27 Aralık 2011 Salı

Merry Christmas Bitch!

Hüptürük toprakların,düttürü vatandaşları!Yurdumun hacı şakir kokan,pedükürlü,elitist,marjinal kezbanları yeni yıl geliyoo anacımEvet içkileri havaya kaldırıp,10'dan geriye Var Mısın Yok Musun? yarışmacıları gerizekalılığıyla saymaya çok az kaldı.(kutum küçük merkez!tamam)Ve sokakta tezgahında noel baba kostümü giymiş kısa samsun içen milli piyangocular sizi seviyorum...

''Güle güle 2011,Hoşgeldin 2012'' posteriyle dolu çarşı,pazar,tükkan gezintisi yapan kalabalık kalabık insanlar ''kırismıs'' alışverişine başladılar.Hayatımda sadece ailem ve birkaç sağlam dostum dışında kimsenin olmayışı beni ''Aıyy hediye almam lazıaaaam!'' paniğinden kurtarmış olsa da hafiften buruğum sanki.Hani önemli biri olsaydı gider 5 lirama kıyar bi bulüz neyin alırdım belki.Ehehe şaka anacım şaka.Herneyse klasikleşen ev içi hediye törenine gelirsek...Bu sene de canım anam yine gidip en işime yaramayan örneğin: mikroskop,tükenmez kalem silgisi,turnosol kağıdı,patik tiftici tarzında bi hediye alıcak.Yuppiii çok mutluyum.Düşünmesi yeter mucuk.En azından ''elimle yaptım'' hediyeleri kadar berbat olamaz.Zamanında kim çıkarmışsa şu ''Manevi değeri olur git kağıda ağaç çiz zarfa koy....bla blaa'' klişesini.Yok öyle şey lan.Hediye dediğin afedersin sike sike parayla alınan bişey.Paran yoksa A4 kağıdına ağaç falan çizme.En kocamanından BEN FAKİRİM yaz.Sonra bana getir,ben seni anlarım zaten,hak veririm sana!!Herneyse konuyu böyle dağıttıkça ekrana Perihan Savaş gibi bakmaya başlıyorum.Yeni yıldan hem sizin için,hem kendim için isteklerim var!Buraya gel tonton yaşlı adam....

KEZBAN DİLEK VE İSTEK LİSTESİ:
  • Bu sene iphone uygulamalarında bi yenilik yapılsın.Artık karşılaşıp kesiştiğimiz adamların gay olup olmadığını anlamaya çalışmayalım.Şöyle baktığımız anda telefon direk ötsün.Ekranda ''GİT YAPIŞ'' veya ''O SENİN EMMİN'' yazan değişik teknolojili şeyler olsun.Yapılsın bunlar,rica ediyorum....
  • Herkesin en az 1 kere sevgilinin eski sevgilisini sınır dışı etme hakkı olsun...Sınır dışı edilen kişi 20-30 sene ülkeye geri gelemesin.Pipisi kopsun bi de (sonuncusu biraz bana kalmış)
  • Sabah kalktığımızdaki o çirkin şişik suratımız için sabun üretilsin.Yüzümüzü yıkayıp kuruladığımız andan sonra en yahuşuklu olalım...(sevgili Dove yapabiliyosan yap anacım)
  • Sohbeti süper ama tipi berbat adamlarla,yakışıklı ama sohbeti olmayan adamın özellikleri değiştirilsin.Hayat bayram olsun...
  • Ferhat Göçer ve Ömür Gedik bi iş teklifi alsın.Zimbambo'ya taşınsınlar 15-20 çocukları olsun.Ömür Gedik hayvanları rahat bıraksın..
  • Sabah uyandığımda kapımda 1 range rover,1 adet villa tapusu,1 adet biscolata erkeği (ispanyol olanı olursa daha iyi olur) ve 1 adet 2 milyon dolar servetli banka cüzdanı bulayım..(bu dilek kişiseldi)
  • Hergün birisi gelip ''bugün bunları giyeceksin'' desin.Gece gelip verdiklerini geri alsın.Hiç yıkama,ütü,dolap derdimiz olmasın....Hergün şık olalım.
  • Zayıflar kilo alsın,şişmanlar kilo versin...Herkes fit olsun,vücutlarımız bebek poposu gibi pürüzsüz olsun...
  • Havuç pantolon modası bitsin.Bu konuda ciddiyim.Önüne gelen mavi,kırmızı,sarı havuç pantolonları kıçına geçirmesin.Gay üniformasına bi DUR! densin.
  • Prezervatif ve kayganlaştırıcı kullanımı artsın (sosyal mesacımı da verdim ohh)
2012 bize şans versin,değer versin,umduğumuz şeyin güzeli,istediğimiz şeyin en harikası olsun.Yapmak zorunda olduklarımız bitsin,asıl yapmak istediklerimizin zamanı gelsin...Ne bileyim ya mutlu olalım işte. 

