6 Kasım 2011 Pazar

Senin Popon Güzeldir Kesin...


Sen kimsin?Tipsiz misin?Kesin sallıyosun?Tanıdım seni,Mahmut abinin oğlusun sen!! vb... mesajlardan hergün beşer yirmişer alıyorum.Evet açıklıyorum ben aslında Sümer Ezgü’yüm sadece dikkat çekmek için bunları yazdım.Türkü kasetlerimin üstüne az şarkılar doldurmadınız şimdi beni dinliceksiniz BENİ!

Ve yakın zamanlarda tanıştığım tatlı sevimli ve bi o kadar meraklı arkadaşım (ismini vermemi çok istedi ama yapmayacağım ehehe mucuk buradan) benimle bir röportaj yaptı.Bütün konuştuklarımız ahanda budur:

+Selam Kezban öncelikle bloğunu severek takip ettiğimi belirtmek isterim ki bazen cidden çok gülüyorum ellerine sağlık:) Böyle bir şey nasıl aklına geldi?Neden blogspottasın?
-Öncelikle bloğumu sevdiğin için sana gülüyorum saf ehehe.Herneyse teşekkür ederim iltifatların için vee blog yazma fikri diye bişey yoktu.Aslında normal bi blog sayfam var uzun zamandır ama ‘’mahalle baskısı’’ altında eşe dosta afişe olmaya pek götüm yemedi diyelim..Bunu açtım bende ohh misss...

+Peki neden Kezbans?
-Kezban eski türk filmlerinde gördüğümüz saf,temiz ama parisi bile gören uyduruk bi karakter zamane senaristlerine kızmamalı..Ama kendime yakıştırdığım en güzel sıfat bu olmalı.Baksana mesela Kezban Paris’te filminde karı gidiyor gavur ellere adamı etkileyebilmek için jölö jövi vüğviva gibisinden dil öğrenmeye kalkıyo,başkası olsa yatırır bi Fransız bebesi bırakır Kartal Tibet’i...Ama biz diyoruz ille de Kartal!

+Yaşadığın şehir,semt ve yaşınla ilgili bile pek bilgi vermiyorsun.Korkun nedir?
-Apartman ayiiiidatlarımı gelip görürler ve benlen dalga geçerler diye tüm bunlar böhühühüh.Şaka bi yana bilgi vermek istersem veriyorum.Mesela diyorum yok sinir oldum,yok delirdim,ayy fenayım,bu konular hakkında bilgileri olsun yeter.Zaman ruhsal zaman ;)

+Peki blogunda bahsettiğin kişileri yakın zamanda gördün mü?Yazıları okuyup seni tanıyan var mı?
-Bahsettiğim kişiyi akşamüstü gördüm ohaa sen falcı mısın hahaha :D Hayır sevgilim blog sayfamı bilmiyo,bu benim rahat yazabilmemi sağlıyo.Ama bi yazıda bahsettiğim kişi okumuş yazıyı mesaj attı ‘’Rahatladın mı?Başın göğe erdi mi?Senin azına sıçayım mı?KutadguBilig öldi mi?’’ diye...Bende bişey demedim,öyleee kapandı.

+Peki artık blogla birlikte sen ‘’sen’’ misin?
-Aaaa yok ben artık Lerzan Mutluyum ahahaha bide seni tırnak içinde alınca nasıl bir ‘’sen’’ den bahsettiğini anlayamadım,tüylerim kabardı.Ben her zaman benim sokakta benim mutfakta benim yatakta.....ııı şey konuyu kapatayım ben :D

+Yazılarına ne gibi yorumlar geliyor?Eleştiriye ne kadar açıksın?
-Eleştiri hep olmalı iyi yada kötü.Ama gereksiz eleştiriyi kimse sevmez sanırım.Yorumlar genelde güzel,sevimli arkadaşlar mesaj atıyo..haa küfür eden,seks yapak mı? diyen de çok oluyo..Bi nevi pazardayım gibi işte be aslanım..

+Son olarak şunu soracağım hiç resmini koymayacak mısın?
-O zaman cevap vereyim ''ona resim denmez fıtırıf denir hıh'' demiycem tabii ki de :):) Bilmiyorum sanırım fotoğrafımı göstermiiyciimm.Ama yılbaşında 5-6 kişinin olduğu ve içinde 1 adet benim olduğum bir KIRİSMIS hediyesi yaparım,sonra tahminleri alırım ohooo eğleneler şakalar neler olcak nelerrrr aboooww

+Hahaha ne diyelim bekliyoruz (yani bekliyorum) o halde.Soruları cevapladığın için teşekkürler.Takipteyim.
-Ni demek canımsın siyuletır :)

THE SON...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder