Hava ılıktı böyle tatlıydı.Bulut vardı ama pembeydi.Mora çalan pembemsi havaydı.Mora çalan pembemsi havaları hep sevmişimdir.Hani yağmur yağmadan önceki son mutluluk gibi.Yağmur kesinlikle mutsuzluk.Ama belki biraz huzur.Mutsuz ve huzurluk.Huzursuz ama mutlak.

Dağın ötesinde ve bomboş bir arazide buldum sonra kendimi.Oraya kadar yürümedim elbette.Yürümek güzel şey.İyi bişey yani.Ama yürümedim işte.Yürünmez!! Sıra sıra dizilmiş,bölük bölük...Ne çok insan yatıyor öyle?
Mezarlıklardan bahsediyorum.Çok kişi ölmüş gerçekten.Gözlerimle gördüm.O kadar ölünmez zannediyordum.Meğer ölünürmüş.En son gittiğimde satılık mezarlar vardı.Kat çıkmışlar onlara bile.Durmaksızın ölünmüş sanki.Durmamış ölmüşler.Durmuyorlar.

Çiçek almadan gittim,zaten çiçek sevmezdi.Bir sigara yaktım başında öyle ağaçların sesini dinledik birlikte.İlerde dağın yamacında koyunlar mı ne vardı.Çan sesleri geldi kulağıma.Müthiş sinir bir şey.Ama inekler sevimli.İnek gibi inekler.İnek seslerini seviyorum.Sonra öyle dertleştik biraz..Üstünde bi sürü çiçek açmış.Kafayı yiyecem.İnsanın üstünde nasıl çiçek açar?Siz hiç üstünde çiçek açmış insan gördünüz mü?Çok saçma.Tanımadığım mezarlara da baktım.Bir tane ''Gül'' adında kuaför kadın vardı.Kuaför olduğunu taşın üstünde yazan uzun yazıdan anladım.Mutlu bir kuaförmüş ve süslenmeyi çok severmiş.Zaten mezarı da çok süslü.Utanmasalar maşa yapacaklarmış mermerlere.Utanmışlar...Ama seviliyormuş işte,ve de zekiymiş.Öyle yazıyodu üstünde dedim ya ben tanımıyorum Gül'ü.Ama zekiymiş.32 yaşında ölmeyi öğrenmiş.

Sonra yürüdüm yine öyle.Yürümek iyi bişey ya.İlerlemek,uzaklaşmak,pıtı pıtı.Sokak koltukları güzel.Emre aydınla sevişmedim.Mora çalan pembemsi havalarda hayat bilgisi dersini özlemek.İnekler,ağaç sesleri ve Gül...



KEZBAN ÖPER.



23 Nisan 2013 Salı

Benden Sonra Gelen Mutluluk

Hislerimle hareket ettiğim her dakika için cezalandırılmalıyım.Yok mu şöyle elinde büyük boyda fırıncı küreğiyle kafama kafama vurup beni hastanelik edecek er kişisi? Akıllanmaz,inatçı ve ne kadar uğursuz biri olduğum konusunda bir yazı daha hazırladım.

BEN SIKIYORUM BÖLÜMÜ:
Sanırım ikili ilişkilerimdeki sorunu az çok çözmüş bulunmaktayım.Sorun BENDE! Evet evet bunu şaka olsun diye yazmıyorum.Aslında bu yazıyı sümüklerimi çeke çeke yazmam gerekirdi,ama hala öküzüm.Ağlamam,ağlamıcam.Ben hayatıma giren herkesi ama herkesi (arkadaş,sevgili,patron,çaycı) nedensiz yere sahipleniyorum.Ama işin kötü tarafı bu huyumu ilk başta hiç göstermiyorum.Başlarda sevginin de gücüyle anlayışlı,nazik,sevimli,pozitif kişiliğime kapılan karşı taraf sonradan asıl beni keşfettiğinde hüsrana uğruyor.Mesela ilk zamanlar yanlış anlaşılmasın diye zırt pırt aramıyorum,mesaj atmıyorum.Kendi kendimi evde tüketip küfürler ede ede zamanın geçmesini beklerken,sonraki zamanlarda tam tersini yapıyorum.Kabız olsam adamı arayıp derdimi paylaşıyorum ''Ya naber ben çok kabızım dur kapama ya bi saniye yapıcam sanırım bi bekler misin? Noluyo ne işin var? Tamam ya tamam kapat kaçtı sinirden bokum.İYGECELER!'' diye delleniyorum.Başta o attığım iyi niyetli mesajların yerini sürekli sorgu sualler sürekli sevdiğinden emin olmak için alınan teyitler kaplıyor.''Nerdesin? Çok içme.Beni sev tamam mı? Özledin mi? Kim var ki yanınızda?'' türü mesajları yolladıkça adamın da kayışlar kopuyor haliyle.

En büyük bencilliği de bu sırada yapıyorum.Ben arkadaşlarımla görüşürken,gezip tozarken 1 tane bile mesaj görmek istemiyorum.Arayıp sorduğunda da ters cevap veriyorum.Çünkü o an ben başka insanlarla paylaşımlarda bulunuyorum ve kontrol edilmek istemiyorum.Ama hele ki karşı taraf gitsin gezmelere tozmalara ''Hastayım'' dan tut ''Çok moralim bozuk sanırım kanserim''e kadar herşeyi söylüyorum adama.Beni düşünsün istiyorum.Gay arkadaşları olmasın istiyorum mesela.Ne gerek var abi diyorum? Her tanıştırtığı insan için bi kusur buluyorum ''Yalnız çok yapmacık ya senin o arkadaşın.Ayhh yine mi o çocuğu alıyoruz yanımıza? Yok mu ya başka arkadaşı? Gördün mü hesabı nasıl soktu bize? Hahaayt uyu sen safsın saf!'' falan diyorum.Adamı sadece benle bir kafese koymak istiyorum işte.Yemi de suyu da ben olayım.Ama ben özgürce pır pır uçayım istiyorum.