KEZBAN ÖPER:)

EDİT:Beni teee geçen haftalarda Mim'leyip böyrüne basan sevgili Bi'Gay in yazısını şimdi gördüm.Kafama terliği yedim orası ayrı :( Bu yazı ona ithaf edilmiştir.Kulaklarından öperink onu :)

16 Aralık 2011 Cuma

Ayrılalım Ama ''Medeni'' Olsun!


Nedendir bilinmez doğrusunu,akıllısını gidip seçmez şu kalp denilen kancık.Gider de en kıranını,en dökenini yapıştırıverir orta yerine.Dupduygusal bir yazı gibi mi gözüküyo?Hiç sanmıyorum...Aslında gülünecek halime ağlıyorum demeliyim.Terslik bu olmalı.Senelerdir kullanılan terimi bile eğirip büküp kıçıma çeviriyorum...Evet her biten şey gibi en son yaşadığım (karşılıklı duygusal filört ehehe) şey de finish çizgisini görmüş bulunmakta.Penis şeklinde bir kupa bile getirmeyen eller kırılsın!Kutu kutu nutella yiyip,yatağa picamalarıyla kendini atmış bir bebe efekti kullandığımı düşünelim mesela...O artık gitti ve gelmeyecek tam da şuramda bir....öfff olmuyo işte bende bu efektler..

BU GECE SON BİRAZ SONRAĞĞ BÖLÜMÜ:
İnsanlara verdiğim değerlere göre kafamda raflar var benim.Mesela birine az değer vermişsem hoop alıyorum onu en alt rafa koyuyorum.Diyelim 3.2 şiddetinde değerliyse orta rafların dibicik kıyısına sıkıştırıyorum.Çok değer vermişsem en tepelerin tepesine yerleştiriyorum,ona ulaşamıyorum sanki.Kafam bir kütüphane gibi.Ama kitapları yerinde sabit tutabilene aşk olsun.İnsanlar durmuyo,insanlar beklemiyo...En son ilişkimi gözden geçirip analiz ettim.Beni sevdiğini söyleyip,bana saygı duymuyodu.Karşılıklı güven duygularımız doktorlar tarafından alınmış gibiydi ve sağlıksızdık.İlişkinin başında zirvelerde olan seks hayatımız şimdilerde rögar kapaklarının altına kadar düşmüştü.Kısacası aşk ölmüş,sevgi bende kalmıştı..Onun da kısası bu sefer daha çok seven ben,hevesini almış ama ayıp olmasın diye gidemeyen oydu!Durumu tek başıma yargılayıp kendimi celallendirmekten vazgeçip sevgilime mesaj attım (eski sevgilime işte)’’Yarın buluşalım konuşmamız gerek’’ diye..