İlk başta ailesine çok saygı duyuyorum.Hep onları savunuyorum ''Ama haklılar aşkım seni düşünüyolar sonuçta :))'' cümleleri zamanla yerini''Ya ben senin anneni de anlamıyorum yani ne dengesizce davranıyo ya.Baban napacakmış seni ? Eve gitsen nolucak? Ara söyle baba işim var de! Ya kaç yaşında adamsın offf yüz verme o kadar'' a bırakıyor.

Sevdiğim filmleri sevmesini istiyorum,aynı dizileri izleyelim aynı sahnelerde gülelim istiyorum.''Bizim komikliğimiz'' dediğimiz bir kavram olsun ortada.50 kişinin arasında 1 kelimeyle ikimiz bakışıp kopalım istiyorum.

BEN GİDİNCE BÖLÜMÜ:
İşte bu kadar ağrılı,sancılı geçen günler aylar yıllar sonucunda ben diskalifiye oluyorum ya da kendim pes ediyorum.Başlangıçta nasılsam o moduma dönüp son görüşmelerimi öyle yapıyorum.Bu sefer de ilk başta beni o halimle seven adam gidemiyor.Haydee tekrar sar başa makara oluyor her şey.Fakat benden uzaklaşıp,bir daha da arayıp sormayan,geriye dönüp bakmayan herkes çok mutlu.İnternet çağında yaşamaktan nefret ediyorum o yüzden.Benle çıkarken üstüne başına özen göstermeyen çapulcu gibi sokağa çıkan dümbük kalkıyor giyimine kuşamına özen gösterip insansı şeyler yazmaya başlıyor sosyal ağlarda.Ya da yesyeni bir sevgili yapıyor ve 5-6 sene boyunca çıkıyorlar mutlu mesut.

Diyeceğim o ki mutlu olmak isteyen önce benimle mutsuz olmalı.Daha sonra elbet kendilerini YAKAMOZLAR DÜĞÜN SALONU'nda 2 aya düğün pastasını keserken bulacaklardır.Fidaydada eşliğinde ağlamak bizim işimiz.


KEZBAN ÖPER :)






7 Nisan 2013 Pazar

Eşcinseller Yaşlanınca Ne Yaparlar?

İyi kızlar cennete,madi kızlar her yere,kartoş Kezbanlar nereye,nereye de giderler?

Biliyorum başlığı ilk okuduğunuzda tuhafınıza gidecek.Hatta ''Her yaşlı ne yapıyorsa eşcinseller de onu yapar lan zübük Kezban!'' da diyebilirsiniz,haklınız.Biz de her heteroseksüel yaşlı gibi altımıza kilo kilo sıçıp,tansiyonlarımızı ona buna ölçtürtücez elbette.Ya da takma dişlerimizi yatarken çıkarıp,sabah uyandığımız da kör gözümüzle ağır ağır yürüyerek yine çişimize koşucaz.Öfff yaptığımız her eylemin sonucu gördüğünüz üzere ya çişle ya da bokla sona eriyor.Yaşlılık şaka maka heteroseksüel de olsan gay de olsan Filipinli de olsan kedi de olsan köpek de olsan zor bi dönem.Gençliğinde yediğin her nanenin burnundan fersah fersah çıktığı,yediğin olumlu nanelerin de kaymağını avuç avuç yediğin gereksiz bi ölüm süreci gibi.Ama bu dönemde bizim gibi çocuk sahibi olamayan,orta yaşlarının sonlarına doğru hala gençmiş gibi davranan,hala sosyal ağlardan adam düşürmeye çalışan çeşit çeşit yaşlı gay modellerini incelemek istedim,bu yazıda.Haydin şu 4 tip tonton kızımıza bakalım.

1.BEN HALA YAŞLANMADIM GRUBU:
Bu tipin yelpazesi çok geniştir.Aslında 40'lı yaşlardan sonra bile baş gösterebilen ''ABİ SENİN ANANDIR'' tavırları yaşlanma kompleksi çeken gayler arasında gözükebilir.Bu gaylerimiz komplekslerinin olduğunu belli etmemek için ''Ben olgunum,ben tecrübeliyim,hahayt siz bebesiniz iğrençsiniz'' gibi hareketler sergileyerek çoğu kendinden yaşça küçüğü ezmeye çalışabilir.Ayrıca sosyal ağlarda yaşını 5 ile 10 yaş kadar bile küçültüp kimlik istendiğinde ''SININI'' diyerek iletişimine son verebilir.Tabii bunların hepsi genel değildir.Bazı ''ben hala yaşlanmadım'' modelleri arasında yaşıyla barışık olup kot ceketler,converseler,renkli tişörtler,dil çıkaran şakacı muzur gençlik pozlarını da görebiliriz.Lakin bir zaman sonra ister istemez yaşlı olduklarını kabul edeceklerdir.Yazıktır.Allah başımıza vermesindir.

2.HER ŞEYİN FARKINDAYIM GRUBU:
Bu grupta bulunan kırışık kızlarımız ise durumu sindirmiş ,kabullenmiş,yalamış,yutmuş hatta tükürmüştür bile.Çoğu tanıştığı insana ''Ben yaşlıyım çok biliyorum tamam mı şekerim?'' tripleri duvardan duvara çarpmalıktır esasında.Ama ne de olsa saygılı davranmak gerekir.Ablamızdır!!! Genelde parayı bok gibi kazanıyorsa evine,arabasına,teknolojik aletlere para harcayan bu grup,öyle eğlence hayatına,gezmelere tozmalara,kıyafetlere falan para harcamazlar çok fazla.Ha genç bi sevgili bulsa bile 2 liraya dürüm söyler oturursun aşağı.Bu pinti kızlardan uzak durun!

3.EĞLENCELİ YAŞLI GAY GRUBU:
Bu grupta ise dünyada görebileceğiniz en tatlı,en şipşirik tipler vardır.Hayatla taşşak geçen tavırları beni benden alır da getirmez geri.Genelde yazlık bölgelerde yaşamayı tercih eden bu tipler sürekli bel altı esprilerle ortamda yanakları al al ederler.Patavatsızlığı ve dangalaklığı ise bir o kadar tatlıdır.Sürekli gezilere turlara katılır.Yurt dışına çıkar fotoğraflar çektirir.Telefon kullanmayı bilmez ama İphoneu vardır falan.Ve çevresinde yüzlerce insan vardır oluk oluk mesajlar gelir bayramda falan.(Ben inşallah bu olurum ehehehe)Neyse bu hanım teyzelerimizi sevelim,sevdirelim.

4.SÜBYANCI YAŞLI GRUBU
Bu grupta bulunan insanları maalesef ne kadar sevmesem de yazıcam.Sürekli kendinden 20-30 yaş küçük heriflere bıyık buran bu grup,yaşlılığının farkında olmadan her deliğe girmek ister ne hikmetse.Kalkmayan sik ve yılların getirdiği yorgunlukla ona buna askıntı olmak kolay değildir.Reddedilme karşısında ise adeta bir çingeneye dönüşen bu yaşlımız herhangi bir gay networkte size tonlarca küfür edip sonra da alzhemier hastalığına yakalandıkları için 2 gün geçmeden ''MRB SEKS?'' yazabilirler avına.Onları sevmeyin,ya da sevin banane yaaa ehehehe (ben olgun sevmem de çocuklar onun içün )

İyi ya da kötü bir gün yaşlanacağımın bilincindeyim ben de.Hatta düşündükçe ''Napacaksın lan Kezban kim bakacak sana?'' bile diyorum.Siz de diyorsunuz biliyorum.Sabah çaldığında ertelediğim alarm gibi bu düşünce ama elbet kalkacaksın değil mi? Hı hı yes :D Neyse bir 20-30 senelik ertelemekten bahsettiğime göre şimdilik durumlar iyi.Basur kremlerimi sürüp sürüp,çarşıya pazara loto oynamaya gideceğim günlere selam olsun.

BURUŞUK KEZBAN ÖPER :):)






16 Mart 2013 Cumartesi

Banane Abi,Yanımda Oturmasın!

Şöyle uzun uzun yazmayalı ne kadar zaman olmuş yahu.Anca arada girip İpek Ongun'un ''Bir Genç Kızın Sikli Defteri'' tadında ezik ezik bunalımlı satırlar döşemişim buralara.Bana yakışmadı. Serra olabilmek haddime değil (bknz: Serra kim laaaan diyenler için) HAŞAAA!! Mesela bir günlüğüm olsaydı şöyle olabilirdi:
11 Mart 2013
Sevgili Günlük
Bugün de olmadı...

12 Mart 2013
Sevgili Günlük
Kulaklarımı küçülttürsem,yanaklarıma dolgu yaptırsam,10 kilo alsam ve akne tedavisi görsem bence ben yakışıklı olurdum.İyi geceler

13 Mart 2013
ALINACAKLAR
Salça
Bulgur
Soğan
Domates 

14 Mart 2013
Sevgili Günlük
Nrdn? Yr var mı? Foto yok mu? Bn ciddi ve hijyenik birini arıyorum günlük!VEEE yalana asla tahammülüm yok günlük feminemmmler de eklmesin günlük:(:( Ha günlük olur mu sence?

Tarzında uzayıp giden bol beyin falsolu bir defter olabilirdi.Ama yok.Günlük tutmayı beceremem ben,yaşadığım onca şeyi tekrar yaşarmışcasına kelimeler seçe seçe kağıda yerleştirmek falan ayhh anlatırken bile yoruldum bak.Ama şimdi yine son günlerde yaşadığım şeyleri yazacağım için de garip bi çelişkiye düştüm hani.Neyse süreklilik eylemini gerçekleştirmekten bahsetmiştim zaten.(kendisiyle tekme tokat kavga eden bi blogır hayal edin evet)

Kısaca anlatmak gerekirse buralarda olmadığım günler tekrar işe başladım ve sömürülebildiğim kadar sümürüldüğüm,çıkış saatime yakın patronumun gözlerinin dolduğu ''SEN IRGATSIN ÇALIŞACAKSIN KEZBAN!!!'' tınılı bir işyerinde çalışıyorum.İyi mi kötü mü karar veremedim.Yorulduğumu hissetmediğim günlerle baş başayım.Mesela eve geldiğimde bile türlü görevler ediniyorum falan.Ah ah vah vah zor bu çalışkan halim.Neyse uzatmadan başlayayım.Bundan 2 hafta önce patronumuz ofise gelip ''Size çok şeker bi stajyer getiricem,13 yaşında mis gibi bir delikanlı.Adı da Kerem.Böyle yanakları al al gözleri bal bal,pipisinden pamuk helva akıyo resmen.'' diye diye bize yeni IRGATInı övdü de övdü.Biz de ''Hee gelsin bakalım ne bokmuş bu ufaklık'' diye meraklara düştük haliyle.

Ofisin kapısında durup ayakta kahve içmeye bayılıyorum ben.Bigün birini çok fena haşlıcam ama bakalım ne zaman.Yanımdan zırt pırt geçenler ''Kez.....ban...bi saniye geçeyim....Kez..ba...n..müsadenle'' falan diyip diyip 10 dklık keyfimi piç ediyolar.Herneyse işte ben kapıda kahve zıkkımlanırken baktım tam karşımdan dizine kadar mavi botlu ve kotunu da botlarının içine sokmuş,kafasında beyaz güneş gözlüğü,taba rengi ceketli bir velet geliyo.Ama öyle bi geliyo ki totosunun bir o yana bir bu yana savrulduğunun bilincinde ve başı dimdik.Bendeki ''Bu kim ayol?'' etkisi devam ederken şaaak diye bizim ofisten içeri girdi.''Merabaaaaaaalaaaaaaaaaaaar geç kaldım k.bakmayın yaaa'' diye ipince bir ses tonu ile karşımızda bir Kerem duruyodu.