AYRILIK BÖLÜMÜ:
Hiç ‘’medeni’’ ayrıldığım bi insan olmadı hayatımda şu zamana kadar.Ya boğazım patlayana kadar kavga gürültü,ya laf sokup silinen telefon numaraları...Ayrılığın medenisi olmaz bence.Sevgilisinden ayrılıp ‘’dost’’ kalabilen herkese şok olmuşcasına bakıyorum.Bi zamanlar sevdiğin,gözünün içine baktığın,yatağından eksik etmediğin insanı al karşına ‘’Ehihi nası gidiyo yeni ilişkin?’’ de..Olucak iş değil..Kesinlikle kabul etmiyorum.AY EM NAT!!!Ambulans çağırın!!ÇABUKKK!!.Biliyorum işte böyle konulara geldiğim andan itibaren adeta gözüme tiyatro perdeleri iniyo ve başlıyo bi trajikomedi...Gözlerimde perdelerim,gözaltlarımda torbalarım şehrin tam merkezinde buluştuk onunla.Ayrılık konuşması yapmayı da cidden bilmiyodum.Yani masaya oturur oturmaz ‘’Şey ayrılıyorum senden?Tamam mı ?Sorun yok di mi?Oldu o zaman neyseee görüşürüz bayyy’’ diyip kalksam kendimi hiç yadırgamazdım.Neyse ki öyle bişey yapmadım.Ama onu ona şikayet etmek te gereksizdi.Yok ‘’Sen şöyle birisin,makarnayı yiyemiyosun,sakalların batıyo,öküzsün,bi de bana geçen şunu söylemiştin’’diyerek sadece içimi dökerdim.Ve karşı taraftan da aynı tepkili bişeyler gelirdi,konu uzardı.Birbirimizi kırmaya başlardık,ve ben kırılırsam masayı alıp kafasına atardım.Hoş olmazdı..Buluştuğumuz mekanda kahve içip,medeni bir şekilde konuşmaya başladık.’’SEN DEĞİŞTİN’’ dedi.’’SEN DEĞİŞTİRDİN’’ dedim bende.Uzun uzun sessizlikler yaşadık.Öteden bakan ‘’Sağır Ve Dilsizler Derneği Toplantısı’’ yapıyoruz zannedebilirdi.’’OLMUYO’’ dedim.’’OLMUYOSA BİTSİN’’ dedi.Ayrılık isteğini şimşek hızıyla kabul edebilen başka bi Allahın kulu daha olamazdı zaten.Şaşırmadım..Onun söyleyemediğini ben söylemiş oldum.O sadece gelen dublaja onay verdi.Ama altyazı olarak ‘’Göt’’ dediğimi okuyamadı....

VEDALAŞMA BÖLÜMÜ: 
Filmlerde gördüğüm veda sahneleri ne kadar karizmatik,ne kadar hüzünlü oluyodu.Mesela caddenin sonuna geldiğimde elimi kaldırıp ‘’Taksiiiiiiiii’’ diye seslenip,taksiye binmeden önce son bir öpücükle ‘’Kendine iyi bak adios vela quetema sapronita veluez’’ demeye kalksaydım oracıkta Altın Ayı ödülümü alırdım.Gerçi ne söylediğimi bende bilmezdim,cidden ne demek acaba lan bu cümle?(şak diye soru sana) Herneyse ben fakirgillerden gelme bir yaban çiçeği olduğum için yaklaştım gelen körüklü otobüse.Hani belki otobüse binerken ‘’Elveda yiğidim ben artık senin için bir yabancıyım böhühü’’ dediğimde böğrü yanarda kendini körüklü otobüsün önüne neyin atar.Pehh nerde?Otobüse binmeye çalışırken döndüm ve sarılmak istedim son kez.Bi baktım yaşlı bi amca bana bakıyo ‘’Hadi hadi binmiceksen sıradan çık evladım’’ dedi.''Iyy Allah seni kahretsin bastonlu zebellak'' dedim içimden o sinirle.Döndüm,baktım son kez.Benim ki elinde telefona baka baka duraktan uzaklaşmaya başlamış bile.Bastonlu zebellağa sarılıp‘’Beni götürrr buradan noğloooorrr amcaağğ’’ diye diye ağlayabilirdim.Hiçbişe olmamış gibi otobüse bindim.Cam kenarına oturdum.Yüzümü sola çevirip bakmama kararı aldım.Ama dayanamadım.Otobüs hareket ederken son bi göz ucuyla baktım.Onun el salladığını gördüm.Aylar önce her buluştuğumuzda durakta bekleyip karşılayan insan şimdi ‘’hadi canım yol al’’ dermiş gibi beni uğurluyodu lan.İçim ‘’cızz’’ etti.Bu sefer içim ‘’cızz’’ edince aklıma mangal yaptığımız gün geldi.O günü hatırlayınca gecesinde konuştuklarımız,kahkahalarımız bla bla...Hayır hayır hayır! Hemen rotamı başka düşüncelere çevirdim.Otobüs yol aldı evime doğru gelmeye başladım...Artık tamamen yol benim,rota benim.. Hoşgeldin Single Kezban..ADİOS GENÇ ADAM VELA QUETEMA SAPRONİTA VELUEZ!!