BİR OFİSTE İKİ GAY OYNAMAZ BÖLÜMÜ:

Kerem'in bu giyinişine,ses tonuna ,konuşma tarzına şokla bakan çalışma arkadaşlarım birbirlerini dürtükleyip ''Ehe ehe ipneee sanırım yaa ahaha çok komik'' tarzında sırıtmalarla birbirlerine kaş göz yaptılar.Homofobik bi ofiste çalıştığımın o gün farkına vardım ciddiyim.Hele en çok anlaştığım X kişisi kalkıp mutfakta bana ''Ayyy iğrenç ya allah korusun allah annesine babasına sabır versin'' dediği an Kerem'i de kendimi de ofisten çıkarıp,tam ortaya molotof kokteyli atmak istedim ne yalan söyleyeyim.Neyse konumuz mutfak fayanslarına kafasını çarpa çarpa öldürdüğüm iş arkadaşım değil.Onu başka bi yazıda anlatırım ehehehe :D:D 

Derken patronum kalktı bu minik kediciği benim yanıma oturttu.''Kezban'ı izle,bişey isterse yardım et,soru sor,öğren'' falan filan diye 50 saat çocuğu doldurup benim üstüme saldı.Hayır zaten çocuk sevmediğimi az çok biliyorsunuzdur.Bi de çalışırken sürekli ''PEKİİ BU NEEEEEEEEEEE'' diye başımda öten bişey istememiştim.Ama işin rengi değişti.Kerem kronolojik olarak 13 yaşında olabilirdi.Ama beyni ondan bi 10 sene önce falan doğmuş olmalıydı.Aman allam hayatımda gördüğüm en akıllı,en sinsi,en paranoyak çocuk diyebilirim.Lan ben 13 yaşımda pipimi sadece çiş yapmak için kullanılan bi uzuv olarak görürken,bu velet kalktı bana ''Ayyy bu maillerde de hep büyütücü spamları geliyo de mi Kezban abi?Bi de işe de yaramıyolarmış şaka gibieeeeğğ'' dedi.Ulan spam? büyütücü? mail? sen kimsiniz? Ben başta bu küçük kediye ''Eee kaça gidiyosun? Okul nasıl? Haa afferim'' sorularımla ortalama bi çocuk gibi yaklaştım.Ama çocuk gitgide ortama da alıştıktan sonra başıma Armağan Çağlayan kesildi amk!

BEN BU ÇOCUĞU MOUSELA DÖVERİM BÖLÜMÜ:
Hiçbirşeyi beğenmeyen ota boka yorum yapan sürekli ''Alooooooo efendiiiiiiim aşkaaaaaaam'' diye telefonunu açan küçük bi çocukla tam 6 saat geçirdim.İlk başta iyi niyetle sorduğum ''İmac kullanmayı biliyo musun peki?'' soruma da ''Eeee heraldee biliyoruzzzz windows kullanacak kadar ölmedik bebeyiiiiiiiim'' falan diye cevap verince dedim içimden ''Ben seni sikerim çocuk!!'' (Yazının bundan sonrası ağır pedofili içeriyor ehehe)

Derken ertesi gün bu ''allah anasına babasına sabır versin'' diyenin yanına oturtuldu.Ahahaha çok da iyi oldu ha :D Bi de Kerem buna ''Senin niye bu kadar çok siyah noktan var?'' diye sormuş ihihihih.Neyse hepimizin yaptığı işi tek tek incelesin konuyu kavrasın diye hergün birimizle vakit geçirsin dedik.Amaaa peheeeey sikinde bile değildi yaptıklarımız.Bütün gün twitterdan  burç yorumlarını okudu ve yapılan her işe ''çok kötü olmuşş'' dedi.Öbür gün de başka biriyle dışarda çalışmaya çıktı.Ama geri döndüklerinde yine suratı asık olan yetişkin iş arkadaşımdı.Çocuk resmen zehirli sarmaşık gibi.Gelip gidip bizi eleştiriyo,sürekli laf sokup kaçıyo,durduk yere Selena Gomez çalıyo son ses.Kendimi birine karşı yenilmekten daha çok bi çocuğa karşı yenildiğim için üzgün hissediyodum.Çünkü başta sevmiştim.Herkesin dalga geçtiği,her hareketinden sonra masanın altına saklanıp güldüğü için üzülmüştüm belki de.Bi nevi kendimi onun yerine koymuştum.İlkokulda da benimle de çoğu zaman alay ederlerdi.Çok kibardım öğretmen tahtaya kaldırdığında bile teşekkür ederdim hatırlıyorum :D:D 

Kerem gün geçtikçe şımardı da şımardı.Başta patronum sonra 1-2 tane de göt yalakası yüzünden çocuk oldu başımıza yargı mercii.Ayrıca arada bir ''Şu falanca şarkıcı gaymiş iğreeeeeenç yaa'' demesi de cabasıydı.Biliyorum onun yaşında bi çocuk ''evet ben eşcinselim'' diyip olayı kapatamıyo.Ve kendini saklaması için de ona buna ''GAY BUNLAR İĞRENÇ''diyo.Ama ''Sen nesin ha sen nesin peki ufak lubuş!'' dememek için kendimi zor tuttum.Neyse geçen akşam otobüsünü kaçırmış bu, durakta otururken gördüm.Beni görünce sevindi el salladı.Ben de yanına gittim.''Napıyosun? Niye gitmedin daha evine?'' falan dedim.Sonra oturup durakta bi sigara yakaym dedim.Aniden ''Bana da bi tane verir misin sigara Kezban abi? Ben de içiyorum normalde ama ofiste çekiniyorum'' dedi.Şok oldum.Etrafıma baktım insan var mı diye.El kadar çocuğa sigara uzatırken biri gelip ''Napıyosun allaaaaaaşkına'' dese cevap veremezdim cidden,utancımdan da ölürdüm.Neyse bu sigarasını yaktı bacak bacak üstüne de attı.Ve muhabbet etmeye başladı.''Aslında modayla alakalı bişey yapmak istiyorum yani ama Türkiye 'de değil.Burda hayat çok saçma bence.Özgürlükler kısıtlı'' falan dedi.Allah allah yoksa bana açılıcak mı dedim.Yok lan daha 3-4 gündür ofiste gördüğü birine niye desin? Ama herşeyi bekliyodum çocuktan ne yalan söyleyeyim.Bana kız arkadaşımın olup olmadığını sordu.Ben de vardı ama bitti falan dedim.Şaka gibi yaaa koskoca Kezban kalkıp bacak kadar boka hetero taklidi yaptım.Kendimden ayrıca utanıyorum bunun için.

Son olarak otobüsü gelmeden ne zaman işe başladığımı falan sordu,geleceğimle ilgili düşündüklerimi sordu.Vallaha bak yazarken bile ezik hissediyorum ama çocuk resmen böyle sorgu sual yargı infaz modunda yani.İster istemez ciddiye alıyosun yani.Laf arasında ''Çıkmayı düşünüyo musun?'' demişti.Ben de ''Zaman ne gösterir bilinmez ki evlat belki 1 ay belki 2 ay belki de 2-3 sene çalışırım falan'' demiştim.Bu da otobüsü geldiği için beni öpüp gitti.

ÇOCUKTAN AL KÜSKÜYÜ BÖLÜMÜ:
Ertesi gün işe geç gittim.Hay gitmez olaydım.Herkes bana karşı bi soğuk böyle ekşi ekşi.Ne sorsam yarım ağızla cevap veriliyo.Anlam veremedim ama oturdum pc başına öyle.Patronum geldi.''Kezban biraz konuşabilir miyiz?'' dedi.Şaşırdım sabah sabah noluyo diye.Yanına gittim.''Evet buyrun ne vardı?'' dedim.''Valla Kezban başta böyle konuşmamıştık seninle biz,ben dönemlik çalışıcam demedin bana'' dedi ben de ''Evet zaten hala demiyorum öyle bişey pardon da nerden çıktı bu şimdi?'' dedim.''Dün Kerem'le konuşmuşsunuz Kezban abi 1-2 aya sizi terk edicekmiş işi bırakıcak haberiniz olsun dedi'' diyince topuğumdan östeki boruma kadar yükselen bi sıvı hissettim.Sinirden önce patronumu duvara fırlatıp sonra ofisin tam ortasına kakamı yapıp eve dönebilirdim.!!Neyse 2-3 dkya toparlayıp dünkü diyaloğun nasıl geliştiğini anlattım ve artık Kerem'in çocuk olduğunun farkına varmasını rica ettim.Adam da göt oldu açıkçası.Ve söyledim ''Lütfen benim yanıma da oturtmayın ben çocukları hazetmiyorum'' dedim.''Ha anladım olabilir tabi saygı duyarım ama Kerem'in davranışları biraz homo gibi diye bunu söylüyosan üzülürüm,insan ayırma yani''dedi.ULAN BANA MI DİOSUN BUNU!! BANA BANA BİHTERİNE???? Neyse o konuyla da ilgili görüşlerimi belirttikten sonra konuşmamız bitti masalarımıza dağıldık öylece.

Bana mı öyle geliyo bilmiyorum ama yeni nesil (eşcinsel olsun olmasın) çok bilmiş,burnu havada,ukala ve sinsi bi şekilde geliyo sanki.Tvlerde gördükleri entrikalar,o mükemmelliyetçi zengin villalı diziler ve twitterda habire aforizma görmekten ölmüş bir beyinle yetişiyolar belki de.Belki okula serbest kıyafetle gitmeleri bile götlerini kaldırmıştır.Ayh neyse son kez söylüyorum AY HEYT ÇOCUK!! Ayrıca bir gelsin o bakalım hafta içi o küçük sikini nasıl kesip kahvemin içine atıcam görücek o! Sonra da kapıda ayakta içicem ehehehe:)))


EZİK KEZBAN ÖPER:))

PS:Tumblr adlı sitedeki marjinalkezban ben değilim.Hangi ultra beyinsiz açmışsa artık öylee takılsın oralarda.Ama neden yazmıyosun falan diye sorduklarında da götünden bahaneler uydurmasın.SEVGİ.

11 Mart 2013 Pazartesi

Vatoz Etkisi

İçimdeki duman bulutu beynimle karışıp gıpgri bir ekran yarattı gözümün önünde.Düşünmemeyi diliyorum aylarca,haftalarca ''Kes artık sesini kendine de küs'' desem de her sabah,akşam,ikindi,yatsı kendimle çarpışıyorum.Kitaplarım yere düşüyor önce,ama toplarken ellerimiz birbirine temas edip hoşlantılı bi sonla buluşmuyor karşılaşmamız.Kendimden saklanıyorum..

Sürüyle liste hazırladım yine kendi kendime.Yapmak istediklerim,yapmamam gerekenler,asıl yapmam gerekenler ve yapamayacaklarım.Hepsi müsfette,hepsi birer tırışka.Ne kadar değerli olduğumuzu düşünürken bile ne kadar değersiz hissediyoruz.Allahım şebnem ferahımsı şeyler yazmak istemiyorum,beni engelle.Mesela sağ taraftan gelebilecek herhangi bi elektrikli süpürge darbesiyle bile işim bitebilir.Karamsar değilim,intihar etmeyi de düşünmüyorum.İntihar farklı bir eylem .İntihar hayata NANİK çekmek gibi.Siz beni kovamazsınız ben istifa ediyorum demek gibi ya da.Ben her zaman kovulana kadar beklerim sonuçta.Ruhum işçi.