KEZBAN ÖPER:)

7 Aralık 2011 Çarşamba

Kestirmezsen Erkek Değilsin

''Yeri geldi sizi jöle kutusuna yatırdım,yeri geldi fön makinesiyle ruhunuzu elinizden aldım.Özür dilerim yavrularım...''

Bu hayatta beni bi türlü bulamayan 2 şey var.Biri Tacikistan’da yaşayan ruh eşim,diğeri de şeklini şemalini bir türlü tutturamadığım saç modelim.Sokakta gezerken bakıyorum ki öyle böyle insanlar kafalarından çıkan telleri sayılarına bile bakmadan düzgün kullanmayı öğrenebilmiş.Hayır ilkokul,ortaokul ve lise yıllarında mecburen ''öğrenci traşı'' olduğumdan kelli, o yılların biteceğini düşünürken ‘’ınısını ıvrıdını sikicem ilerde bah bah gör nası şekil yapacam bu kafayı’’derdim içimden.Yıllar geçti, kavga bitti haliyle.Her kampüs gören masum köylü gibi saçlarını hemen uzatan,Kenan Doğulu’nun 90lar zamanı stayla saçı uzatıp sırma gibi dolaştım.Iyk..Saçlar kabarıyor,kabarmasa yağlanıyor,yağlanmasa keçiliği tutuyor.Ve hergün sabah 5’te kalkıp nerdeyse kafaya deve kuşu taşağı sürmediğim kalıyo...Ama nafile..Daha sonra 1-2 sene içinde dellenip üç numerö yaptım.Kabak gibi burnum ortaya çıktı,kulaklarımı saklamak için kumaşçıdan 2 metre saten kestirmek zorunda kaldım...Ama yine nafile...Önleri kaldırıp yanları yatırdım,yanları kaldırıp önleri görümce modeli yaptırdım...Uhuuuu dıdısının dıdısı..Say say bitmez.Rihanna gibi her ay yeni bir saçla halkın arasına karıştım, ama hemen bir kıç deliği çıkıp ‘’senin şu favoriler çok şey olmuş yeeaa ehehehe’’ diyip oracıkta sokuverdi hevesimin içine..

BERBERBER BÖLÜMÜ:
Ve geçen gün işyerinde sıçamık tipli biri ‘’Ayh Kezbancığım şu önlerini biraz aldırsan Riçırd Gir’in gençliği çarpı üstüne Tom Kuruzuu olursun anacım’’ dedi.İçime bi kurt düştü.Hemen tuvalete koşup aynaya baktım.Zaten bu benim genel huyumdur,biri karşımda konuşurken mesela devamlı burnunu ellerse bana ‘’sümüğün var Kezban git temizle’’ iletisi gönderiyomuş gibi geliyo ve ben konuyu yarıda kesip deliklerime bakmaya gidiyorum...(burun deliklerime haaa)Hiç te bilemmm..Çok temiz...Herneyse saça baktım baktım.Cidden önleri biraz aldırsam,arkalara biraz ekletsem,yanları kazıtsam süper olucaktım bence...İş çıkışı aptal aptal gezerken bi berberin önünden geçiyordum ki kafamda aniden bir ampul yandı..İçeri girmek ve girmemek arasında düşünürken ayaklarım tükkanın kapısına kadar gitti....Bütün cesaretimi toplayıp hayatımda ilk kez başka bir berberde saçımı kestirmek için ölüm vuruşumu yapıyordum,boru değildi.Hem düşününce bunca yıl gittiğim berber herifi saçımı ne hallerden ne hallere sokmuştu..Pislikti bile bile beni ucubeğğ yapmıştı.Bi nevi onu bu yeni berberle aldatacaktım.Hatta ve hatta saçımı kestirdikten sonra ilk önce ona gidip nanik nanik yapıp kaçacaktım.Hıh hıh evet evet bunu yapmalıydım...