Farkındalıklarımın farkına vardım sanki.Ne zaman ''neden olmuyo,napıcam ben,yapmam gerek,yapacaksın,şu olmazsa bu olur,şansını ZORLA!!!'' desem de ruh kabız olmuş bir kere.Ikınmaktan başka şeylere odaklanamadığımın farkına vardım bugün.Belki 3 belki 4 senedir istediklerimin hep aynı şeyler olduğunu düşününce,gerçekten isteyip istemediğimi düşündüm.Çoğu şeyden mahrum gibiyim.Kendimi şartlamışım ya bi kere diğer tüm dünyalara gözüm kapamışım,kulaklarımda anlamadığım bi şarkının nakaratını ezberlemek için zilyon kez dinliyorum gibi.

Hayal kurmaktan ibaret sanki hayatım.Ve hayalleri gerçekleşmeyince inim inim inleyip yeri tavanı tekmeleyen kudurmuş bi köpek gibi kendime saldırışım.Nasıl bu kadar saçma bi döngünün içine girdim hayret ediyorum.Genelde spor adı altındaki her yarışa götümle gülerdim ben.Madalya için,kupa için kulaç atacağıma koltuktan 55 gün kalkmaz şokella yerim derdim.Siksok bi kazanım için rekabet halinde olan herkese ve her şeye aptalca bakardım.Meğer ben her yarışın en ezik yarışmacısıymışım.

Kategoriye sokup değerlendirdiğim her şey toz olup uçup gitti diyebilirim.Genellemeler,analizler,insan sarraflığı,paylaşımlar ve idealler.Artık düşünmemeye başladım,gelişine vuruyorum toplara öylece.''Amaan banane''cilik oynadığım yepyeni günlere kapı açtım.Bu düşünceler aklıma üşüştükçe bile mutlu oluyorum.Zorunda hissetmediğim ve ''olursa ekime olmazsa sikime'' tavrıma bile aşık olabilirim.Umursamaz ve zamana bırakan yepyeni bir Kezban'dan...

KEZBAN ÖPER.

1 Şubat 2013 Cuma

İkiyüzler Burcu Erkeği

Bu sene onlar kazanacak.Önleri çok açık-Kezbanstroloji

Sanırım insan kendinden ne zaman bahsetmek isterse o zaman hayatındaki en olumlu cümleleri kurabiliyo.''Ben çok iyiyimdir,yani nasıl saf ve sevgi doluyumdur anlatamam.Sanırım kendimde en sinir olduğum huyum insanlara çok değer verişim.Aşırı iyi kalpliliğim de benim en yarrak özelliğimdir.Off off nasıl özverili ve harikulade bir insanım ben biliyor musunuz? Allah belamı verse de kurtulsam diyecem ama bu İYİLİKLE o da çok zor :(((.''şeklinde devam eden litosferden atmosfere kadar övgü dolu samimiyetsiz tümceler geçidi.Yani siz hiç''Valla ben biraz göt biriyim,ne bileyim böyle durduk yere huzursuzluk çıkarmaya bayılırım.Yalan söylemeyi de severim.Bazen de kaypaklık yapıyorum yani doğruya doğru.İçimde sonu gelmeyen bir Suzan Avcılık var.Bile bile onun bunun psikolojini bozuyorum,ruh hastasının tekiyim.Kısacası götüm ben GÖT.''diyeni duydunuz mu? Duyamazsınız!Çünkü herkes kendine iyi gözle bakar.Hatası varsa bile onun nedenini iyi bi huyuyla örtüştürür de kendi vicdan çığlıklarının sesini köküne kadar kısar.Çok severiz kendimizi.Bize göre yaptığımız her hareket karşı tarafın etkisine tepki,indisine çıktı,siyahına beyaz,safiyesine FAİK!

Sanki ben nasılım?Aynı senin görümcenim.İşte tipik bir ikiyüzlüyüm.Ama farkındayım ya neticede gönlüm rahat.Yalanlarımı bile bile söylüyorum insanlara.İçimde atan iğrenç kahkahaları gece yatarken ''ayy bugün de az şıllıklık yapmadım ehehe'' diye dile getiriyorum kendime.

Çok saçma günler geçiyorum.Yazmaya bile değmez.Sabahları erekte kalkıyorum.Evdekilerden saklana saklana tuvalete gidiyorum.Aman penisimin olduğunu bilmesinler,ha olduğunu bilseler de kalktığını görmesinler.Ama sorduklarında ''ERKEK EVLADIMIZ VAR MEHE MEHE'' diye gururlansınlar.Otobüslerde vibrasyona mağruz kalıp yine erekte olan ben kalkıp montumla,çantamla önümü kapatıyorum.Ay ne acayip bi dünya erkekliğimizle o kadar övündüğümüz ama sikimizden utandığımız garip bir düzenek.Al işte al yine ikiyüzlüyüz.''SİKMEK'' fiilini her gün argo adı altında her cümlede kullanıp,iş cinselliğe geldiğinde ''Çok bağırma abimgiller yan odada'' diyen garip insancıklarız.Neyse düzen böyle değiştirmek ne haddimize?Biz buyuz! İnsanlar yani.Mesela bazen umumi tuvaletlerde kapıya,duvara yazılı küçük notları okuyorum.Telefon numarası yazanlar,msn adresi döşeyenler ve cinsel açlığını işerken ve sıçarken bile icraata dönüştürenler.Mesela ''Ben bir pasifim gel beni becer 056363737 veya herkese veriyorum msnim:oobiztuvalette_veririz@wc.com''gibi..Ben yazmadım mı sanıyorsun? Elbette yazdım.''Selam ben XX yaşında bir adet gürbüzlügillerden Kezban.Hmmm ne yapıyosun sıçıyo musun? Aferin sıç sıç.Ben de 2 tabak pilav üstüne cacık yedim akşam ve geldim evin dışına ihrac ediyorum.Şaka şaka.Neyse benim blog adresim de var ama pornom yok ha seks desen o da yılda 2 kere tok karnına.Az biraz duygusal insanım.İlgilenirsen gel oku www.marjinalkezban.blogspot.com yaz adres çubuğuna.Ama sen buraya kadar bile okumamışsındır bunu işiniz gücünüz anca sıçmak.Okumayın zaten siz gidin davar gibi dizi seyredin VALKİNK DED bakıp Veren Saat beğenin facebookta salaklar...''diye celalleniyorum tuvalet kapılarının arkalarına.

Her neyse konu benim tuvalet kapılarına yazdığım yazılar değil.Konu hala ikiyüzlülük.Mesela ünlü bir şarkıcısın,yazarsın,düşünürsün veya modelsin.Hah o zaman da halkın rol modelisin güyaa.Kalkıp hiç tanımadığın insanlara kendini sorumlu hissediyosun evet bu bence de iğrenç.Eşcinselsin ve koluna bir yürüyen memeliyi takıp ilişkin olduğunu gösteriyosun sorumlu olduğun halkına.Hayatında vajina görmediğin halde sahnene giyilmiş tangalar fırlatılıyo falan.Neyse bunlar klasik konular zaten hiç ''Niye rol yapıyosunuz lan totoş ünlüler?'' demicem.Zamanında diyen dedi.Hala da deniyo.Ben ikiyüzlülük örneklerime eklemek amacıyla açtım konuyu.Yoksa Tarkan falan hep hetero.Bülent Ersoy zaten doğuştan kadın,transeksüellere destek vermiyo onun için.Veeee Zeki Müren sanat güneşimizdi ve sadece kibardı,yoksa erkek gibi erkekti(bu ne demekse).Yani daha da örneklerini verirdim de sanırım blog yetmez ünlü kızlarımızı buraya eklemeye.Neyse bak yine konuyu kaçırıyodum.Ne demiştim hıh evet ikiyüzlülük!Diyelim ki bu sefer ünsüzsün ve ışık hızıyla kaydoldun fingirdek sitelere.Bakıyosun ki senin gibi kayıt yaptırmışlara ''Hmmm bu göbekli,bu kıro gibi,bunun fotoğrafı güzel yazısı boktan,bunun yazısı iyi sözlüsü çirkin,aaa bunu tanıyodum yatmıştık?Hayır o kardeşiydi sanırım...Bilmem grup halindeydik diye görememiştim 2sini'' falan diye saçmalıyosun ki.Gelen mesaja hemen ''Ben senin bildiğin erkeklerden değilim dengin değilim çünkü süpersonik derecede harikayım'' tarzında okkalı bi narsist cevap yazıyosun.5 dk önce düşündüklerini unutuyo musun? Bence hayır!.Al sana bir ikiyüzlülük daha.Feminen sevmiyorsun bi kere.Feminenler ölmeli.Hı hı evet.Adam gibi adam,erkek gibi erkek,taş gibi taş,beyinsiz gibi beyinsiz arıyosun.Eee sonuçta sen de öylesin.Acaba tutup ta bir kameraya çeksek ''BÖN FÖMÖNÖN DÖĞÖLÖM'' diyen kişiyi, akşamına da mısırlarımızı kucağımıza alıp en dev ekranda birlikte hareketlerini izlesek,o konuşmalarda kayışları,elin arada kıvrılmasını ve onun tahammül edemediği daha bir sürü feminensel detayları bulsak birlikte???.Sonra izlediğimiz videonun sahibi intihar etse???.Ah ne hoş..(duvarları kana bulama yeni boyattık)

Yok yok sakinim.Her zaman olduğu gibi seyrediyorum işte napalım.Kendi ikiyüzlülüklerimle milletinkiler arasında popstar alaturka düzenliyorum zaman zaman.Eee tabi iyi hissetmek için kötülüklerimizi,berbatlıklarımızı bile tartıya koyup ''Benim iğrençliğim 4 gr daha hafif ohhhh'' diye vicdan azaplarımızı hafifletiyoruz.Bi nevi kötünün iyisi olmak amacımız.Çünkü iyinin iyisi yok.Ve ya varsa da varoş(en çok kullanılan deyimiyle)

Ah ah işte böyle..Elitist ve yalancı topraklarda yetişen yegane gayler ülkesinden selamlar olsun hepinize.Hiçbir zaman maskelerimizi çıkarıp varoş olmamak dileğiyle.


İKİYÜZLÜ KEZBAN ÖPER:))



4 Ocak 2013 Cuma

Mustafa Hakkında Herşey

Küçükken az arkadaşı olan çocuklardandım ben de.Oturduğumuz mahallede neredeyse 150-200 tane çocuk vardı belki ama hiçbiri benimle legolardan tarhana çorbası yapmayı kabul etmezdi.Biraz içine kapanık,biraz hayalperest,birazcık da anlaşılmazdım.Zayıftım,çöp gibiydim.Bacaklarım yara bere içindeydi,çok düşerdim ve kabuklarını tırnaklarımla yolup kanatıp kanlı kanlı gezerdim.Pistim.Yerden olur olmadık şeyleri alıp cebime koyardım eve götürürdüm.Durduk yere kedileri,köpekleri sahiplenirdim ''Bundan sonra bu benim'' derdim.Günlerce,aylarca ona yemek götürürdüm beslerdim ama eğitemezdim.Beceriksizdim.

O zamanlar mahalleyle iletişimimin ilk siftahını yapmama sebep Mustafa vardı.Mustafa yeşil gözlü,yaşıtlarına göre 3 beden daha büyük,yarım akıllı ama huzurlu bi çocuktu.Bi gün ben yine böyle çiçeklerden,böceklerden yemek yapmaya çalışırken bu gelip kiremiti taşla ezdikten sonra kalan toz parçalarını yemeğime ''pul biber'' niyetine dökmüştü.Bu fikre bayılmıştım.Sonuçta sokakta yemek yapmayı seviyodum ve yanıma bi aşçı yamağı lazımdı.Gel zaman git zaman Mustafa'yla türlü türlü TÜRLÜLER yapıp güneşin alnında saatlerce beyin kanamaları geçirmeye başlamıştık.Evet benim artık bi arkadaşım olmuştu.