TAKIM ELBİSELİ ADAMLARA KESTİRMEK BÖLÜMÜ:
İçeri girdiğimde adeta şok oldum.Nerde benim o sidikli berber,nerde bu eşek kadar salon.Koskaca siyah deri koltukların bulunduğu,televizyonunda fashion tv açık olan takım elbiseli 3 adam deli gibi saç kesiyolar.Kasada duran kadın ‘’Buyrun’’ dedi hemen.Kadın lan KADIN!!Benim eski berber tvde kadın gördüğü zaman kulağını bile keser,hatta yetinmez saatlerce sürtüp durduğu sikini aniden gözüne sokar oracıkta.Bunlar gidip  kadın eleman almışlar...Breh breh...Hemen oturdum deri koltuğa dergileri karıştırmaya başladım.Orta şekerli türk kahvem bile geldi.Ağlamak istedim.Allam alam çok mutluydum.Saçı kesilen adam koltuktan kalkarken ‘’Çok teşekkürler Erdal tam istediğim gibi oldu’’diyordu.Ben bunlara alışık değildim.Benim bildiğim ‘’Saolasın amına gayayım elim ensem açıldı golanya ver gayri parlasın zırtım zıvan’’vb.. sözlerdi..Tam bunları düşünürken,aniden başka şeyler de düşünmeye başladım.’’Kezban burası çok güzel evet ama sor bi bakalım neden güzel?Adam nerdeyse taşaklarını yalayacak senden 15 tl mi alacak? Senin cüzdanında kaç para var?Babam böyle pasta yamayı nerden öğrenm....bla bla Ayyyyhhh’’ O an huzursuzluk kapladı içimi,içtiğim kahveyi kusup salondan çıkmayı düşündüm.Ama sıra bana gelmişti.Koltuğa ister istemez oturdum.Adam nazikçe havluyu koydu enseme üstüme de o tülümsü şeyi örttü.Ne zaman gözgöze gelsek gülümsüyo bi de yapmacık yapmacık.’’Ehi ehi nasıl yapacağız’’ falan diyerek benden cevap bekliyo.Bende anlattım işte Safiye Soyman modelimi hemencicik.Bu başladı kesmeye.Kestikçe kesiyor,kırptıkça kırpıyor...Arada makineyle ensemde gidip geliyo ben uyuşuyorum,uyumaya kalkıyorum.Ama salyam akar da rezil olurum diye panikleyip hemen gözlerimi açıyorum.Herneyse saç kesimim bitti.Bu takım elbise diğer takım elbiseye ‘’bir yıkama alalım’’ dedi.Geçtik küçük lavabolu yere.Saçımı yıkayan takım elbise hafif kilolu ve gözlüklü,biraz da sivilcesi vardı.Başladı saçlarımı yıkamaya..Yıkıyo mu,sevişiyo mu belli değil lan!O dokunuşlar,o nazik davranışlar...Ömrü hayatımda hiçbir adamdan görmediğim o şevkat ve güven duygusu...Oha Oha kendine gel Kezban!!!Nerdeyse gözümü açıp ‘’Takım elbiseeeee evimin direğğeee ol anam’’ demek geldi içimden ama kendimi tuttum....Yıkama bittikten sonra,tekrar koltuğa oturdum.Başımda havluylan otururken ezik ezik etrafıma bakmaya devam ettim.Havluyu kafamdan söküp alan bıdık başladı saçlarımı kurutmaya..Kurutma makinesiyle kanto yaptı desem yeridir.Hayır amk anladık tamam,iyi kestin,dükkan güzel de o kurutma makinesini eline alınca bi eğilmeler gözlerini kısmalar!!Ne ayak yanii alala...En sonunda kurutma işlemi de bitince bana ‘’Vaks mı daks mı süreyim?’’ diye sordu.O sıra benim cahilliğim tavan yaptı öküz öküz suratına baktım adamın.Herneyse sürdü bişeyler işte hızlı hızlı şekil de verdi..Kasaya doğru ilerlerken kalbim götümden çıkıcak sandım.Hayır o kadar saat uğraştır,dur sonra kasada paran yetmesin.Olmazdı..Bildiğim bütün süphanekeleri okudum (amin).Kadınceğiz ‘’40 lira efendim’’ dedi.Neyse ki cüzdanımda turuncu bir 50’lik yatıyodu zor zamanlar için sakladıydım.Paramı ödedim şıraaaaaaank diyeee.Eşantiyon olarak şampuan,erkek duş jeli falan hediye etti bide ay cınım.Oradan çıktığımda dünyanın en büyük özgüvenine sahiptim.Ciddi ciddi saçımı beğendim.Tabii ertesi gün yıkanıp,saçımı yapamayınca sorunun ne olduğunu anladım..Sorun sende değil sevgili saç BENDE!!!Neyse ki duş celleriylen yıkanıp yıkanıp buram buram irkek kokucam nihahaha....