O benden 1 yaş büyük olduğu için okula o sene başlamıştı.Ve okumayı yazmayı bildiğini söylüyodu bana.Aslında okullar açılalı 2-3 ay olmuştu.Ve okuma yazmayı öğrenmesi imkansızdı ama ben yine de ona inanmıştım.O kesinlikle en güzel okuyan insandı.Yolda gördüğüm her tabelayı Mustafa'ya gösterip ''Burda ne diyo peki?'' derdim.O da bana ''Bu araziden uzak durmalıymışız çünkü altında gömü varmış,görmüyo musun Kezban kocaman kazma kürek resmi bile çizmişler çabuk kaçalım burdan'' derdi.Ve hiç nefes almadan tazı gibi ordan uzaklaşırdık.Zaman zaman evde bulduğum dergileri Mustafa'ya götürüp ''Hadi oku bana bunları ne diyolar? Neden çıplaklarmış fakirmişler mi?'' diye diretirdim.Hatta bi gün bizde bu dergileri gören komşumuz bi hışımla elimizden kapıp ''Lan itoğluitler utanmıyo musunuz siz bunlara bakmaya bacak kadar boyunuzla?'' demişti.Sonra biz yine tazı gibi koşup uzaklaşmıştık.Sonra adamı nerde görsek ''Aaa o deli adam geliyo'' demiştik.Çünkü ona göre biz küçük sapıklardık ve bize göre de o adam delinin tekiydi.Ben okuma yazmayı bilmediğim için deli gibi kıvranıyodum.Herşeyi Mustafa'ya okutmaya çalışıyodum.O okuduktan sonra harfleri sayıyodum ''İyi de 5 harf var bunda sen upuzun cümle kurdun nasıl anladın ki nasıl okunuyo bunlar bu ''A'' mesela ne diyo gerçekte?'' diyodum.Mustafa da bana ''O ilk harf zaten onu bilmezsen hiç okuyamazsın Kezban ve o harf olmasa kimse okuyamaz dünya patlar'' diyodu.Çok şaşırmıştım,eve gidip bi kitaptaki tüm ''A'' harflerini kalemle karalamıştım ve anneme göstermiştim.Annem ona rağmen tahminen o sayfayı okuyunca  Mustafa'ya inancım kesilmişti.Daha da emin olmak için annemle o gömü olan arsadan geçerken tabelayı okutmuştum ve ''İNŞAAT ALANI'' yazıyo demişti annem.Adeta yıkılmıştım.Mustafa bana hep yalan söylemişti,sanki ben salaktım.Kalbim kırılmıştı,kızmıştım tek bi arkadaşım vardı ve o da bana yalan söylüyodu.

Sonraki günler Mustafa beni ne zaman sokağa çağırsa çıkmadım.Hep bahane uydurdum.Anneme yok dedirttim.Üzgündüm aslında onunla tekrar sokağa çıkıp oynamak,yemekler yapıp,değişik değişik kitaplar okumak istiyodum ama olmazdı.Artık olmazdı.O yalancıydı.Ve gitsindi.Yalancılarla arkadaş olsundu.Başkalarını kandırsındı.Çocuk aklı işte öyle bi anda yalanla tanışınca kırılıyo haliyle insan.Bilmiyorum neden o kadar gücüme gitmişti.Ama beni mutlu etmek için bişeyler okurmuş gibi salladığını da biliyodum bi yandan.Herneyse bi gece aniden mahalle siren sesleriyle yankılanıp durdu.Polis arabaları,ambulanslar,gazeteciler falan.Bir anda kimsenin gelmediği mahalleye gecenin köründe tonla insan doluşmuştu.Ve bu sesleri duyan diğer yan mahalle sakinleri de cabası.Apartmanımızın girişinde bi kalabalık vardı.Annem ve babam da uyanmıştı balkondan olayı seyrediyolardı.Ben de zar zor annemin bacaklarına tutuna tutuna balkonun demirlerine çıkıp boyumu yükseltmeye çalışıyodum.Polisin birinin kucağında Mustafa vardı,ağlıyodu.Üstü başı yırtıktı sanki pek hatırlamıyorum ama ağladığını çok iyi hatırlıyorum.Hatta ağlamaktan yüzü mosmor olmuştu.''Allah allah Mustafa naptı ki size?''demiştim içimden.Ve ardından hemen apartmanın kapısından 3-4 polis eşliğinde Mustafa'nın babası elinde kelepçelerle polis arabasına bindirilmeye çalışılıyodu.Elinde fotoğraf makinesi olan 2-3 kişi de flaşları patlata patlata babasına soru yağdırmaya başlamışlardı.Mustafa'nın babası annesinin boğazını kesip öldürmüştü.Hem de Mustafa'nın gözünün önünde...Sonra da polisi arayıp kendini ihbar etmiş ''Gelin beni alın'' demiş.Ama adam hiç konuşmuyodu,ağlamıyodu bile.En son Mustafa'nın annesini bi ceset torbasıyla kapıdan çıkardıklarını görmüştüm.Ve Mustafa'nın o torbaya baktığı anı hiç ama hiç unutmam.Yıllardır aklımdadır o bakış.Ne zaman hatırlasam o bakışını daha fazla anlam yüklüyorum sanki gözlerine.Ve Mustafa'nın ambulansa bindirilirken beni görüp utanması falan.Kötüydü ya bayaa kötüydü.Belki de benim için bi çocukluk travmasıydı.Belki de ilk arkadaşımın hayatını tamamen değiştiren iğrenç bi olaydı.Bilmiyorum Mustafa'yı bi daha hiç görmedim.Ama hep özledim.Sokakta yemek yapmayı kestim o günden sonra.Ve okuma yazmayı öğrendikten sonra bile her ''İNŞAAT ALANI'' yazısını ''GÖMÜ VAR BURDA '' diye okudum.Bazen diyorum keşke yine burda olsan da sorsam sana ''Eee Mustafa peki burda ne yazıyo?'' diye...

KEZBAN ÖPER :)