KEZBAN ÖPER:)

6 Aralık 2011 Salı

Geçenlerde Yine Sevişiyorum...

‘’Büyüyünce çok canlar yakçek bu valla ablaağğğ’’ denilen her çoluk çombalak koşa koşa büyüyüp ok işaretlerini takip ederek beni buldu.Görev başarıyla tamamlandı,canlar yandı ağabeyler ablalar şom ağzınıza pide götünüze sağlık...Immm nefis bir cünüplük ve sıfır mantık hatalı bir beddua...

Şöyle bir Fayt Kılap açılmaz ki dinine yandığım şehrinde.Gideyim gece gündüz hem dayak yiyim,hem dayak atayım Biretlii Pittlere...Ha benim fayt fantezim mi var?HAYIR! Sadece öfkenin ve mutsuzluğun akıtılması için şiddete bir fincancık ihtiyacım var ihi? Annem eğer sizde de yoksa önemli değil dedi...Yarın marketten alıcakmış zaten..Fazla koydunuz sadece bir fincan birrr 1!1!1... (küçükken her komşuya gönderilişimde yaptığım uzun soluklu biz fakir değiliz açıklamaları)Rüzgarına,titretmesine kurban olduğum şehir bir kışı daha bana zulümlü kederli,düşünceli adam heykelli geçirtiyo ya işte ona çok kırgınım.Akşam otobüse bindiğimde kafamı cama yaslayıp saç yağlarıyla dertleşiyorum çoğu zaman.Sevmediğim bi iş yerinde çalışırken,kendisi tarafından sevilmediğim bi adamla aşk yaşadığımı zannedip,akşam sevilip sevilmediğim meçhul eve dönüyorum..Biri bana acil yer vermeli.Baksana lise defterlerini elinde tutan minik bi bebe bile uyuyomuş gibi yapıp yer vermiyo...taktiğim bile elimden çalınmış gitmiş.Taktiksiz,parasız ve sevgisizim kısacası.Bu kadar bergenleştikten sonra silkinip kırmızı düğmeyi kökledim bilmediğim ilk durakta inip çaktım bir sigara...Malzemelerim yanımdaydı :1 boş bank,1 sigara,1 hastalıklı beyin...

MANİK ATAKLAR BÖLÜMÜ:
Bankta otururken kısa filmlerin sessiz ve 35 dk aynı noktaya bakan adamı olmamak için soktum elimi cebime...Telefonu çıkarır çıkarmaz mesaj bölümüne cümleler yazmaya çalıştım.Bakmayın sayfa sayfa yazıyorum buraya ama kısa mesaj alanında özürlü esemes portakalı ödülleri dağıtılsa ağlaya zırlaya her sene ben olurdum o kürsüde.Öncelikle mesaja başlarken hep S harfi kullanmaya çalıştım.SEN ÇOK ADİSİN yada SEN VAR YA..... NEYSE CANIM ÖPTÜM KİB BY...Mesajla olmayacak bu iş dedim ve rehberde numarasını görür görmez arama tuşuna sarıldım..Ama telefon çalarken ‘’Allam ben ne diycem şimdi?Ha şey derim napıyosun derim,o da sorar iyi misin? diye.Bende iyi değilim derim.Noldu?der..Der mi acaba?Ya demezse..aman demezse de ben derim neden iyi olmadığımı sormucak mısın?...Peki sormucam derse? Ayy ne biçim adam bu yaaa yeterrrr artık..Ebenin öllüğü der kapatırım suratına sonra telefonu da denize atarım’’ diye kısa süreli manik ataklar geçirirken karşı taraftan ‘’Alo’’ sesi geldi.Hallaç pamuğu olmuş beynimle ağzımdan ‘’Haaa?’’gibi mantıklı bir ses çıktı cevap olarak .Oysa hayalimde böyle bi sahne yoktu Haaa ne demek haa ne demek? Konuşmak istemediğimi fark edip telefonu bi anda kapattım,ama ekranda devamını kabızlıktan getiremediğim S harfini de ona yollamış oldum..Negzel elde bir ‘’Haaaa’’ ve akabinde gelen bir S...var!Hassss!! Nerde bana alkışşş?..Eve gidip kilolarca ağlamak....Kova kova...Dünyanın en pesimist insanı oldum sanki.Her yediğim yemek pırasa,her gördüğüm insan İzzet Altınmeşe ‘’ben’’ine sahip ve acımasız...

BEN DE BURALARDAN GÖÇERİM BÖLÜMÜ:
İnto the wild filmindeki (bkz:şurdan) Christopher gibi dağlara bayırlara,yeşillikli kırlara açılmak istedim.Hadi Christopher’a fazla para battı kaçtı,göçtü.Benim öyle bi durumum da yok şahsen.Dünya’yı gezmeye kalksam oturduğum yerden anca Bergama’ya gidicek bir birikimim ve sermayem var.Ama Bergama’yı bi geçtim miydi ver elini Peru...Buna deli gibi inandım.İşyerinden aldığım 100 lira avanstan sonra 5 günlük rapor aldım.Annem’e ‘’Allah için anne beni 4-5 gün arayıp sormayın bi arkadaşımdayım ve iyiyim’’ diye mesaj attım.’’Sen kimsin?’’ diye cevap atar diye bekledim ama cevap bile gelmedi.Neyse önemli değil, canım aylem çok ilgili huğ huğ....Sevgilime en son attığım ‘’S’’ harfi haricinde başka bir şey yollamadım telefonumu kapattım.Beş günlüğüne de olsa şehrin dışında 1+1 evde oturan  arkadaşıma 1 kazak ve 1 pantolonla geldim.Soğuk ve iğrenç bir ev..Ama huzurluyum.Ketılla duş alıp,menemen yiyoruz.Benim yüzümden kız arkadaşıyla 2 gündür seks yapamasa da mutlu gibi gözüküyo arkadaşım..’’Enter’’ tuşu çıkmış bir laptopta bunları yazdım..3 gün sonra yine her şeyin aynı olacağı ihtimalini düşünmek istemiyorum..Sadece uyumak,uyumak,uyumak....rutubet kokan yastıklarda.....

KEZBAN ÖPER:)